Kadını özgürleştiren bir örgüt asla terör örgütü olmaz

Binlerce yıldan beri özgürlüğe susamış kadınların büyük bir tutkuyla Kürdistan dağlarına koşması, kendi özgürlüğünü PKK ve Önderlik gerçeğinde görmesinin bu anlamda çok tarihsel, felsefik, sosyolojik ve psikolojik nedenleri vardır.

PKK, özgür ve demokratik Kürdistan devrimi amacıyla kuruluşunu gerçekleştirdiği günden beri, kadın sorununu temel bir gündem olarak mücadele programına almış ve devrim saflarında kadın özgürlüğü için temel bir alan açmıştır. Kadın sorununa taktik açıdan yaklaşmamış, temel stratejik bir konu olarak ele almıştır. PKK kurucuları arasında öncü kadın kadrolar da yer almıştır. Kürt Kadın Hareketinin önder düzeyde gördüğü ve giderek evrensel bir kimliğe dönüşen Sakine Cansız Yoldaş, bunların başında gelir. Sakine Cansız Yoldaş önderliğinde kadın özgürlük mücadelesi, Kürdistan ve Kürtlerin yaşadığı her yerde çığ gibi büyüyerek binlerce öncüsü şahsında ciddi bir kimliğe dönüştü. Berivanlardan Zilanlara, Beritanlardan Arinlere, Viyan ve Çavrêlerden Şirin Elemhulilere, Hêlin ve Nalinlerden, Gülnaz ve Berçemlere, Nudemlerden Delal ve Azelere varan binlerce şehitleri var. Binlerce tutuklusu ve işkence görmüşü var. Müebbete dönüştürülmüş idam cezalıları var. Kürdistan dağlarında ve ovalarında kıran kırana mücadele yürüten binlerce kadın özgürlük militanı var. Binlerce çalışanı, onbinlerce dostu, milyonlarca sempatizanı var. Kürt Kadın Hareketi, tıpkı bir ana gibi, kırk yaşına giren PKK’nin bağrında doğup büyüdü. Zagros-Toros hattında, Kürdistan dağlarında gelişip ovalarına serpildi.

PKK’nin kadın sorununa stratejik düzeyde yaklaşmasında Önder Abdullah Öcalan’ın rolü belirleyici olmuştur. Gerek PKK’nin kuruluşunda kadınların yer almasını sağlamada, gerekse de kadın sorununa özgür yaşam ölçülerinde çözüm bulma arayışlarını geliştirmede ısrarlı davranmıştır. Kadın özgürlüğünü toplumsal özgürlüğün başına yerleştirmiş ve daha öncelikli bir sorun olarak tanımlamış olması, daha önceki devrim deneyimlerinden ve önderlerinden temel bir farkı olarak ortaya çıkmıştır.

Kadın sorununun tüm sorunların anası olduğunu ve kadın sorunu çözülmeden diğer toplumsal ulusal sorunların köklü çözümlere kavuşamayacağı yönünde geliştirdiği tezleri, Kadın Özgürlük mücadelesinin kırk yıllık yürüyüşünde pratik olarak ispatlanmıştır. Bu bakımdan kadın özgürlük problemi ve çözümü yönündeki tezleri, sadece teorik tespit ve perspektiflerle sınırlı kalmamıştır. Bu tezlerin gerçekleşmesi için, mücadele saflarına katılan yüzlerce kadını eğiterek kölelik-özgürlük ayırdına varmasını sağlamıştır. Devrime Kürtlük kimliği üzerinden katılan kadın potansiyelinde çok da önde olmayan cins bilincini büyük bir ısrarla geliştirerek, „Kadınlık kimliği“ üzerinden öncü mücadele gücü haline getirmiştir. Bir sömürge ülke olan Kürdistan gibi son derece ezilmiş bir toplumsal zeminden onbinlerce kadını özgürlüğe kaldırmak, adeta sihirli bir tılsım gibi örgütsel yaşama yerleşen bu özgürlük bilinci sayesinde gelişmiştir.

Binlerce yıldan beri özgürlüğe susamış kadınların büyük bir tutkuyla Kürdistan dağlarına koşması, kendi özgürlüğünü PKK ve Önderlik gerçeğinde görmesinin bu anlamda çok tarihsel, felsefik, sosyolojik ve psikolojik nedenleri vardır. Kadınlar, PKK’nin Kürdistan ve Kürt toplumunda geliştirdiği sosyolojik dönüşümleri çok somut gördüler, görmekteler. PKK’nin yarattığı yeni toplumsallık içinde açılan özgür kadın alanları, elbetteki kadınlar için fedaice bir bağlılığa yol açmıştır. Bu yüzden Kürt Kadınları İmralı esaretini kendi esaretleri olarak görmekte ve artık bu esaretten kurtulmak istemekteler.

PKK’nin kırk yıllık mücadele sonucu, büyük ve ağır bedeller ödeyerek yarattığı sosyal devrim ve yeni yaşam sayesinde, bugün Kürdistan ve Kürtlerin yaşadığı her yerde; askerlikten siyasete, diplomasiden yerel yönetimlere, hukuktan sanata, sokaktan dağlara yaşamın her alanında kadınların önde olduğu, birinci sırada olduğu yeni bir toplumsal gelişme sürecine girilmiştir. Kürdistan’daki bu yeni toplumsal gelişme, PKK’li yıllar boyunca gelişmiştir. Parti eşbaşkanlıklarından parlamentolara, Belediye eşbaşkanlıklarından meclislerdeki eşit temsiliyetlere kadar, Kürtlerin artık kendileri için temel bir prensip olarak esas aldıkları kadın özgürlüğü ve eşitliği konusu, PKK’nin kırk yıllık mücadelesi boyunca ortaya çıkardığı bu toplumsal gelişmenin yarattığı iklimin yansıması olarak ortaya çıkmıştır. PKK; bu toplumsal devrimin ve iklimsel değişimin sebebidir. Son beş altı bin yıllık tarihin bu en sevindirici, en güzel gelişmesinin sebebi olan PKK’ye hala terör örgütü demek dünyanın en büyük haksızlığıdır. Hakikate inanan herkesin artık bu haksızlığa açıktan karşı çıkmasının zamanı gelmiştir. Çünkü kadını bu düzeyde özgürleştiren bir örgütün, asla terör örgütü olamayacağını insanlık vicdanı iyi bilir.