Avrupa’da yayın yapan kadın gazetesi Newaya Jin’ın Ekim ayı sayısı çıktı. Ekim ayı içerisinde yaşamını yitiren devrimci kadınların mücadelesine odaklanan Ekim Sayısı zengin bir içerik ile abonelerine ulaştı. Kürt kadın özgürlük mücadelesinin kırk yılı aşkın bir süredir kadın özgürlüğü ve demokratik ulusal gelişmenin dinamiklerine ruh, bilinç, duygu, can ve kan olmayı sürdürdüğünü belirten PAJK Meclis Üyesi Helin Ümit, soykırımcı özel savaş merkezlerinin saldırılarına yanıt oluşturmak için her zamankinden daha fazla ‘Ekim Şehitleri’nin mücadelesine sarılmanın, kenetlenmenin ve özgürlük savaşına doğru katılmanın zamanı olduğunu vurguluyor. Konu bağlamında ‘Arin Mirkan ile Mihriban Saran’a ilişkin anlatım yazıları da yeni sayıda yer alıyor.

FOZA YUSUF: TÜRK İŞGALİ BİTMEDEN SURİYE'DE KRİZ ÇÖZÜLMEZ

Ekim Sayısı’nda TEV-DEM koordinasyon üyesi Foza Yusuf ile bölgede yaşanan gelişmelere ilişkin yapılan röportaj da yer aldı. Yusuf, ‘Güvenli Bölge’, ‘Türk devletinin Kuzey-Doğu Suriye politikası’, ‘bölgede inşa çalışmaları’ ve bu süreçlerde kadınların müdahillliği konularını değerlendirdi. Rojava’nın tüm bölgelerinin güvenlikli olduğunu, dolayısıyla sınırdaki savunma hattının ‘Güvenli Bölge’ olarak adlandırılmasının yanlış olduğunu aktaran Foza Yusuf, Türk devletinin işgali bitmediği müddetçe bölgede kriz ve kaosun da aşılmayacağını vurguladı.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik 9 Ekim 1998’de start alan ve İmralı Adası’nda fiziki esaretle sonuçlanan Uluslararası 15 Şubat Komplosu’na dair yazıyı ise Gebze Cezaevi’nden Sema Mazlum kaleme aldı. Kavram olarak “komplo”yu sınıflı ve devletli uygarlığın kirli bir icadı olarak yorumlayan Mazlum; Şex Said, Seyit Rıza, Qadi Muhammed’in idamlarını unutmayan Kürtler’in bu kez tarihin tekerrür etmesine izin vermeyerek Önderleri Öcalan’a sahip çıktıklarını belirtiyor.

Aynı başlığı Kürtçe sayfalarda yorumlayan Gazeteci Gülistan Çiya İke ise, kalıcılaştırılmak istenen komplo çarklarına karşı ‘Öcalan’a Özgürlük’ gibi uluslararası platform ve kampanyaların ihtiyacı ve işlevinin önemine dikkat çekiyor.

YASAK ELMADAN BESLENMEK

Gazeteci Roni Eylem ise geniş bir araştırma dosyası ile ’Yeni Çağ Savaşları’ ve gündelik insan yaşamları üzerinde yarattığı tahribatları irdeliyor. İnsanlığın savaşın ateşiyle yandığını hatırlatan Eylem, egemenlerin bu yıkıcı icadı karşısındaki direnişin soy ağacından, yasak elmadan beslenmekten, erkek aklı ve duygusundan mutlak kopuştan geçtiğini aktarıyor. Bu yana Türk devletinin Güney Kürdistan topraklarına yönelik gerçekleştirdiği askeri-işgal operasyonlarına odaklanan Didem Yurtsuz, dikkatleri bu işgal ve asimilasyona kapılarını aralayan bölge siyasetine çekiyor.

O KAPI HENÜZ ARALANMADI

Türkiye’de 31 Mart’ta gerçekleşen Yerel Seçim sonuçları üzerinden politik bir okuma yapan feminist siyaset bilimci Simten Coşar; söz konusu seçimlerin güç ve/ya da yetki merkezlerindeki el değiştirmenin, 1980 sonrası merkez-sağ çizgisine yeniden talip olan ve AKP’nin temsil ettiği temel siyasal hatlardan sapmayan bir siyasal parti arayışını ve bu yöndeki hazırlıkları hızlandırdığına işaret ediyor. “Türkiye siyasetinin geneline yönelik bir demokratikleşme kapısının aralandığından bahsedilemeyeceği”ni hatırlatan Coşar, eşbaşkanlık sisteminin tüm ülkeye yayılması ihtiyacına dair umudunu paylaşıyor.

Kayyum gasbı ile yapılmak istenenleri yorumlayan kadın aktivisti Sara Aktaş, zulüm ve gasp saldırılarına karşı tek çıkış yolunun mücadele alanlarında birleşmek, ortak talepler uğruna birlikte direnmek olduğuna işaret ediyor.

Aynı konuyu Kürtçe sayfalarda yorumlayan HDP Milletvekili Feleknas Uca da faşizme karşı direnişin meşru hak olduğunu vurguluyor.

EKONOMİK, SAĞLIK, BİLİM, MİZAH

Gazetenin yazarlarından Zerya Gül’ün ‘Analık onuruna sahip çıkmak!’, Çarçel Engizek’in ‘Ortaklaşmacı ekonomi’ makaleleri ile Jîn Çiya’nın “kendine yolculuk” anı yazısının yanı sıra portre, sağlık, bilim ve mizaha dair birçok haber ve dosya okurların beğenisine sunuldu.