Kadınlar, yerel yönetimler için ne düşünüyor?
Hataylı kadınlar, yerel yönetimlerde kadının oynayacağı role dikkat çekerek, "Dikiş-nakışa sıkışmayan, sporda erilleşmeye karşı düzenlemeler barındıran semt merkezleri açılmalı" mesajı verdi.
Hataylı kadınlar, yerel yönetimlerde kadının oynayacağı role dikkat çekerek, "Dikiş-nakışa sıkışmayan, sporda erilleşmeye karşı düzenlemeler barındıran semt merkezleri açılmalı" mesajı verdi.
Yerel yönetimlerde hemcinslerinin önemine dikkat çeken kadınlar, "Dikiş-nakışa sıkışmayan, sporda erilleşmeye karşı düzenlemeler barındıran semt merkezleri açılmalı" dedi. Kadınlar, "Aydınlatmalar ve kaldırımlar iyileştirilmeli, şehir içi toplu taşıma araçları gece saatlerinde kadınların istedikleri noktalarda durmalı. Gerçekçi kapasitede kadın sığınma evleri açılmalıdır” diye konuştu.
Türkiye’de seçimlerin, erkek-egemen-kapitalist akıl tarafından toplumun gündemine atıldığını, sadece kazanmanın ve daha fazla güç almanın hedeflendiğini belirten kadınlar, yerel yönetimin hâkimiyete ve ranta odaklandığını belirtiyor.
'YAŞAMIMIZA YÖN VERMEK İÇİN...'
Dilek Hoşa, “Kadınların bu mekanizmalara dâhil olup geleceklerini örgütleyebilmeleri önemlidir. Bizler ancak bu şekilde yaşamlarımıza yön verebiliriz. Kadının yerel yönetimlerdeki yeri, toplumdaki yerlerine paralel ilerler. Bunları gerçekleştirdiğimiz sürece geleceğimizden, demokratik ve eril yönetimlerden uzak bir yaşam düşünülebilir” şeklinde konuştu.
'TÜM MERCİLERİ KADINLAŞTIRMALIYIZ'
Sokaklarda, mahallelerde, parti binalarında kadınların verdiği emeğe rağmen, siyasette ve yerel yönetimlerdeki kadın temsiliyetinin azlığına vurgu yapan Gülbahar Aşkar ise, “TBMM’de 596 milletvekilinden 104'ü kadın. Yani yüzde 17. Tüm belediye başkanlarının yüzde 2.86’sı ve muhtarların da yalnızca yüzde 1.34’ü kadın. Bu vahim bir tablo karşısında; yapmamız gereken tüm bu mercileri kadınlaştırmak, kadının sesinin-sözünün-talebinin buralarda daha fazla yankı bulmasını sağlamak olmalıdır” dedi.
NELER YAPILMALI?
Aşkar, yerel yönetimlerin kadınlar lehine neler yapabileceği üzerine de şu örnekleri verdi:
“Kadının görevi diye atfedilen yaşlı-engelli-çocuk-hasta bakım hizmetinin ortak sorumluluk kapsamına alınması amacıyla her mahalleye ücretsiz kreş, engelli, hasta ve yaşlı bakım evleri açılmalıdır. Kadını sosyal, kültürel ve mesleki açıdan geliştirebilmek amacıyla 'dikiş-nakışa' sıkışmayan, sporda erilleşmeye karşı düzenlemeler barındıran semt merkezleri açılmalıdır. Sokak güvenliğini sağlamak için aydınlatmalar ve kaldırımlar iyileştirilmeli, şehir içi toplu taşıma araçları gece saatlerinde kadınların istedikleri noktalarda durmalıdır.
Kadının hayatını korumayı ve yaşam kalitesini düşürmemeyi hedefleyen, gerçekçi kapasitede kadın sığınma evleri açılmalıdır. Her mahalleye kadınların sosyal, yaşamsal problemlerinde yanında olacak, hukuki ve psikolojik destek sağlayacak kadın danışma merkezleri ve şiddet önleme-izleme merkezleri açılmalıdır. Kız öğrencilerin eğitim hakkına erişimine destek ve teşvik çalışmaları yapılmalı, çocuklara ücretsiz eğitim verilmelidir. Göçmen kadınların ulaşabileceği erişimi kolay, etkili ve yetkili mekanizmalar kurulmalıdır. Sağlık hakkına ücretsiz ve kolay erişim sağlanmalıdır.”
'YEREL KADIN MECLİSLERİ OLUŞTURULMALI'
Tüm mahalli idarelerde düzenli olarak toplumsal cinsiyet eğitimlerinin verilmesi gerektiğini ifade eden Semire Atalay, “Bu talepler mahalleyi, ilçeyi ve ili kadınlar açısından daha yaşanılabilir kılacak taleplerdir. Bunların yanında ve aslında sürece, ilerlemeye müdahil olabilecek Yerel Kadın Meclisleri oluşturulmalıdır. Mahalli idarelerde oluşturulacak yerel kadın meclisleri, kadın örgütleriyle bakışımlı ilerleyerek, doğrudan talepler yöntemiyle, resmi kurumlar ile kadınlar arasındaki sınırları kaldırmaya yarayacak, kadınların yaşam alanları hakkında söz sahibi olmasının önünü açacaktır” diye konuştu.