‘Önderliğime, toprağa, özgürlüğe sahip çıkıyorum’ kampanyası başlatıldı

Öcalan'ın özgürlüğü temelinde “Önderliğime, Toprağa, Özgürlüğe Sahip Çıkıyorum” şiarıyla Türkiye ve Kürdistan’da 6 ay sürecek kampanyanın startı KJA tarafından verildi.

Kongreya Jinen Azad (KJA) öncülüğünde “Önderliğime, Toprağa, Özgürlüğe Sahip Çıkıyorum” kampanyasının startı Amed'teki (Diyarbakır) Cegerxwin Kültür Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısıyla verildi. Salona, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın posterleri, üzerinde “Önderliğime, Toprağa, Özgürlüğe Sahip Çıkıyorum” yazılı büyük pankart asıldı. Açıklamaya HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel, DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, KJA Sözcüsü Ayla Akat Ata, sanatçı Mizgîn Tahir, birçok HDP milletvekili, Barış Anneleri Meclisi, Amed’teki kadın kurum temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda kadın katıldı. Demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına saygı duruşunda bulunulmasının ardından ortak açıklamayı KJA Sözcüsü Ayla Akat Ata yaptı. 

'EYLEME GEÇECEĞİZ’

Tarihi bir süreçten geçildiğine ve Ortadoğu’da başlayarak dünyaya yayılan özgürlük mücadelesine değinen Ata, Suriye merkezli gelişen mücadelede en belirleyici gücün kadınlar olduğunu ve en ağır bedelleri de kadınların ödediğini söyledi. Ata, “Bir aradayız. Çünkü üzerimizde derin bir baskı yaşadık. Bunların hepsini beraber yaşadık. Her şeye rağmen sözümüzü söyleyeceğiz, eyleme geçeceğiz” dedi. 

Kürt halkının 40 yıldır yürüttüğü özgürlük mücadelesini anlamamaktaki ısrarın ve Öcalan'ın büyük emeklerle geliştirdiği Demokratik Cumhuriyet projesini kabul etmemelerinin şuan Türkiye'de yaşanmakta olan kaosun temel nedeni olduğuna dikkat çeken Ata, bu durumun, Türkiye’nin önüne karanlık bir yol çizdiğini söyledi. Ata, “Halkımızın demokratik çözüm için ilan ettiği özyönetim sürecine; katliam, kentlerin yıkımı ve savaş suçlarıyla cevap verilmiştir. Bu durum kirli iktidar odaklarının üretilmesine, savaş kliklerinin oluşmasına ve iktidar çatışmalarına neden olmakta, politik alanı ‘Darbe mekaniğinin’ denkleminde tutmaktadır. Kürt halkının meşru özgürlük taleplerini ve mücadelesini şiddetle bastırma politikasının, uygulamalarının ve uygulayıcılarının nasıl bir iktidar yozlaşması yaşadığı, bir devlet cinnetine, toplumsal intihara kalkıştığı çok canlı yaşanmaktayken, hala Kürt halkını tecrit ve tehdit altına almak tek kelimeyle akıl tutulmasıdır” diye ifade etti.

'ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜ SORUNLARIN ÇÖZÜMÜDÜR’

Kadınlar olarak Öcalan ile İmralı’da değil, özgür koşullarda müzakere başlatılması gerektiğini düşündüklerini dile getiren Ata, bu gerçekleşmediği takdirde Türkiye’nin hiçbir politik sisteminin çöküş yaşamaktan kurtulamayacağı uyarısında bulundu. Öcalan’ın özgürlüğünün Türkiye’nin sorunlarının çözümü olduğunun unutulmaması gerektiğini hatırlatan, sağlığı ve güvenliği ile ilgili her tehdit, her yanlış uygulamanın, Kürt ve Türk halklarının ilişkilerine zarar verdiğini vurgulayan Ata, “Önderlerin kişiliğinde temsil olan özgürlük ve kölelik sistemlerinin çatışması ve çözümüdür. 200 yıllık tekçi devlet faşizmi mi, yoksa demokratik ve özgür bir Türkiye mi? Soru ve sorun budur ve bu sorunun iki muhatabı vardır. Kürtler ve Türkler. O halde süreç, her iki halkın kaderleri ile ilgili kararlarını açıklamasının son virajında, tarihin son eşiğinde olduğunu göstermektedir” dedi.

‘ÖNDERLİĞİME SAHİP ÇIKIYORUM’

“Önderliğime, Toprağa, Özgürlüğe Sahip Çıkıyorum” şiarıyla kampanyayı başlattıklarını belirten Ata, Türkiyeli tüm kadın örgütlerine ve şahsiyetlere, “Gelin hep beraber özgür bir sistem için demokrasi cephesini kuralım ve büyütelim” çağrısında bulundu. Kampanyanın çıkış nedeni de anlatan Ata, şunları söyledi: “AKP hükümetinin yıktığı kentlerin yeniden inşası için yeni bir inşa planlamasını geliştirmektir. Hükümetin ‘Özgürlük, onur, kimlik için direnirsen sonun yıkım olur’ politikasına, göçertmeye, mülksüzleştirmeye, imansızlaştırmaya karşı görülmemiş bir direniş ile karşılık veren halkımızı selamlıyoruz. Toprağını terk etmeyen, kültürüne bağlılığını her tür acıyı karşılayarak açıklayan ve yurdunu sahiplenen halkımız, bize dönemin direniş konusunu göstermiştir. Toprağının her karışında her sokağında yaşamını yeniden kurarak ‘Biz bu toprakları bir daha asla terk etmeyeceğiz’ diyen Botanlı, Amedli, Nusaybinli, Geverli kadınlar! Sizlere minnettarız. Taybet Ana, Selamet Yeşilmen, Miray bebek, Sêvê, Asiya, Pakize, Fatma ve yüzlerce kadın direnişçiler, ant olsun ki sizleri asla unutmayacağız. Bu süreçte şu bilgiyi bir daha sınadık; halk olarak politik kimliğiniz ve haklarınız temel güvencelere bağlı değilse hiçbir başarı, değer ve kazanımınız aslında yoktur. Kürt halkı bu anlamda derin bir muhakeme içindedir ve bu muhakemesini sonuçlandıracaktır. Bu anlamda acımasız saldırılar ve yıkım siyasetinin öğrettiği ‘Temel haklar kazanılmadan hiçbir kazanım başarılmamıştır’ bilgisi halkımızı güçlendirmiş ve gerçekliğin bilinciyle donatmıştır.”

Tüm kadınları yıkılan kentleri yeniden inşa etmeye, yaşamı yeniden kurmaya “Her Warek Welatek” şiarıyla dayanışmaya davet eden Ata, evleri, sokakları, köyleri ve kentleri yeniden inşa edeceklerini söyledi. 

6 ay boyunca sürecek olan kampanya önümüzdeki günlerde yapılacak etkinlik ve eylemler şöyle:

* 1 Eylül tarihine kadar “Her halk toplantısı bir eylemdir” şiarı ile her mahallede kadın toplantıları ve 16 ilde panel etkinlikleri düzenlenecek.

* Barış Anneleri Meclisi öncülüğünde İstanbul, Amed ve Wan kentlerinde “Önderliğe Özgürlük” nöbet meydanları eylemleri başlatılacak.

* Eylül ve Ekim aylarında Êlih (Batman), Amed, Wan (Van), Mêrdîn (Mardin) ve İstanbul'da “Önderliğime, Toprağıma, Özgürlüğe Sahip Çıkıyorum” şiarı ile kadın mitingleri düzenlenecek. 

* Yeniden inşa ve dayanışma çalışmaları “Her Warek Welatek” şiarı ile tüm kadın örgütlerimizle Şirnex, Nisêbîn, Sur ve Gever inşa çalışmaları temel çalışmalar olarak yeniden planlanacak.

Açıklamanın ardından Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan için hazırlanan sinevizyon gösterimi yapıldı. Bu sırada yüzlerce kadın zılgıt ve alkışlarla “Bijî Serok apo” , "Bê serok jiyan nabe” sloganları attı. Program kadınların alkış ve zılgıtlarıyla son buldu.