Kadınlar, saldırılara karşı yol haritasını tartışıyor

TJA’nın ara dönem toplantısına katılan kadınlar, taciz, tecavüz, istismar, cinayetlere karşı ortak örgütlülük kurma kararı aldı.

Toplantıya katılan Dilbilimci-Yazar Berktay, kadını köleleştirme hamlesi olduğuna vurgu yaptı ve “Birlikte bu gidişata karşı koymamız lazım” diye konuştu.

Tevgera Jinên Azad (TJA) bileşenleri, Kürdistan ve Türkiye’de kadınlara karşı gelişen saldırılara karşı organize ettiği 2 günlük ara toplantıyı Amed'de gerçekleştiriyor. Aralarında siyasetçi, akademisyen, dilbilimci, sendika temsilcileri ve feministlerin de bulunduğu yaklaşık 200 kadın, saldırıları ve bunlara karşı çözüm yollarını tartışıyor. Güçlü katılımın olduğu toplantıda kadınların örgütlülüğünün elzemliğine dikkat çekildi. Kürt, Türk, Arap gibi farklı etnisitelerden kadınlar ortak bir mücadele kararlılığını ortaya koydu. Toplantıya katılan kadınlar, ajansımıza değerlendirmede bulundu.

'KÖLELEŞTİRME HAMLESİNE KARŞI MÜCADELE İÇİNDEYİZ'

TJA aktivistleri arasında yer alan Dilbilimci Yazar Ayşe Berktay, toplantıda devlet ve erkek şiddetinin boyutunu değerlendirdiklerini söyleyerek, bunun bölgede ve Türkiye’deki yansımaları konusunda önemli değerlendirmelerin yapıldığını kaydetti. İki gün sürecek toplantıda bundan sonra yapacakları örgütlemenin yol haritasının çıkarılacağını dile getiren Berktay, “Her zamankinden çok daha farklı bir yönelimle karşı karşıya olduğumuzun tespitini yaptık. Bu çok önemli bir tespittir. Kadından başlayarak toplumsallığa dair her şeyi yok etmeye, parçalamaya yönelik bir saldırı olduğunu tespitini toplantıda yaptık” diye konuştu.

Son süreçte yaşananları “özgür Kürt bilincini yok etme hamlesi” olarak ele aldıklarını aktaran Berktay, “Bununla birlikte özgür kadın ve özgür toplum bilincini de eklemek gerekiyor. Türkiye’yi düşünün; Kürtler ortak yaşadığımız vatanın bir parçası ve Kürtlere yönelik köleleştirme hamlesi aslında toplumu bir bütünen köleleştirme hamlesidir. Bu noktadan itibaren kadını da köleleştirme hamlesidir” dedi.

‘IŞİD’İN ORTADOĞU’DAKİ ŞİDDETİNİ AKP TÜRKİYE’DE UYGULAMAKTA’

Yaşanan saldırılara güçlü örgütlenme hamlesiyle karşılık vereceklerini dile getiren Berktay, “Aynı zamanda örgütlenme hamlesi sadece Kürt kadınlarıyla sınırlı değil; Türkiyeli kadınlarla birlikte bu gidişata karşı koymamız lazım” diye konuştu.

Türkiyeli kadınların da artık sokaklarda yürüyemez hale geldiğini, baskının tavan yaptığının farkında olduğunu söyleyen Berktay, şu tespitte bulundu:

“Türkiyeli kadınlar cinsel istismarın kadınlara yönelik bizzat AKP iktidarının kadını nasıl bir yönelim içerisinde olduğunu farkındadır. ‘Kadının fıtratında eşitlik yoktur’ diyen siyasi iktidar tarafından yönetiliyoruz. Her zamankinden daha ağır bir saldırıyla karşı karşıyayız. Erkek egemen sistem her zaman kadına yönelik saldırı halindedir. 5 bin yıldır bir köleleştirmek sistemidir. Bu saldırıların can alıcı noktasındadır AKP iktidarı. IŞİD Ortadoğu’da neyse Türkiye’de kadına yönelik şiddet ve saldırı halindeki AKP egemenliği altındaki iktidarın da böyle bir saldırı içerisinde olduğu açıktır. Kadınlar olarak hem kendi içimizde örgütlenme hem de şuana kadar bu işin içinde olmayan kadınları da işin içine katarak ortak bir karşı duruş örgütleme durumundayız. Bu durumdan ancak böyle çıkabiliriz. Karşı duruşun olduğunu aslında bizler 8 Mart ve Newroz’da da gösterdik. Tecavüz yasasına karşı ortak tepkimizi de ortaya koyduk. Hem kadınların hem de kadın öncülük ettiği karşı duruşu örgütlemek durumundayız. Bizler gücümüzün farkına varmamız gerekir. Buradan karşı çıkış hamlesini örgütlememiz lazım. Bunu da başaracağımızı ve bu toplantıda da çıkış yapabileceğimize inanıyoruz.”

‘ERKEK SİSTEMİNİ REDDEDİYORUZ’

Kapatılan YAKAY-DER İstanbul Şube Yöneticisi Cemile Çelik ise Kürdistan ve Ortadoğu’da kadınların örgütlenmesini güçlendirebilecekleri bir toplantı organize ettiklerini söyledi. Sistemin kadına dayattığı köleci statüyü kabul etmedikleri için güçlü bir örgütlenme çalışması başlattıklarını vurgulayan Çelik, “Bu sistemi reddediyoruz. Toplumun yarısını oluşturan kadınlar olarak tecavüze ve saldırılara karşı mücadele edeceğiz. Gelecek nesiller için devleti yeniden şekillendirmek ve demokratikleştirmek için kadınlar olarak alanlara örgütlenerek çıkmayı hedefliyoruz. Yaşanan kaosunda kadın gücüyle aşılabileceğine inanıyoruz bu yüzden de toplanıyoruz” dedi.

‘KADIN DEĞERLERİNE KARŞI CİDDİ BİR SAVAŞ AÇILMIŞTIR’

Jineoloji dergisi Editörü Elif Berk de savaşın giderek şiddetlendiği bir süreçte böyle bir toplantı yapılmasının önemine dikkat çekerek, sadece Türkiye değil Ortadoğu’da gerçekleşen şiddetli bir savaşın içerisinde olduklarını ve bu savaşla birlikte kadınların daha da mağdur edilerek şiddete maruz kaldığını dile getirdi. Yaşanan savaş içerisinde kadınlar nasıl kendini örgütleyeceğini ve yol yöntem belirleyeceği konusunda tartışmalar yürüttüklerini belirten Berk, “Kadınlar olarak bu savaşa nasıl ‘dur’ diyebileceğimiz ve nasıl örgütleyeceğiz, bir yol haritası belirmemiz ve bir planlama çıkarmamız gerekiyor. Savaş derken klasik devletler arası savaştan bahsetmiyoruz. En ciddi savaşın toplumun içinde ve kesimler arasında yaşanan savaş olduğunu görebiliyoruz. Bu toplum savaşa baktığımızda ciddi bir biçimde kadına dönük bir savaş açılmış durumda. Kadın şahsında kadının değerlerine dönük çok ciddi bir savaş açılmış durumdadır” değerlendirmesini yaptı.

‘KADINLAR YILMADAN MÜCADELEYİ BÜYÜTÜYOR’

Kürdistan’da kadın katliamların ve tecavüzlerin artmasının kadına açılan savaşın göstergesi olduğuna ifade eden Berk, şöyle devam etti: “Bu ortam içerisinde yaşananlarının adını koyarak ciddi örgütlenme yöntemlerimizi güçlendirmek zorundayız. En özet yöntemle ciddi bir örgütlülük ve cins bilinci etrafında şekillenecek gelişecek bir örgütlülük içerisinde olacağız. Kadınlar bir arada durdukları zaman kendi değerlerini sahiplenebiliyorlar ve kazanabiliyorlar. Aslında bu gün kadına karşı açılan savaş da budur. Bu gün toplantının en güzel ve umut veren yanı bu kadar ağır baskının olduğu bir ortama kadınlar bütün coşkularıyla her hangi bir korkuya ve yılgınlığa kapılmadan eril ve devlet sistemin saldırılarına karşı bir arada bulduklarını ve mücadeleyi daha da büyüterek yola devam edeceklerini ve 3. Dünya Savaşının halklar ve kadınlar lehine sonuçlanmasını egemen sistemin bir kez daha önüne geçilmesinin mesajını veriyor."

‘ARTIK ÖYLE BİR NOKTAYA GELDİK Kİ...'

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Kadın Meclisi Yöneticisi Siyajin Nefise Yıldırmaz da erkek egemen zihniyet ile devlet zihniyetinin paralel yürüdüğünü dile getirdi. Yıldırmaz, “Devletin baskısı ne kadar artarsa erkeğin de kadın üzerinde baskısı artıyor. Artık öyle bir noktaya gelmiş ki 13 yaşındaki kız çocuğu sokakta oynayamayacak bir hale gelmiştir. En son örneği İzmir’de görüldü. Bunun boyutunun ne kadar tehlikeli olduğunu gösteriyor. Buna karşı kadının bilinçlenmesi ve örgütlenmesinin önem arz ediyor” dedi.

Kadına karşı baskı ve sindirme politikalarını ele almak ve yol haritası belirlemek için bir araya geldiklerini kaydeden Yıldırmaz, “Erkek egemen zihniyetin kadın üzerindeki baskı ve bunun karşısındaki duruşunun nasıl olması gerektiğini ve örgütlülüğünün elzem olduğunu tartıştık. Bundan sonraki çalışmalarımızda da kadın örgütlülüğü üzerinde yoğunlaşacağız ve çalışmalarımız bu yönde olacaktır” diye konuştu.