Kürtçe sayesinde yeniden yaşama bağlandı

Afaf Heske 30 yaşında, yaşam dolu bir kadın. Hareketli, akışkan ve üretken. Afaf çok sevdiği Kürtçe ile birlikte yaşamında yaratılan zindanın demirlerini yine kendi eliyle kırmayı başardı.

Afaf, bugün Kürtçe öğretmenliği ve yazarlık yapan kendine güvenli bir kadın. Ancak yaşamında bir dizi zorlukla mücadele ederek bugüne gelmiş.

Doğuştan amcasının oğluyla beşik kertmesi yapılan Afaf bu duruma direnek evlilikten kurtulur. Fakat kendisinin kaderin bir cilvesi olarak değerlendirdiği acı bir evlilik yaşar. Afaf yaşadığı bu süreçleri şöyle anlatıyor: “Amcamın oğluyla beşik kertmesi yapılmıştım ama ailem 90’lı yıllarda Kürt Özgürlük hareketiyle tanıştığı için ciddi bir değişim yaşamıştı. O yüzden beni onunla evlenmem için zorlamıyorlardı. Fakat amcamın oğlu bunu kabul etmiyordu. 10 yıla yakın sürekli bana evlenmemiz için baskı yaptı.

Onun yüzünden okulumu tamamlayamadım. Okula gidiyordum, yoluma çıkıyordu ve bana baskı yapıyordu. Mecbur kaldım lisede okulu bıraktım. Ama ailem ve tüm aşiret bana destek oldu. Ve onun benim peşimi bırakmasını sağladılar. Gerillaya katılmak istiyordum ama o zaman sağlık durumumum çok iyi olmadığından arkadaşlar orada kalmamı istediler. Daha sonra evleneceğim kişi karşıma çıktı. Ben yine de çok gönüllü değildim. Ama ailem ‘Sen bilirsin fakat amcanın oğlunu da reddettin. Evlensen daha iyi olur’ şeklinde yorumlar yaptılar. Artık ‘nasip’ diyorlar ya böyle bir evlilik oldu.”

‘EŞİM ALKOL VE UYUŞTURUCU BAĞIMLISI ÇIKTI’

Afaf’ın henüz 23 yaşındayken başladığı evlilik sadece 4 ay sürer. Afaf bu aylar boyunca yaşadığı tüm işkencelere rağmen evliliğini bir kader olarak görür ve sürdürmeye çalışır. Afaf, ancak eşinin alkol ve uyuşturucu bağımlısı olduğunu anladığında bu evliliği bitirmeye karar verdiğini dile getiriyor ve “Evlendikten sonra eşim beni sürekli dövüyordu. Gidip ailemi görmeme ya da ailemin gelip beni görmesine engel oluyordu.  Ben ‘bu benim kaderim’ diyor ve bu evliliği sürdürmeye çalışıyordum. Ama ne zamanki eşimin alkol ve uyuşturucu bağımlısı olduğunu fark ettim boşanmaya karar verdim. Çünkü o bağımlılıkları bana da bulaştırmasından korktum. O evliği bir kader gibi algılasam da böyle madde bağımlısı bir kader bana çok ağır gelirdi.

İşte böyle düşünerek O hazır olmadığı bir zamanda ailemin yanına giderek bana yaptıklarını anlattım ve artık onunla kalamayacağımı söyledim. Ailem de kararımı destekledi. Bir buçuk yıl boyunca boşanabilmek için uğraştım. Çünkü eşim ‘uzatırlarsa belki vazgeçerim’ diye rejimin mahkemelerine sürekli para veriyordu. O öyle yaptığı için abimde boşanmamızı onaylasınlar diye sürekli para vermek zorunda kalıyordu” diyor.

‘YAŞADIĞIM KIRILMADAN KENDİMİ 3 YIL EVE KAPADIM’

Afaf ailesinin desteğiyle yaşamış olduğu evlilik zindanından kurtarır ama bu defa o kendi kendini bir zindana alır. Yaşadığı bu kısa süreli ama işkence dolu evliliğin o süreçte psikolojik durumunu çökerttiğini ve kendine olan güvenini çok zayıflattığını ifade eden Afaf devamla şöyle konuşuyor: Hem bu şekilde bir evlilik yapmış olmamı kabullenemiyordum, hem de acaba toplum bana nasıl bir gözle bakacak kaygısını hep yaşıyordum. Adeta eski kendine güvenli Afaf gitmiş yerine yeni birisi gelmişti. Zorunlu olmadıkça hiç evden çıkmak istemiyordum.

O süreçte yaptığım tek şey yazmaktı. Yaşadığım tüm işkenceleri, bir kadın olarak duygu ve düşüncelerimi yazıyor, içimdeki acıyı böylece biraz olsun dışarı atıyordum. Yazdıklarım hepsi acı ve isyan doluydu. Ama o süreçte ailem ve birkaç çocukluk arkadaşım bana gerçekten çok büyük destek oldular. Evden çıkayım, bir şeylerle uğraşayım diye ellerinden ne geliyorsa yapıyorlardı. Bu evliliğin bir nasip olduğunu ama kaderim olmadığını, sürekli bunun acısıyla yaşamanın doğru olmadığını anlatıyorlardı. Ama bir türlü o psikolojiyi aşamıyordum.

‘YAŞAMA YENİDEN KÜRTÇE ÇALIŞMALARLA KATILDIM’

Abisi yaşadıklarının etkisinden bir türlü kurtulamayan Afaf’ı yaşama yeniden döndürmenin yolunu bulur. Çocukluğundan beri Kürtçe’ye çok büyük ilgisi olan Afaf’a Kürt Dil Kurumunun açılışının müjdesini verir ve onu bu çalışmaya sevk eder. Afaf bu sürecin kendisine çizdiği sınırları aşmasında temel rol oynadığını söyleyerek şunları belirtiyor: “2011 yılında Suriye devrimi başladığında biz Kürtlerde PYD öncülüğünde serhildanlara başladık. Ben ve ailemde bunlara katılıyorduk. İşte bu süreçtebir gün abim eve ‘Sana müjde o kadar Kürtçe’yi seviyorsun, bahsediyorsun. Kürt dil kurumu açılmış. Sen de git katıl’ dedi.

Abim benim Kürtçeyi ne kadar sevdiğimi biliyordu. Eğitimim sürecince okulda çok başarılı olmama rağmen, öğretmenler Kürtçe konuştuğum için beni hep dersten çıkarırlardı. Buna rağmen ısrarla Kürtçe konuşmaya çalışırdım.

Ben de 3 yıl kendimi eve kapatmış olmama rağmen hiç tereddüt yaşamadan yeni kurulan Kürt dil kurumuna gittim. Küçük bir oda da başvuran herkes eğitim görüyordu. Bir ay eğitim gördük, daha sonra işte devrim süreci olduğundan öğretmenimiz artık okullara geçip eğitim vereceğimizi söyledi. Biz itiraz etsek ve erken bulsak da okullarda eğitim vermeye başladı.

Ben de diğer arkadaşlarım da çocuklara Kürtçeyi sevdirmek ve öğretebilmek için müthiş bir çaba harcadık. Gerçekten çocuklarda biz sınıfa girer girmez “Kürtçe, Kürtçe” diye sevinçle bağırıyorlardı. Onların bu ilgisi de beni çalışmaya ve böylelikle yaşama daha fazla bağlıyordu. Tabi onlara eğitim verirken bir yandan da öğretmenlerimiz bizi eğitmeye devam ediyorlardı. Toplum içine gidip Kürtçe’ye ilişkin toplantılar yapıyorduk. Fazla yaşadıklarımı düşünmeye de vaktim olmuyordu artık.

‘KADINLARDAN VE ÖNDERLİĞİN KİTAPLARINDAN GÜÇ ALDIM’’

Afaf’ın toplumsal yaşama yeniden girmesi ve çalışmalara başlamasının ikinci yılında Kürt dili çalışmalarına, Rojava Aydınlar Birliği çalışmalarına da katılır. Bu süreçte çok daha yoğun bir tempoyla çalışan Afaf çeşitli yerlere ziyaret ve birçok farklı kadınla tanışma olanağı bulur. Bu süreçte kadınlardan çok büyük destek gördüğünü ifade eden Afaf, “Gittiğim her yerde kadınlarla ilişkilerim güçlüydü ama yine kadınlar benim duruşumdan içimde farklı bir acının olduğunu hissediyorlardı .

Ben hiç bir şey söylemesem de onlar soruyorlardı, ‘Sanki sen birşeyler yaşamışsın ve bunun acısını içinden atamıyorsun’ diyorlardı. Ben anlattığımda ise ‘bu şekilde uzun süreli çalışamaz ve özgürleşemezsin, bu yaşadıklarını aşman gerekir’ diyorlardı. Ve benim aşmam için sürekli bana yardımcı oluyorlardı.

Yine bu süreç boyunca hep okudum. Her zaman Önderliğin kitaplarını okuyordum. Özelde kadın özgürlük değerlendirmeleri bana çok güç veriyordu. Yine hep yazıyordum, tüm acımı yazılarımla dışa atıyordum” diyor.

EĞİTİMLE KENDİMLE YENİDEN BULUŞUYORUM

Afaf şu anda Cizîre Kantonu’nundaki Star Akademisi’nde kendisi gibi çeşitli yaşam deneyimleri olan birçok kadınla birlikte eğitime katılıyor ve bu eğitimle yaşadığı sürecin kalıntılarını da aşacağı iddiasını taşıyor. Afaf eğitim sürecinin kendisine katkıları noktasında şunları söyleyerek anlatımlarını noktalandırıyor: “İnsan her ne kadar kitap okusa da, tek tek kişilerle kadınlarla tartışmaları, diyalogları olsa da bunlar yaşadıklarından sonuç çıkarmak ve kendini aşmak için tek başına yetmiyor.

Biz eğitimde kadınlar olarak tarihimizi öğreniyoruz. Yaşadıklarımızı birbirimizle hiç kaygısız paylaşıp, çözümlüyoruz. Ben kendi açımdan şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki kadın özgürlük bilinci açısından bu eğitim bende güçlü bir alt yapı oluşturuyor. Bir kadın olarak kendimle yeniden buluşuyorum.

Yine mesela bu eğitimde tüm kadınlar olarak yaşadıklarımızı birbirimizle paylaşmanın bir sonucu olarak acı çeken, darbe yemiş bir kadına nasıl güç vereceğimi onu yeniden kendisiyle nasıl buluşturabileceğimi de öğreniyorum. Bir kadın olarak hem yaşadıklarımın psikolojim üzerindeki kalıntılarını aşıyorum hem de bende bir iddia düzeyi gelişiyor. Kendi kendime ‘Afaf yaşadıklarını aşmak yetmez, yarın kendin gibi başka kadınlara da sen destek olmalısın, olacaksın’ diyorum.

Mesela bizler yarın Suriye’nin Demokratikleştirilmesinde yer alacağız. Suriye’deki diğer kesimlerden kadınların yaşadıkları bizimkinden çok daha da ağır ve acı. Onları yaşadıkları bu durumdan kurtulabilmelerine yardımcı olabilmek içinde kendimizi daha fazla güçlendirmemiz gerektiğinin farkındayım. Bu bilinçle eğitime daha özlü yaklaşıyorum.”

...