KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bêsê Hozat’a K24 Televizyonu’nda saldırılara tepki gösteren KJK Koordinasyonu, “Ülkesi ve toplumu için mücadele eden kadınlara karşı geliştirilen bu ahlaksızca tutum karşısında tüm demokratik kamuoyuna, halkımıza duyarlılık çağrısı yapıyoruz. K24 televizyonu halkımıza, kadınlara karşı çirkin, düşmanca bir özel savaş politikası yürütmektedir” dedi.
KJK açıklamasında şunları belirtti: “Kadın özgürlük mücadelemiz Kürdistan, Ortadoğu ve dünyada özgür yaşamı yaratmanın büyük insanlık mücadelesini büyük bir kararlık, bilinç, inanç ile yürütmektedir. Önderliğimizin kadın özgürlükçü, ekolojik ve demokratik çizgisi kadınları, toplumu çok büyük bir aydınlatmaya, gelişime uğratmıştır.
21 yüzyıl bu anlamı ile Kürt kadınları açısından özgürleşme yüzyılı olmuştur. Önderliğimizin kadın özgürlüğüne stratejik yaklaşımı nedeniyle binlerce yıllık ötekileştirilen, sömürgeleştirilen, köleleştirilen kadınlar yeniden yaşamın tüm alanlarında yerlerini almışlardır. Kadınlar büyük yaşamsal potansiyellerini ve enerjilerini toplumsallaşmanın hizmetine koyarak toplumun özgürleşmesinde büyük bir öncülük yapmaktadırlar. Kadınların sadece egemen, zorba, yalancı bir erkek için değil tüm toplumun özgürlüğü, kadın özgürlüğü için çalışması ilkesi kutsal, geliştirici bir ilkedir. Günümüzde birey özgürleşmesinin, kadın özgürleşmesinin toplumsal özgürlükten geçtiğini en fazla ispatlayan hareketimiz olmuştur.
Bugün milyonlarca Kürt kadını siyasi, askeri, toplumsal alanlarında büyük emek, düşünce yoğunluğu, fedakarlık ve cesaretle öncülük yapmaktadır. Yakın tarihte faşist DAİŞ çetelerinin gerçekleştirdiği saldırılarına karşı gelişen kadın fedailiği tüm dünyaca kabul görmüş ve hayranlık uyandırmıştır.
Bu bağlamda kadın özgürlük hareketimiz partileşme, ordulaşma ve örgütlenme düzeyi ile tüm dünyada örnek ve referans alınacak, öncülük yapacak bir düzeye ulaşmıştır. Yine Kürt özgürlük mücadelemizin eşbaşkanlık ve eşit temsiliyeti bir ilke olarak kabul etmesi ve tüm mücadele alanlarında bunu pratikleştirebilmesi çok önemli ve tarihi bir adım olmaktadır. Kendisini ileri gören Avrupa ülkelerinde böylesi bir kadın özgürlük anlayışı, öncülüğü ve sistemi görülmemektedir.
Bu temelde günümüzde milyonlarca Kürt kadını demokratik konfederalizim, demokratik ulus anlayışı çerçevesinde tüm Ortadoğulu kadınlarla birlikte bir kadın devrimini gerçekleştirmenin çalışmalarını yürütmektedir.
Kadın özgürlük mücadelemiz emekleri, direniş ve özgürlük duruşları ile Ortadoğu’da, dünyada büyük bir takdir, saygı ve sevgi merkezi haline gelmeyi başarmışlardır.
Tam da böylesi bir süreçte Kürt özgürlük hareketimizin Kürdistan ve Ortadoğu’da sağladığı başarılar nedeni ile Türk devleti öncülüğünde geliştirilen saldırılar anlaşılırdır. Türk devleti bu saldırıları gerçekleştirirken KDP ile yaptığı işbirliği temelinde sonuç almak istemektedir. Ulusal birliğe, demokratikleşmeye gelmeyen KDP, bu çizgisini basın yayın çizgisine en çirkin bir şekilde yansıtmıştır.
En son KCK Eşbaşkanı Bêsê Hozat arkadaşımıza yönelik K 24 Televizyonu’nda gerçekleşen çirkin saldırılar bu çerçevededir. Siyasette en son konuşması gereken, mücadele kaçkını, para düşkünü kişiliklerin K24 ekranlarından son derece seviyesiz, düzeysiz, ahlaksız bir tarz da konuşturulması hem bu çevrelerin hem de bu program da konuşturulanların içinde bulunduğu durumu ortaya koymaktadır.
Bêsê Hozat arkadaşın şahsına yönelik geliştirilen saldırılar kadın özgürlüğü için mücadele eden tüm özgür kadın savaşçılarına, kadın öncülüğüne, özgürleşmek isteyen tüm kadınlara karşı geliştirilmek istenmektedir. Bu nedenle KJK olarak K24 TV Kanalını bu çirkin programı yapanları ve katılanları şiddetle kınıyoruz.
Ülkesi ve toplumu için mücadele eden kadınlara karşı geliştirilen bu ahlaksızca tutum karşısında tüm demokratik kamu oyununa, halkımıza duyarlılık çağrısı yapıyoruz. K24 televizyonu halkımıza, kadınlara karşı çirkin, düşmanca bir özel savaş politikası yürütmektedir. Bu tarz çirkin programları gerçekleştiren K24 televizyonunu halkımız, kadınlar asla izlememelidir. K24 ü boykot etme, izlememe kampanyasını yapmaya çağırıyoruz.
Bu çirkin saldırılara karşı özgürlük bilincimizi, özgür kadın kişiliğini güçlü bir şekilde geliştirmeye devam edeceğiz. Özgür kadın mücadelemiz egemen, zorba, yalancı erkek sistemi ve onun temsilcileri karşısında kadın devrimini tüm görkemi geliştirmeyi başaracak ve kazanacaktır.”