Kürt Heyeti CPT ile görüştü

Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) İmralı’ya gitmesi talebiyle Strasbourg’da başlattığı süresiz oturma eylemi 32 günü geride bıraktı. Bugün bir kez daha CPT’yle görüşme gerçekleştirilerek, talepler yinelendi.

CPT yetkilileriyle görüşmeye eylemciler adına Strasbourg Zin Kadın Meclisi Sözcüsü, HDP Avrupa Temsilcisi Faik Yağızay, DİDF Temsilcisi Kıvanç Demir ve Şengal Diaspora Meclisi Eşbaşkanı Fikret İgrek’ten oluşan heyet, yaptı. CPT’yi temsilen ise Türkiye masası şefi Michael Neurauter, hazır bulundu.

45 dakikalık süren görüşmeye ilişkin HDP Temsilcisi Yağızay, ANF’ye bilgi verdi. Yağızay, şimdiye kadar bir çok kez CPT yetkilileriyle görüşme gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, "İsteğimiz CPT heyetinin İmralı’ya giderek Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ı ziyaret etmesi ya da Türk hükümetine baskı yaparak avukatları ya da ailesiyle bir görüşmenin gerçekleşmesini sağlamaktır" dedi. Bir ayı aşkın süredir Strasbourg’daki oturma eyleminde aynı talebin gündemleştirildiğinin altını çizen Yağızay, "Öcalan ile görüşmenin sağlanamamasının yarattığı kaygının bölgenin istikrarı, halkların özgürlüğü için hayati bir önem taşıdığını belirttik ve CPTnin bir an önce görevini yerine getirmesini istedik" diye belirtti.

‘İMRALI SÖZÜ YOK’

"Daha önceki görüşmelerde dile getirdikleri şeyleri tekrarladılar" diyen Yağızay şöyle konuştu: "Sürekli Türk yetkilileriyle temas halinde olduklarını, kaygılarımızı anladıklarını, 1 yıldan fazla görüşmenin olmamasını kendilerinin de kabul etmediğini belirttiler. 'Ailesi ve avukatlarıyla görüşmeleri temel insan hakkıdır. Bunun gerçekleşmesi için biz de ayrıca çaba sarfediyoruz. CPT, çalışmalarını gizlilik içinde yapıyor, açıklama yapma hakkı yok. Şu anda gidip ziyaret etsek dahi oradaki durum hakkında bilgi verme pozisyonunda değiliz' dediler. Bütün mekanizmaları kullandıklarını, konuyla ilgili aktif olarak çalıştıklarını belirttiler. Herhangi bir ziyaret olacağı yönünde bir söz vermediler.

Ancak Türk hükümeti üzerinde belli bir baskı kurduklarını, aile ve avukat görüşünün Türkiye yasalarında da olduğunu ve buna uymaları yönünde Türk hükümeti nezdinde girişimlerde bulunduklarını söylediler."