GÖRÜNTÜLÜ

Özgür kadın temsilcileri: Sara, Leyla, Fidan

Paris katliamının yıl dönümünde üç devrimci kadın, Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’i anan HPG ve YJA Star gerillaları “Kanımızın son damlasına kadar Saraların davalarına sadık kalarak özgürlük mücadelemizi yürüteceğiz” mesajı verdi.

‘KADIN ÖZGÜRLÜK ÇİZGİSİNİ HEDEF ALDILAR’

 

 

Dicle Rojhılat: Sara, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan arkadaşların anıları önünde saygıyla eğiliyor ve mücadelelerinin takipçisi olacağımın sözünü yineliyorum. Bu katliam Türkiye ve Paris başta olmak üzere tüm komplocu güçlerin planlayarak gerçekleştirdiği uluslararası bir katliamdır. Direkt Önderliğimizi, kadın özgürlük hareketini ve halkımızı hedef alan bir katliamdır. Sara arkadaş bizim için kadın özgürlük çizgisinin temsilidir. Aynı şekilde Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan da. Katliamcılar bunu çok iyi biliyordu. Önderliğimizin kadın özgürlük çizgisine olan bağlılığını, hassasiyetini ve verdiği mücadeleyi de biliyordu. Bu yüzden böylesi alçakça bir katliam gerçekleştirdiler.

Önderliğimiz yönelik 1999 yılında başlayan İmralı tecridi, 2011 yılında daha da ağırlaştırıldı. Ama Önderliğimiz ağır tecrit koşullarında verdiği mücadele ile onları onlarca defa boşa çıkardı ve yendi. Bunun için en hassas noktasından vurmak istediler. Ama Önderliğimiz, bu katliamı da boşa çıkardı. Halklar için barış ve özgür bir yaşam isteminden vazgeçmedi. Ve bunun her zaman mücadelesini verdi. Bugün alanlarda özgürlük istemiyle direnen milyonlarca devrimci kadın vardır. Bu direnişler Önderliğimiz ve Saraların mücadelesi sayesiyle gelişti. Saraların aşkla bağlı oldukları kadın özgürlük çizgisi bizim için her zaman büyük bir başarı oldu. Bizlere düşen onların yolunda ilerlemektir. Saraların özgürlük aşkıyla savaşarak mücadele etmektir.

‘FRANSA SESSİZLİĞİ İLE KATLİAMA ORTAKLIK EDİYOR’

 

 

Nizar Zêrîker: Paris katliamı yıldönümünde üç arkadaşımızı anıyor ve anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Bu katliamı sadece kınamak yetmez. Bundan öte, katliamcılardan hesap sormak ve onların intikamını almak bizler için önemlidir. Unutulmasın ki bu katliamın ve diğer tüm katliamların hesabı sorulacaktır.

Paris katliamı öncesi Devrimci Halk Savaşı Hamlesi süreciydi. Biz parti olarak güçlü bir mücadele yürütüyorduk. Düşman bunu görüyordu. Bunu boşa çıkarmak ve direnişi engellemek için birçok kirli politika yürüttü. Türk devleti ve uluslararası güçlerin eliyle gerçekleştirilen Paris katliamı, bu kirli politikalardan biridir. Paris’in burada rolü büyüktür. Yer olarak Paris ve katledilenlerden birinin Sara arkadaş olarak seçilmesi ince bir hesaptı. Her şey en ince detayına kadar planlı bir şekilde yapıldı. Katil kim olursa olsun Paris’in bu katliamda rolü büyüktür. Aslında Fransa’nın sesiz kalması ve bunca yıla rağmen davanın halen açıklığa kavuşmaması katliamcılarla iş birliği içerisinde olduğunun açık göstergesidir.

Sara arkadaşın tarihimizde çok önemli bir yeri vardır. Kadın özgürlük temsilcisiydi. O yüzden Özellikle Sara arkadaş seçildi. Bununla Önderliğimizin kadın özgürlük eksenli paradigmasına darbe vurmak istediler. Ama hiçbir şekilde amaçlarına ulaşamadılar. Önderliğimizin barış için verdiği mücadele, halkımızın, PKK hareketinin, dünya kadınlarının verdiği direniş bu katliamı boşa çıkardı.

Yıllarca birlikte aynı mücadeleyi verdiğimiz Sara yoldaşı birçok defa görmek istememe rağmen göremedim. Ama benim için önemli olan aynı davada, aynı yolda ilerlemektir. Sara arkadaşla aynı mücadeleyi yürütmek onurdur, gurur vericidir. Bundan sonra önemli olan Sara, Leyla, Fidan arkadaşların izlerinden yürüyerek hem onların hem de tüm devrim şehitlerinin intikamını almaktır.

‘HALKLARIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ BALTALAMAK İSTEDİLER’

 

 

Arjin Mêrdîn: Paris katliamı, Önderliğimizin özgür kadın çizgisini hedef alan bir katliamdır. Önderliğimiz, Özgürlük Hareketinin kuruluşundan beri tüm halklara özgür ve yaşanılır bir yaşam vermek için var gücüyle mücadele etti. Her zaman dünya halklarının barışından yana oldu. İnsanlık için gece gündüz çalışarak dünya halklarının huzuru için mücadele verdi. Özelde Kadın Özgürlük Hareketi için amansız bir mücadele ve çaba gösterdi. Bu yolda en büyük yoldaşlarından biri, kadın özgürlük sembolü olan Sara arkadaştır. Sara arkadaşın hem bizler hem de Önderliğimiz için çok büyük bir değeri vardır. Düşman bunu bilerek Paris’te aralarında Sara arkadaşında bulunduğu üç devrimci yoldaşımızı katletti. Önderliğimiz tüm hassasiyetlerine rağmen barıştan yana olduğunu göstererek halkların özgür yaşayabilmesi için çözüm sürecini başlattı. Ama başta faşist, diktatör Erdoğan rejimi olmak üzere ve diğer emperyalist güçler bu çabayı ve istemi görmek istemedi. Tıpkı Paris katliamı gibi halkların özgürlüğünü baltalamak istediler. Bugün birçok ülkede kan ağlayan halklar vardır. Paris katliamında eli olan güçler bunun tek sorumlularıdır.

Sara, Leyla, Fidan arkadaşlardan etkilenerek saflara katılan bizlerin üzerine düşen, onların ve tüm devrim şehitlerinin izinde yürümektir. Devrim meşalesini taşımaktır. Bunun için kanımızın son damlasına kadar mücadele edip, savaşmaktır. Savaşımızda kesinlikle bir adım geriye atmamaktır. Hep ileriye doğru yürümektir. Günümüzde yaşanan katliamlara tüm dünya kadınları karşı durmalıdır. Mücadele saflarında özellikle kadınlar yer almalı ve savaşmalıdır. Çünkü Paris katliamı tüm dünya kadınlarının özgürlüğüne yapılmış bir katliamdır. O yüzden bu katliama karşı sessiz kalınmamalıdır. Kadınlar bu süreçte, özellikle faşist, gerici zihniyetiyle kadını hiçe sayan, ezen Erdoğan rejimine karşı hiç olmadığı kadar alanlarda özgürlük için direnmelidir.

‘ÖZGÜRLÜKÇÜ KADINLARIN İZİNDE YÜRÜMEK KUTSAL BİR GÖREVDİR’

 

 

Avesta Gever: Önderliğimize ve kadın özgürlük hareketine yapılmış olan Paris katliamını unutmak, mümkün değildir. Kadın özgürlük çizgisinin temsilcileri olan Sara, Leyla, Fidan arkadaşların yolunda ilerlemek bizim için kutsal bir görevdir. Kadın katliamlarının en şiddetli olduğu bu dönemde bizlere düşen sorumluluk soluksuz mücadele etmektir. Paris’te nasıl ki özgürlük için mücadele eden Saralar, hedef alınarak katledilmişse aynı şekilde Sîlopî’de Sêvê, Pakîze, Fatma, yine Cizre’de Teybet ana katledildi. Bunun gibi özgürlükçü kadınlar her zaman hedef alınarak katlediliyor. Çünkü kadın yaşamın kaynağıdır. Özgür bir yaşamı insanlığa reva görmeyen egemen güçler, direk kadınları hedef alarak yaşamın damarlarını koparma amacı peşindedir. Bunu herkes çok iyi bilmelidir. Özellikle kadınlar görmeli ve örgütlenerek mücadele saflarında yerlerini almalıdırlar. Kadınlar için bugün özgürlük mücadelesi kaçınılmaz olmalıdır.

‘KADINLARIN ÖZGÜRLÜK UMUDU: SARA, LEYLA, FİDAN’

 

 

Azad Tatvan: Önderliğimizi nasıl ki 1999 yılında uluslararası komployla tutsak ederek günümüzü karartmak istediyseler, Paris katliamındaki amaç yine benzerdir. Bu katliamla kadın özgürlüğünü hedef alarak tüm yaşamı karartmak istediler. Sakine, Leyla, Fidan arkadaşlar; bastırılan, iradesi kırılan, kadınların özgürlük umutlarını taşıyan devrimcilerdi. Onlar özgür kadınla gelişen, özgür toplumun temsilcileriydi. Bu yüzden hedef alınarak, katlettiler. Ne bu katliamı ne de yapılan hiçbir katliamı unutmamız mümkün değildir. Bizler Saraların yolunda ilerleyerek, onların davalarını sonuçlandırarak intikamlarını alacağımızın sözünü veriyoruz.

‘KADIN ÖZ SAVUNMASINI GELİŞTİRMELİDİR’

 

 

Bêrîvan Harûn: Tüm dünyada kadın üzerindeki despotik, egemen erkek zihniyetine karşı bir kadının her zaman bir öz savunması olmalıdır. Kadın için öz savunma, ekmek sudan daha önemlidir. YJA Star gerillaları olarak silahlı bir mücadele yürütüyoruz. Silahımızı, özgürlüğümüze engel olan ve varlığımızı hiçbir zaman kabul etmeyen, faşist, egemen zihniyete doğrultuyoruz. Amacımız bugün halkımızı ve özelde erkek egemen eliyle sistemde boğdurulan kadını özgürleştirmektir. Bu tüm kadınlar için meşru bir haktır. Kadınlar özgürlük için her türlü öz savunmasını geliştirmelidir. Silahla, siyasetle, politikayla vb. örgütlenmelerle her zaman özgürlük mücadelesini yürütebilmelidir. Çünkü kadın yaşamı bahşedendir. Eğer ki dadın özgür olmazsa, dünyada özgürlükten söz etmek mümkün değildir. Bunun dışındaki tüm özgürlükler sahtedir. Bugünden sonra bizim için önemli olan, Saraların yaratmış olduğu kadın özgürlük çizgisinde ilerletmek ve daha da güçlendirmektir. Tüm devrimci kadınların verdiği emeğe sahip çıkmak ve emeklerini boşa çıkarmamaktır. Mücadelemiz bu temelde son nefesimize kadar sürecektir.