Gulistan Eziz, Türk devletinin 9 Ekim’de başlattığı Serêkaniyê ve Girê Spî merkezli Kuzey-Doğu Suriye’yi işgal saldırıları karşı QSD öncülüğünde verilen direnişte şehit düşen kızı Dilvin Qamişlo’yu anlattı.

Çocuklarının en küçüğü olan Dilvin’in sıcak kanlı, okulunda başarılı ve ailesini çok seven biri olduğunu belirten Eziz, vatanı ve halkı için savaşan gerillaların hep dikkatini çektiğini söyledi. Bu dikkatin, saygı ve anlamaya evrildiğini kaydeden Eziz, bir süre sonra katılım kararına dönüştüğünü ifade ederek, “Annelik duygusu bana engel oluyordu. Ona hep okuması gerektiğini söylerdim. Bir gün gidip katıldı. Yüreğimin yangınından ve onsuz yaşayamayacağımı düşündüğümden gidip geri getirdim. İkinci kez gidip katıldığında ise kararına saygı duymam gerektiğini düşünüp müdahale etmedim” dedi.

O GÜN ÇOK GÜZELDİ

Kendisi istediği ve özgürce karar verip YPJ saflarına katılan kızının, evden çıktığı gün gözüne çok güzel göründüğünü, çünkü özgürlük saflarına katıldığı için çok mutlu olduğunu ve bunun yüzüne, çevresine yansıdığını söyleyen Eziz, “Ziyaretine gittiğimde, yolun açık olsun sakın unutma; hep kalbim seninle, dedim. O da kalbin sadece benimle olmasın; Şengal’den Van’a kadar arkadaşlarım var, hepimizle olsun, diye cevap verdi” şeklinde konuştu.

SERÊKANİYÊ’DE GÖRÜNDÜĞÜNDE

Dilvin’in Serêkaniyê’ye geçtiğinden haberi olmadığını belirten Eziz, fakat diğer arkadaşları gibi direnişte yer aldığını hissettiğini söyledi. Görüntüleri Serêkaniyê’de ekranlara takılınca gördüğünü ve bundan mutlu olduğunu ifade eden Eziz, “İki üç günün ardından Serêkaniyê’de çatışmalar şiddetlendi. Bir ara uçakların Serêkaniyê’nin Sanayi Mahallesi’ni vurduğunu duyduğumda, Dilvin’in şehit düştüğünü düşündüm ama aynı anda ‘Allah’ım Dilvin’im şehit düşse de düşmanın eline düşmesin’ diye söylendim. Sonra şehadet haberini aldım’ dedi.

ONURLUYUM, BAŞIM DİK

Kızımın şahadetinden dolayı başının dik olduğunu ve onur duyduğunu vurgulayan Eziz, şunları dile getirdi: “Elbette canının bir parçası şehit düştüğü için zorlanıyorsun fakat ben şehadetine de hazırdım. Bedelin ağır olduğunun farkındayız. Her zaman onun ve yoldaşlarının izinde olacağız. Artık onlara layık olma sorumluluğumuz da var.”