KJK: Faşist rejimi yıkacak hamlesel direnişi yükseltelim

KJK Koordinasyonu, "Gün büyük direnme günü, varlığı koruma ve özgürlüğünü sağlama günüdür. Başta her yaştan Kürt kadınları olmak üzere halkımıza faşist rejimi yıkacak hamlesel direnişi yükseltme çağrısı yapıyoruz" dedi.

 

KJK Koordinasyonu, faşizme dayalı totaliter rejimi kurumsallaştırmaya çalışan AKP hükümeti devletinin, temel demokrasi gücü olan Kürt halkının örgütlü iradesini kırmak amacıyla tam bir soykırımcı savaş yürütmekte olduğunu belirtti. KJK açıklamasında, “Geçen yazdan bu yana insanlık suçu teşkil eden her türlü katliamlarına rağmen Kürt halkının öz yönetim direnişini ezmeyi başaramayan Erdoğan ve AKP öncülüğündeki faşist dikta, saldırılarını boyutlandırarak tam bir topyekun soykırım savaşı geliştirmeye çalışıyor. Bu soykırımcı savaşa karşı topyekun direniş meşru olduğu gibi varlığını korumak ve özgürlüğünü sağlamak için tek yoldur” denildi.  

KJA VE EŞBAŞKANLARA SALDIRI TESADÜFİ DEĞİL SOYKIRIM PLANININ PARÇASIDIR

KJK açıklamasında şu hususlara dikkat çekildi:

"Birinci Cumhuriyeti Ermeni soykırımı üzerinden inşa eden Türk devlet gerçeği, Kürt soykırımı üzerinden İkinci Cumhuriyeti geliştirmeye çalışmaktadır. Tam bir karşı-darbe ile her türlü muhalefeti tasfiye etmeye çalışan AKP, bu kirli planları önünde temel engel teşkil eden Kürt halkının örgütlü gücü ve mücadelesine karşı saldırılarını yoğunlaştırmaktadır. Bugün Amed'de başta Özgür Kadın Kongresi (KJA), Büyükşehir Belediyesi ve Eşbaşkanları olmak üzere Kürt halkının ve kadınının örgütlü gücüne karşı gerçekleştirilen saldırının anlamı, halkımızın öz iradesini ve örgütlülüğünü tasfiye etmektir. Bu saldırının geçtiğimiz günlerde Amed'de toplanan Kürt halkının örgütlü kurum ve güçlerinin ortaya çıkardığı büyük direniş kararlılığına karşı geliştirildiği açıktır. Özellikle de Bakur'daki örgütlü Kadın özgürlük mücadelesini temsil eden KJA ve Kürt halkının örgütlü kolektif iradesinin sembolü konumundaki Amed Büyükşehir Belediyesi'nden saldırı dalgasının başlatılması da aynı şekilde tesadüfi olmayıp tamamen sistematik ve planlı bir soykırım planının parçasıdır.

AKP üç parçada savaş yürütüyor

AKP'nin öncülüğündeki faşist dikta rejimi Bakur'da fiziki soykırım düzeyinde katliam ve infazlar, siyasi soykırım niteliğinde gözaltı ve tutuklamalar, eko-soykırımlar düzeyinde yıkımlar, sokağa çıkma yasakları, basın-yayın kurumlarının kapatılması, belediyelere kayyum atanması, bu şekilde kadın özgürlük mücadelemizin en somut göstergelerinden biri olan eşbaşkanlık sisteminin ortadan kaldırılmaya çalışılması ile Kürt halkının öz yönetim ve öz savunmaya dayalı öz iradesini yok etmeyi amaçlarken, Rojava'da ise DAİŞ yerine bu kez ÖSO çetelerine dayalı ikinci bir Kobane yaratmaya çalışmaktadır. Bunun için Afrin ve çevresine saldırılarını yoğunlaştırıp, Rojava'nın bu kantonunu kuşatmayı amaçlamaktadır. Bununla birlikte Musul operasyonu üzerinden Başur'da da hareketimize va halkımıza karşı hava saldırıları biçiminde sürdürdüğü saldırılardan sonuç alamayınca kara harekatının zeminini şantajcı bir siyaset ile oluşturmaya çalışmaktadır.

DİRENİŞİN ÖNCÜLÜĞÜNÜ ÜSTLENMİŞ DURUMDAYIZ

Açık ki AKP'nin öncülüğünde Türk devletinin birleşik faşist cephesi tarafından halkımıza ve hareketimize karşı başlatılan bu topyekun soykırımcı savaşının altında yatan, yapısal kriz halindeki Türk ulus-devletini İkinci Cumhuriyet biçiminde yeniden inşa etme arayışıdır. Bu krizi açığa çıkartan ise, Kürt özgürlük hareketi öncülüğündeki demokrasi güçlerinin direnişi olmuştur. O nedenle de bu faşist cepheyi durdurmanın tek yolu faşizme karşı birleşik demokrasi cephesini güçlendirmekten geçiyor. Kürt kadınları olarak varlığımızı korumak ve özgürlüğümüzü sağlamak için öz irademize dayalı yürüttüğümüz direnişin öncülüğünü üstlenmiş durumdayız. Şehit Sevelerin, Fatmaların, Pakizelerin, Taybet Anaların, Nucanların büyük bedeller uğruna, "Sonuç ne olursa olsun muhteşem olacaktır" inancı ile yükselttiği direniş bayrağı asla yere düşmeyip zaferi taçlandıracaktır. Kürt Kadın Özgürlük Hareketi olarak bu kararlılık ve iddia düzeyine sahibiz.

GÜN AN BE AN TOPYEKUN BAŞKALDIRMA GÜNÜDÜR

Gün Kürtlerin imha ve inkarına dayalı inşa edilmeye çalışan faşist dikta rejimine karşı topyekun direnme günüdür. Gün, AKP hükümeti devletinin her türlü saldırılarına karşı yaşamın her alanında öz savunmayı ve öz örgütlülüğü büyütme günüdür. Gün tek bir saniyeyi bile direnişsiz geçirmeyip an be an topyekun başkaldırma günüdür. Çünkü AKP'nin bu savaşı, varlığımızı yok etmeyi amaçlıyor. Direnişimiz varlık-yokluk direnişidir. Çünkü bizim örgütlü halk olarak varlığımız faşist dikta rejiminin yokluğu anlamına geliyor. Mücadelemiz böylesi tarihsel bir anlama sahip olup tarihin akışını değiştirebilecek güçtedir.

O nedenle Kürtler için öz savunma, öz örgütlülük ve öz iradeye dayalı direnişin dışında bir yaşam haramdır. Gün büyük direnme günü, varlığı koruma ve özgürlüğünü sağlama günüdür. Bu bilince sahip olup direnen başta her yaştan Kürt kadınları olmak üzere halkımızın büyük bir iradeye dayalı yükselttiği özgürlük mücadelesini selamlıyor, kader belirleyici bu günlerde faşist rejimi yıkacak hamlesel direnişi yükseltme çağrısı yapıyoruz.