Ciudad Juarez, ABD ile sınırı olan Chihuahua eyaletinde yer alıyor. Bu kent 1990’lı yıllardan beri ölümcül şiddet dalgası ile gündeme geliyor. Aralarında çok sayıda kadının da olduğu yüzlerce kişi bu kentte katledildi.

Bölge savcılığına göre kimliği belirsiz iki silahlı kişi, Salı günü sabahın erken saatlerinde bir bara girerek, her biri iki kadını başlarına sıkarak katletti. Bardaki müşterilerin yara almadığı belirtildi.

Saldırganların daha sonra bir araç içerisinde, kendilerini bekleyen bir şoför ve silahlı başka bir kişi ile birlikte kaçtıkları bilgisi verildi.

Savcılık kaynakları, Ciudad Juarez’de katledilen kadınların yarısı, organize suç çeteleri arasındaki hesaplaşma ile bağlantılı olduğunu ifade ediyor. Bunlardan sadece küçük bir kısmı, adli makamlar tarafından feminisid olarak kayda geçiriliyor.

Meksika genelinde bu yılın Ocak ve Eylül tarihleri arasında 726 kadın cinayeti soruşturmacılar tarafından muhtemel feminisid vakaları olarak ele alındı. Aynı dönem içerisinde 50 bini aşkın kadın, kasıtlı olarak yaralandıklarını bildirdi.

Resmi verilere göre, ülkede günde ortalama 10 kadın katlediliyor. Bu cinayetlerin çoğunluğu cezasız kalıyor.

1990’lı yıllarda Ciudad Juarez’de çok sayıda kadının katledilmesi nedeniyle Meksika, 2007 yılında feminisid ve cins şiddeti konseptini kabul etmek zorunda kalmıştı. Latin Amerika’da şimdiye kadar 15 ülke feminisid suçunu kabul ediyor.

FEMİNİSİD

Feminisid kavramı ilk olarak İtalya ve Meksika’daki feminist hareketler tarafından kullanıldı. Kavram, 1970’li yıllarda feminist hareketinin öncülerinden Diana Russel’in geliştirdiği ve “cinsiyet nötrlüğünü” ifade eden “Femicide“ kelimesinden üretildi.

Cinayet anlamına gelen “homicide/homicide” kelimesiyle birleştirilerek üretilen kavrama göre kadın ölümleri ataerkil iktidar yapılarının bir sonucu olarak ortaya çıkıyor