KJK: Tüm gücümüzle faşizmin üzerine yürüyelim ve yıkalım

KJK: 1 Eylül 2019 Dünya Barış Günü’nü faşizme, erkek egemenliğine, kadın cinayetlerine, doğanın katledilmesine karşı bir direniş duruşu ile karşılamaktayız. Tüm gücümüzle büyük bir inanç ve kararlılıkla faşizmin üzerine yürüyelim ve faşizmi yıkalım.

KJK Koordinasyonu, 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne ilişkin açıklama yaptı.

Açıklama şöyle:

“İnsanlık tarihinde 2. Dünya Savaşı olarak tanımlanan savaş 1939-1945 arasında gerçekleşti. Bu savaşta on milyonlarca insan öldü. Büyük yıkımlar gerçekleşti. Bu küresel savaşın insanlığa verdiği manevi ve maddi zararlar halen günümüze kadar da etkisini göstermektedir.

Şimdiye kadar yaşanan en büyük savaş niteliğinde olan bu savaşın başlangıcı ve bitişi yaklaşık aynı günlerde 1 Eylül tarihine rastlamaktadır. Dünyada bir kez daha bu tarz savaşların gelişmemesi için Birleşmiş Milletler Avrupa Konseyi 1 Eylül’ü “Dünya barış günü” olarak ilan kabul etmiştir.

Egemen erkek aklının yarattığı savaş düzeni insanlığı büyük acılara, yıkımlara, kan ve göz yaşına boğmuştur. Günümüze kadar gelen bu savaş kültürü ve düzenin başlangıcı kadının erkek tarafından sömürü altına alınması ile başlamıştır. Toplumsal barışın, huzurun, adaletin gelişmemesinin ana kaynağı da kadın ve erkek arasında ki eşitliksizlikten kaynağını alır. Tüm mitoloji, felsefe, din ve bilimin düşünce kalıpları toplumsa cinsiyetçiliği dolayısı ile eşitliksizliği ve bunu doğuran savaş, katliam zihniyetini yaratıyor ve besliyor. Savaş egemen erkek aklın icadıdır. Amaç bir avuç egemen erkek tekelinin, ittifakının büyük bir zorbalık, kurnazlık, hırsızlık temelinde toplumsal yapılar üzerinde sürekli kendisini büyütmesi, plazlamasıdır. Bunu yaparken tüm toplumsal kesimlerin siyasi, ekonomik, sosyal yaşam düzeneklerine karşı savaş açılmış, toplumun tüm direniş ve özgürlük odaklarına saldırı gerçekleştirilmiş ve toplumsal çıkarlar sürekli ezilmiştir. Başta da kadın katliamları gerçekleştirilerek, kadın sömürgeleştirilerek topluma karşı büyük bir savaş açılmış devlet ve iktidarlar kendilerini kurumsallaştırmışlardır. Savaş kadınların, toplumun sömürgeleştirilmesinin en etkili aracıdır.

Bu aç gözlü, hırsız, gaspçı zorba egemen erkek tekeline karşı insanlık çeşitli biçimlerde ve aralıksız biçimde geliştirdikleri öz savunma direnişleri ile varlıklarını korumaya çalışmışlardır. İnsanlığın kendi varlığını, özünü koruma direnişi bugün de özgürlük, eşitlik, insanca bir yaşam amacı ile sürdürülmektedir.

1 EYLÜL MÜCADELE GÜNÜ OLARAK KUTLANMAKTADIR

Günümüz de 1 Eylül Dünya Barış Günü tüm insanlık için savaşlara, yıkımlara, adaletsizliğe, ulus devletlerin faşizmine, ataerkil sistemin yaratımlarına karşı bir mücadele günü olarak kutlanmaktadır.

1 Eylül 2019 barış günü itibarı ile insanlığın içinde olduğu duruma bakıldığında dünya savaşı kapsam ve içerik değiştirerek devam etmektedir. Ekonomik, ticari, askeri, siyasi savaşlar iç içe bir biçime bürünerek küresel düzeyde sürdürülmektedir. Üçüncü Dünya Savaşı’nın karakteri insanlığın ulaştığı gelişkin teknik düzey nedeniyle daha da tehlikeli ve kritik bir hal almıştır. Bilimsel buluş ve teknikler insanlığın daha fazla yıkımı için kullanılmaktadır. Bu nedenle de özgürlük mücadeleleri yürütmek tüm çağlardan çok daha büyük bir önem taşıyor. İnsanlık, sürekli bir kaos ve kriz içinde tutularak bir avuç egemen erkek tekelin hakimiyeti ve çıkarları için kurban edilmektedir. Kadın katliamları kapitalist modernist sistemin cinsiyetçilik, milliyetçilik, dincilik, bilimcilik düşünceleri temelinde kendisini yapısallaştırması nedeni ile yaygınlaşmış ve sistematik bir hale dönüşmüştür. Kadın katliamları bazı münferit olaylar değil verili sistem yaşamının, ulus devlet politikalarının bir sonucudur.

ÖZGÜRLÜK MÜCADELEMİZ BARIŞ, ADALET VE EŞİTLİK MÜCAELESİDİR

Kürdistan’daki özgürlük mücadelemiz aynı zaman da Ortadoğu ve dünyada barışın, adaletin ve eşitliğin yaratılması mücadelesidir. Kadınlar, halklar tüm toplumsal kesimler açısından Mezopotamya ve Anadolu topraklarında onurlu ve insanca bir barışın, yaşamın gelişebilmesi devletçi ve iktidarcı yapılanmalara karşı kadın özgürlüğü, ekolojik, demokratik temelli demokratik konfederal sistemin geliştirilmesi ile mümkün olabilecektir. Devlet, faşizmin egemen erkeğin kurumlaştırılmış halidir. Kadınlara karşı geliştirilen katliamlar bazı erkeklerin kadınlara şiddet uygulaması olarak algılanamaz. Erkek şiddetinin artması, kadın katliamları devlet politikalarının bir sonucudur.  Kadın katliamları sona erdirilmeden barış asla gelişemez. Kürtlerin ve yok sayılan tüm halkların, inançların varlıkları kabul edilmeden barış sağlanamaz. Barışın geliştirilebilmesi için kadınların, halkların, tüm ezilenlerin örgütlü, ortak mücadelesi, direnişi, anayasal hakların ve demokratik bir yaşamın ve kültürün geliştirilmesi gerekmektedir.

AKP/MHP İKTİDARI AZILI BİR BARIŞ DÜŞMANIDIR

Bu temel de 1 Eylül 2019 Dünya barı gününe girerken, dünyanın gözleri önünde faşist AKP-MHP iktidarı 19 Ağustos 2019 tarihinde Amed, Van, Mardin belediyelerini gasp etmiş ve yerlerine sömürge valilerini atamıştır.  Tayip Erdoğan ve Devlet Bahçeli diktatörlüklerinin gerçekleştirdikleri ittifak, bu uygulama ile bir kez daha ne denli azılı bir barış düşmanı, toplum ve kadın düşmanı olduğunu göstermişlerdir. Biz kadınların kavgası bu barış düşmanı zihniyete, azılı faşist güçlere, partilere, kurumlara, kişilere karşıdır. Dünyada, Ortadoğu’da, Kürdistan’da hakiki barışı getirecek olan kadınların öncülüğüne geliştirilecek olan toplumsal mücadelelerdir. Kadın özgürlük mücadelelerinin en temel hedeflerinden biri toplumsal barışın geliştirilmesi,  insanca bir yaşam ve var oluşun sağlanması için yapılan eylemlilikler ve örgütlenmelerdir.  Kadınlar olarak güzel, özgür bir yaşamın yaratılacağına ve barışın geliştirilebileceğine derinden ve tutku ile inanarak mücadelemizi sürdürmekteyiz.

Bu bağlamda kadın hareketleri olarak başta Kürdistan olmak üzere Ortadoğu topraklarında sürdürdüğümüz barış ve özgürlük mücadelemiz, direnişimiz, öz savunmaya dayalı iradeli duruşumuz, kararlı ve yetkin bir şekilde sürdürülecektir. Hakiki ve kalıcı bir barışın gelişebilmesi kadınların, halkların, inançların, emekçilerin haklarının elde edilmesi ile mümkün olabilir. Bu temel de demokratik konfederalizimin felsefesi, ilkeleri, örgütlülüğü temelinde alternatif özgür yaşam ve boyutları, direniş duruşunun gerçekleşmesi ile hakiki barış geliştirilebilir.

SAFLARIMIZI BÜYÜTELİM

Dolayısıyla 1 Eylül 2019 Dünya Barış Günü’nü faşizme, erkek egemenliğine, kadın cinayetlerine, doğanın katledilmesine karşı bir direniş duruşu ile karşılamaktayız. Erdoğan diktatörlüğüne, faşizme karşı büyük bir inanç ve kararlılıkla karşı durmaya devam edelim. Saflarımızı büyütelim. AKP iktidarı çatırdıyor. Özel savaş medyasının sahte, abartılı ve yalan politikalarına aldanmadan tüm gücümüzle büyük bir inanç ve kararlılıkla faşizmin üzerine yürüyelim ve faşizmi yıkalım.

Bu temel de küresel, yerel düzlemlerde özgürlük ve demokrasi ittifaklarını, ortak mücadeleyi kadınlar, gençler, emekçiler, tüm ezilenlerin yan yana durması temelin de birlikte geliştirerek doruğa ulaştıralım.

Savaşların durdurulması, barışın sağlanabilmesinin yolları özgürlük ve demokrasi güçlerinin ortak örgütlü direnişinden ve eyleminden geçmektedir. Kadınların barış içinde birlikte eşit ve özgür yaşam istemleri bu temel de gerçekleşebilir. Bu temel de 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü ve tüm günleri büyük bir mücadele, var olma, iradesini ortaya çıkarma günü olarak kutlayalım.”