KJK'den 3. Kürt kadınları kongresi hazırlık toplantısı çağrısı

KJK: “Kadınlar olarak bizler 3. Kürt kadınları kongresini gerçekleştirmeliyiz. Kürt ulusal kongresinin geliştirilmesine öncülük etmeliyiz. Tüm Kürt kadınlarını 3. Kürt kadınları kongresini yapmak üzere hazırlık toplantısının yapılmasına çağırıyoruz.”

KJK Koordinasyonu, 3. Kürt kadınları kongresini yapmak üzere hazırlık toplantısını gerçekleştirmeye çağırdı.

KJK açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“Özgürlük hareketi olarak yine çok önemli bir süreç ve dönemeçten geçiyoruz.

Kadınların özgürlük tarihi büyük bir direniş duruşu ile Kürdistan'da, Ortadoğu'da  yeniden canlanıyor. Bu nedenle Küresel modernist sistem başta kadınlar olmak üzere tüm demokrasi ve özgürlük güçlerinden ciddi bir korku ve endişe duymaktadır. Ortadoğu'da Kürt halkına karşı geliştirilen baskı, şiddet politikalarının ana nedeni kadınların, Kürt halkının, halkların, inançların kısaca tüm demokrasi ve özgürlük güçlerinin giderek daha fazla birbiri ile kenetlenmesidir. Rêber APO’nun demokratik unsurları birleştiren ve güç haline getiren özgürlük paradigması son derece etkili, belirleyici olmakta gelişmelere yön vermektedir.

HEGEMONİK SİSTEM PUL PUL DÖKÜLÜYOR

Dünya siyasetindeki duruma bakıldığında kapitalist modernist sisteme karşı hemen her kıtada gelişen ayaklanmalar vardır. Artık başta kadınlar olmak üzere dünya halklarının nezdinde devletlerin, devlet başkanlarının, parlamenter sistemlerin hiçbir inandırıcılığı kalmamıştır. Gerçekten iktidar güçleri para, medya ve zor güçleri ile ancak ayakta kalabilmektedirler. Toplumu ikna güçleri kalmamıştır. Hegemonik sistem pul pul dökülmektedir. Böylesi bir dünya gerçekliği içinde Ortadoğu'da olası gelişebilecek özgürlük alternatiflere karşı  küresel faşist lider Erdoğan’ın öne çıkarılması boşuna değildir.

ABD İle Türkiye anlaşması ve bunun sonucunda ABD güçlerinin Rojava'dan çekilmesi sadece Kuzey Doğu Suriye’yi, Rojava Kürtlerini kapsayan bir planlama değildi. Daha kapsamlı idi.

ERDOĞAN’I KÜRESEL DİKTATÖR YAPMA PLANI

Başta Kürtler olmak üzere tüm Ortadoğu halklarına, kadınlara karşı geliştirilmiş bir komplo söz konusudur. Eğer Kuzey Doğu Suriye’de, Rojava’da QSD, YPG, YPJ’nin Serêkaniyê direnişi ve dünya kamuoyunun, ABD içinde Trump karşıtı güçlerin ve  halklarının sert tepkileri olmasaydı, Kuzey Doğu Suriye halkları, Rojava halkı katliamdan geçirilecek, göçertilecek ve küresel faşist lider Erdoğan’ın önü sonuna kadar açılmış olacaktı. Irak’taki halk ayaklanmaları ve Irak hükümetinin şimdiki zayıf, etkisiz, hâkimiyetsiz durumu sonrasında TC’nin Şengal’e hava saldırıları da göz önüne alındığında gelişebilecek olası durumlar tahmin edilebilir. TC devletinin Güney Kürdistan’da o görünen 15 binlik askeri gücü vardır ki, bu güç bilindiğinde çok daha fazladır. Bir o kadar ve daha fazla sayıda da sivil, istihbarat güçleri, ajanları ve farklı güçleri örgütlenmeleri söz konusudur. Xakurkê ve Heftanin’de operasyonlar sürmektedir. Kerkük’te Türk devletinin, MİT faaliyetleri bilinmektedir. Kerkük’ün  durumu kritiktir hala bir sorundur. Kısacası Rojava’da kazanan bir faşist Erdoğan gerçekliği Musul, Kerkük yani bizim orta alan dediğimiz yerler üzerinden Irak’a ve Güney Kürdistan’a hakim olma planlaması yapma ihtimali yüskektir. ABD lideri Trump’ın DAİŞ’i Erdoğan’ın denetimine verme planı, onu küresel bir faşist lider, küresel diktatör yapma planlamasıdır. Zaten Erdoğan bu role soyunmaya çoktan heveslidir.

KADIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN KÖKÜNÜ KURUTMAK İSTİYORLAR

Eğer ABD ve Türkiye arasındaki bu çirkin anlaşma sonuca ulaşsaydı, ABD böylelikle bir NATO üyesi ve stratejik ittifakı olan TC devletini Ortadoğu'da hakim duruma getirmiş olacaktı. Erdoğan da yeni Osmanlı padişahı, halifesi olarak tahta oturacaktı. Bu plan İran, Suriye devletine karşı da gelişebilecek politika ise ancak savaş ve düşmanlık, Rusya’nın da bölgede son derece zayıflatılması ve çıkartılması hedefini de içeren bir planlamadır. Arkasına DAİŞ’i almış bir TC devlet gerçekliği, İslam devletinden bin kat daha tehlikelidir. Bu DAİŞ’in bir biçimde resmileştirilmesi, meşru bir güç haline getirilmesi anlamına da geliyor. Diğer hali ise Erdoğan’ın tam bir  terörist bir devlet başkanı haline gelmesidir. Tüm bu anlaşmalar Kürtleri soykırımdan geçirme planlamalarıdır. Aynı zamanda Ortadoğu’yu kapkaranlık içinde boğmadır. Kadınlar açısından katliamdır. Kadınların köleleştirilmesi, tecavüz sistemi içinde tutulmasıdır. Bırakalım kadın kazanımlarını hiçbir özgürlük kırıntısını bile bırakmama, kadın özgürlüğünün kökünü kurutma istemidir. Dünyadaki özgürlük eğilimlerini bitirmedir.

Bu nedenle 9 Ekim 2019 da ABD’de Trump’ın  kararı ile ABD güçlerinin Rojava’dan çekilmesi ile başlayan ve TC ve çetelerinin  geliştirdikleri Rojava işgal harekatı Önderliğimize, kadınlara, Ortadoğu halklarına, dünyadaki tüm özgürlük güçlerine karşı geliştirilmiş çok büyük bir komplo ve saldırıdır. Zaten bu nedenle küresel demokrasi ve özgürlük güçleri Rojava'ya sahip çıkmışlardır.

Irak halklarının başta Bağdat olmak üzere tüm kentler de yolsuzluğa, işsizliğe, yoksulluk için dile getirdikleri talepler meşrudur. Revadır. Irak Anayasası’nın değişmesini istemekteler. Ancak sorun bu değildir. Irak Anayasası Ortadoğu’nun en özgürlükçü anayasasıdır. Sorun bu anayasanın uygulanmamasıdır. Bu anayasa tartışmaları Güney Kürdistan’daki Kürtlerin statükosunu da gündeme getirmiştir. Ki bu çok tehlikelidir. Elbette ne Rojava’da, ne Güney’de Kürt halkının kazanımları üzerindeki bu çirkin, sömürgeci siyaset ve politikalar, saldırılar asla kabul edilemez. Türk devleti Rojava’dan da, Güney Kürdistan’da çıkarılmalıdır. Tüm özgürlük güçleri bunun için çalışmalıdır. Güney Kürdistan’daki Türk güçleri Güney halkımız için, Ortadoğu için çok büyük bir tehlikedir. Güney Kürdistan hükümeti artık bu gerçeği  anlamalı ve kendisini kandırmamalıdır. Kürt Ulusal birliği için çalışmalıdır.

KÜRTLERİN ULUSAL BİRLİĞİ STRATEJİKTİR

Kürtlerin ulusal birliği bu nedenle tüm bu siyasal gelişmeler açısından çok stratejiktir.  Bu pratikleştirilmelidir. Kadınlar olarak bizler 3. Kürt kadınları kongresini gerçekleştirmeliyiz. Kürt kadınların birliğini sağlamalıyız. Kürt ulusal kongresinin geliştirilmesine öncülük etmeliyiz. Bu nedenle tüm Kürt kadınlarını 3. Kürt kadınları kongresini yapmak üzere hazırlık toplantısının yapılmasına çağırıyoruz.

Kürt halkı ve kadınlar üzerindeki tüm bu tehlikeler halen devam etmektedir. Bu nedenle tüm kadınları, halkları, inançları, demokrasi ve özgürlük güçlerini küresel faşist lider Erdoğan’a karşı daha örgütlü ve etkili, planlı, bir şekilde direnişe, eylemsellik ve diplomatik çalışmaların daha fazla yapılması gerekiyor. Küresel faşist lider Erdoğan ve arkasındaki hegemonik sistem küresel demokrasi ve özgürlük güçleri tarafından yenilecektir."