Moskova’daki Kadın Konferansı: Öcalan yolumuzu açtı

Moskova’daki Kürt Kadın Konferansı katılımcıların konuşmasıyla devam ediyor.

 

Rusya Federasyonu'nun başkenti Moskova’da bugün başlayan 2. Ulusal Kürt Kadın Konferansı devam ediyor. "Radikal İslam'a karşı kadın mücadelesinin rolü’’ başlığıyla yapılan konferansın birinci bölümü, Rusya Kürt Kadın Hareketi Yönetim Üyesi Çinar Tolhildan’ın konuşmasıyla devam ediyor.

“3. Dünya Savaşı'nı yaşıyoruz. 1. ve 2. dünya savaşlarının insanlık tarihindeki trajik yeri ve yol açtığı travmalar bugün bile hâlâ atlatılabilmiş değil" diyen Torhildan, şunları kaydetti:

"Çok uzağa gitmeyelim, bu konferansı gerçekleştirdiğimiz Moskova’da, Moskova’nın her köşesinde bu travmanın izleri vardır. Sadece Rusya halkları 20 milyon evladını bu savaşta yitirdi. Doğa tahrip edildi. En çok da kadın ve çocuklar bu savaşın yıkıcılığının kurbanı oldu. Aynı trajedi bugün Ortadoğu’da yaşanıyor. Tıpkı geçmiş savaşlarda olduğu gibi kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere siviller hedef alınıyor. Savaşı tırmandırarak yol açtığı kriz ve kaosu aşmak isteyen kapitalist sömürü aygıtları, azami kar hırsının ve tekellerin korkunç cenderesine aldıkları kadınları, halkları ve doğamızı tehdit ediyor. Ama tüm bu yaşanmış ve yaşanmakta olan acıların yanında insanlığımız aynı coğrafyada var gücüyle direniyor. Binlerce yılın alın terinin ve emeğinin yaratımı olan değerleri korumaya çalışıyor. Çok iyi biliyoruz ki, kapitalist moderniteyi ve yol açtığı kriz, kaos ve savaşları doğru çözümlemeden ona karşı kendimizi, doğamızı ve insanlık değerlerini savunamayız. Yaşanmakta olan trajedilerin önünü alamaz, daha doğru, güzel ve barış içinde özgür bir yaşamı kuramayız.

'DEMOKRATİK ULUS İNŞA EDİLECEK'

Yaşanmakta olan bu hakikat içinde Kürt Özgürlük Mücadelesi’nin yerini önemle tespit edebilmeliyiz. Çünkü bugün savaşın odağı Kürdistan’dır ve Kürdistan toplumu komşu halklarla birlikte büyük bir enternasyonalist dayanışma göstererek mücadele ediyor. Bu mücadelenin özgür bir yaşamı inşa ederek başarılı olacağından kuşkumuz yoktur. Yine bu mücadelenin kapitalist moderniteye alternatif olarak demokratik ulus toplumunu ve yaşamını inşa edeceğine inancımız da tamdır.

1. ve 2. dünya savaşlarında yaşanan kriz büyük devrimlere yol açtı. Ağır bedeller pahasına olsa da halklar özgürlük mücadelesi vermekten asla geri durmadılar. Gerçekleştirdikleri devrimlerle özgür ve demokratik bir yaşamı inşa edebileceklerine inandılar. Ancak kapitalist sistemi ve yol açtığı krizleri, canavara dönüşen ulus devleti ve sömürüsünü doğru çözümleyemedikleri için gerçekleşen reel sosyalist devrimler kriz ve kaosun taşıyıcısı olmaktan da kurtulamadılar. Bilakis yok etmek istedikleri canavara benzeşerek avı olma talihsizliğini yaşadılar. Despotik ulus devletler ve finans kapital tekelleri, doğayı ve insanlığı yok etme pahasına savaşı derinleştirirken ulusların başta kadınlar olmak üzere bütün toplumsal kesimleri dayanacakları en önemli moral değer ve güç kaynağı, özgürlük mücadelesinin kapitalist moderniteyi yapı taşlarına varana dek analiz ederek doğru ve bütünlüklü çözümleme gücüne ulaşmasıdır."

'ÖCALAN BÜYÜK ÇÖZÜM GÜCÜ SUNDU'

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği demokratik-ekolojik ve cinsiyet özgürlükçü paradigma, kapitalist moderniteye alternatif olarak büyük bir çözüm gücü sunarken, pratikte uygulanabilir olan bir mücadele gerçeğini de açığa çıkardı. Kapitalist modernite güçleri Ortadoğu’yu yeniden dizayn etme müdahalesine girişirken en başta gelen hedefleri, olası alternatif demokratik çözüm şansını tasfiye etmekti. Bu nedenle dünyada eşi benzeri olmayan, uzlaşmaz denilen birçok gücün anlaşarak ortaklaşa yer aldığı bir komplo gerçekleştirdiler. Şimdi daha iyi anlıyoruz ki, bu komplo aynı zamanda 3. Dünya savaşının da startı olmuştur. Bölgemiz Ortadoğu’da tüm şidddetiyle devam eden 3. Dünya savaşını ve yaratılan Ortadoğu kaosunu kavramak, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik geliştirilen 15 Şubat 1999 Uluslararası Komplosu’nu anlamaktan geçiyor. Önder Abdullah Öcalan, 3. Dünya savaşı ile kendisine yönelik düzenlenen komplo arasındaki bağlantıyı “Birinci Dünya Savaşı nasıl Avusturya Veliahtının bir Sırp milliyetçisi tarafından vurulmasıyla başlatıldıysa, bir nevi ‘Üçüncü Dünya Savaşı’ da bana yönelik operasyonla başlatılmıştı’’ sözleriyle tanımlamaktadır."

'ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI'

Torhildan, Öcalan'ın '3. Dünya Savaşı' tabirini bundan 17 yıl önce yaptığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"O günlerde pek rağbet görmeyen ve gündemde olmayan bu tespitin ne kadar isabetli ve büyük bir öngörü olduğunu bugün herkes kabul etmektedir. Günümüzde Irak, Afganistan, Lübnan, Pakistan, Türkiye, Yemen, Somali, Mısır, Tunus, Suriye, Libya, Bahreyn, Nijerya başta olmak üzere belli başlı ülkelerde olup bitenlerin başka izahı yoktur.

‘Üçüncü Dünya Savaşı’ bir gerçektir ve ağırlıklı merkezi Ortadoğu coğrafyası ve kültürel ortamıdır. Sadece ‘Üçüncü Dünya Savaşı’nın yoğunluk merkezi olan Irak ve Suriye’de yaşananlar bile buradaki savaşın iki ülke ile ilgili olmadığını, dünya hegemonik güçlerinin çıkarları ve varlığı ile ilgili olduğunu gayet iyi açıklamaktadır.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, İmralı’da esaret altında olduğu 18 yıl boyunca insanüstü bir çabayla komployu ve komplocuların gerçek yüzlerini, kirli çıkar ortaklıklarını ve emellerini gün yüzüne çıkarmakla kalmamış, yaptığı analizlerle halklar için özgür bir dünyanın mümkün olduğunu göstermiştir. Kapitalist moderniteye alternatif demokratik modernite ve çözüm arayışlarını ete kemiğe büründüren Önder Apo, sosyalizme yeni bir bakış açısı getirmiş, Özgür-Özerk Kürdistan ve Demokratik Ortadoğu Konfederalizmini sistem olarak geliştirerek halklara ve insanlığa hediye etmiştir.

Bugün Ortadoğu savaşının merkez üssünün Kürdistan’a kayması Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik komplo ile 3. Dünya savaşı arasındaki bağı çok çarpıcı bir biçimde gözler önüne seriyor. Türk, Fars, Arap egemen güçleri Kürtlere inkar-imha ve asimilasyonu dayatırken; küresel güçler kapatilasit modernite sistemine entegre etmeyi alternatif olararak sunuyor. Bazı marjinal Kürt güçleri 1990’lı yıllarda olduğu gibi bu planlara dahil olurken, Abdullah Öcalan’ın önderlik ettiği Özgürlük hareketi ise kendi öz gücü ve dinamikleriyle Demeokratik konfederal bir sistem inşaa ederek komşu halklarla özgür bir birlikteliği esas almaktadır. Bugün ilan edilen Kuzey Suriye Federasyonu aynı ilkesel ve ideolojik duruşu yansıtmaktadır."

'ÖCALAN, KADIN ORDULAŞMASINA VE ÖNCÜLÜĞÜNE YOL AÇTI'

Öcalan’ın geliştirdiği kadın özgürlük mücadelesinin, kadın ordulaşmasına, günümüzde ise kadının yaşamın her alanında toplumsal öncülük yapacak kapasiteye ulaşmasına yol açtığına vurgu yapan Torhildan, şunları da ifade etti:

"Bugün Rojava ve Kuzey Kürdistan başta olmak üzere Kürdistan ve Ortadoğu devrimine Kürt kadınlarının öncülük yapan bir bilinç ve pratikleşme düzeyine ulaşması Abdullah Öcalan’ın en özgün çalışmalarından birisi olmaktadır. Kürt Halk Önderi, kadın özgürlük sorununa yaklaşımını sosyobilimsel ve toplumsal bir temele oturtarak bu alanda adeta devrim yapmış, kadın bilimi Jineloji’yi tanımlamıştır. Önder Abdullah Öcalan, Kürdistan ve Ortadoğu devrimini kadın devrimi olarak tanımlamaktadır. Erkek egemenliğine dayalı kapitalist modernist paradigmayı kadın özgürlüğü ile aşmayı hedeflemektedir. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın destansı çalışma olarak adlandırdığı kadın özgürlük mücadelesi, PKK Önderliğinin dünyada eşi benzeri olmayan bir devrim projesidir. Kadın öncülüğüne ve özgürlüğüne dayanan devrim Kürdistan’da hayat buluyor. Bu devrim Ortadoğu kadınlarına ve halklarına umut ışığı oluyor, onları da etkileyerek mücadeleye çekiyor. Kadın devrimi, dünya kadınlarının yüz akı olarak devletçi erkek egemenlikli sistemden kadınların binlerce yıllık intikamını almakta; tarihi, kadın lehine yeniden yazmaktadır."

Rusya Kürt Kadın Hareketi Yönetim Üyesi Çinar Tolhildan, konuşmasını şöyle tamamladı: "Önder Öcalan’ın demokratik-ekolojik ve cinsiyet özgürlüğüne dayalı demokratik modernite ve demokratik ulus çözümü on yılları bulan düşünsel emeğinin ve mücadelesinin bir sonucu olarak gelişirken; aynı zamanda komploya, komploculara ve onların savaş planlarına verilmiş yanıt olmaktadır.”