PAJK: Efrîn direnişine seferberlik ruhu ile sahip çıkılmalıdır

Türk devletinin işgal amacıyla Efrîn’e saldırısına ilişkin açıklama yapan PAJK Koordinasyonu, “Dört parça Kürdistan’da halkımızı Efrîn direnişine yeni bir seferberlik ruhuyla sahip çıkmaya çağırıyoruz” dedi.

Yazılı bir açıklama yapan PAJK Koordinasyonu, şunları belirtti: “Efrîn halkımıza yönelik Türkiye devletinin ordusu ve paramiliter çete ÖSO güçleriyle birlikte başlattığı saldırı faşist devlet gerçeğinin ifadesidir. Efrîn saldırısı TC/ AKP faşist devlet zihniyetinin Kürt düşmanlığı üzerine inşa edildiğini net olarak ortaya koymaktadır. AKP zihniyeti Kuzey Kürdistan’da Cizre’yi, Nusaybin’i, Sur’u, Şırnak’ı yıkma politikasını şimdi Efrîn’i yıkma politikasıyla sürdürmek istemektedir. Türk medyasının Türk ordusunun Efrîn operasyonunu gizleme taktiğini MHP lideri Bahçeli net ortaya koymuştur. Bu sadece Bahçeli’nin söylemi değildir. Türk ordusunun Efrîn planını deşifre etmiştir. Bahçeli ‘Efrîn yıkılsın, yakılsın’ demiştir. Amaç tüm Kürtleri ezmektir, Efrîn’i DAİŞvari yıkmak, yakmaktır. Dünya kamuoyu, halkımız bu faşizme, vahşete sessiz kalmayacaktır.

Efrîn’e askeri saldırı için ileri sürülen tüm nedenler tipik Kürt düşmanlığı üzerinden uydurulmuş bahanedir. YPG, YPJ yerel halkın katılımıyla oluşmuş halkın yerel öz savunma gücüdür. Elbette Kürt halkı, Türk devletinin düşmanlığına ve kendisine gelebilecek her türlü saldırıya karşı Rojava devriminden bu yana kendi öz savunmasını oluşturmuştur. Kürt halkı herhalde başka bir devletten kendisini savunması için ricacı olamazdı. Öz savunma gücü olan YPG-YPJ’nin varlığını ileri sürmesi ve bunu da Rusya’nın, ABD’nin uluslararası güçlerin kabul etmesi, Kürtleri kendi çıkarlarına kurban etmesidir. Halklara yapılmış ihanet ve komplodur. Türkiye Efrîn’e ve Rojava’ya saldırı için onay almak için her türlü tavizi vermeye hazır olduğunu göstermiştir. İdlib’in bırakılması ve farklı tavizler karşılığında Rusya ile kirli bir ittifak yapılmıştır. Rusya Türkiye ile anlaşarak Kürt katliamının altına imza atmış, saldırıların ortağı olmuştur. Rus devletinin Kürt halkına ahlaki ve insani sınırları çok aşan bu pragmatizmi, Kürtlerin tarihsel deneyimlerinden yakından tanıdığı bir karakteridir. Tarihte Rus devletinin komplocu politikasına Kürt halkı tanıktır. Mahabad direnişinde aynı ihanet rolünü oynamıştır. Yine Önderliğimize yönelik uluslararası komploda da Rus devleti bu komploda bizzat yer almıştır. Hegemon güçlerin tarihi tekerrür etmektedir. Buna karşı halkların dirnişi tarihi daha etkili ve görkemli gereken karşılığı vererek komplo, saldırıyı boşa çıkaracak, tarihi yenilgiyi yaşatacaktır.

Efrîn halkından ve buradaki öz savunma güçlerinden kendilerine hiçbir tehdit olmadığı halde Kürtlerin kendi ayakları üzerinde durmasını bir tehdit olarak ileri sürülmesi, Kürt halkına ve tüm Rojava kazanımlarını ortadan kaldırmak için gerçeği saptırmadır. AKP faşist devleti Kürtlere yönelik inkar imha politikasını sınır tanımaz bir pervasızlıkla derinleştirmeye ve Kürt halkının iradi ve fiziki varlığını yok etmeye çalışmaktadır. Bu operasyon bir Kürt katliamı kararlılığıyla başlatılmış, tek bir Kürdün bırakılmaması hedefi ile saldırılmaktadır.

Efrîn saldırısı; Türkiye devletinin Suriye sorunun demokratik çözümüne karşı olduğunu da göstermektedir. Kürt halkı Suriye halklarının bir parçasıdır ve Kürt halkının olmadığı bir çözüm, çözüm değildir. Kürtsüz bir çözüm dayatması çözümsüzlük dayatmasıdır ve Türkiye devletinin Suriye üzerindeki egemenlik hayallerinin yansımasıdır. Efrîn bölgesi Kürtlerin yaşadığı bir yerleşim bölgesi olurken, savaştan göç eden Arap ve Türkmen halklarını da barındırmaktadır. Bu saldırı Kürtler kadar Suriye halklarının demokratik birliğine, varlığına ve iradesine yönelik saldırıdır. TC uçaklarının yaptıkları hava saldırısında katledilen ailelerin bir kısmı Kürt bir de küçük bir Arap çocuğu vardır.

Buna karşılık Efrîn’e Türkiye’ye bağlı çeteler yerleştirilmek istenmektedir. Bölgede yıllardır kadınlara ve halklara karşı vahşi bir terör uygulayan, tecavüz eden, fuhuşu geliştiren, kadın ve çocukları satan, kafa kesip, kan üzerinden egemenlik kuran çetelerin alana hakim olması istenmektedir. AKP faşizimiyle ruh birliği olan bu çetelerin hakimiyetiyle bölge halklarına karşı vahşet kalıcılaştırılmaya çalışılmakta, bölgenin geneline de yayılmasının zemini oluşturulmaya çalışılmaktadır. 

Mücadele deneyimlerimizden çıkardığımız en önemli sonuçlardan biri herkesle dostluk ilişkilerine açık olmak kadar hiç kimseye dayanmadan öz gücümüzü esas almak olmuştur. Reber Apo “dünyayı yenmeye gücümüz olsa da kimseye saldırmayacak, tüm dünya üzerimize gelse de kendimizi savunacağız” diyerek bunu ilkeselleştirmiş ve halkımızda bugün Efrîn’de bu ilkeli duruşu sergilemektedir. Türk devleti ve çetelerinin faşist saldırıları, kadınların ve halkların özgür yaşam inancıyla donanmış öz savunma gücünü yıldıramayacaktır. Kirli ittifaklar Suriye’de DAİŞ’in sonunu getirdiği gibi AKP faşizminin ve çetelerinin de sonunu getirecektir. Rusların halkımızın üzerinde kurmaya çalıştığı hegemonya hayallerini yıkacaktır. Bu hareketin direniş geleneği asla kırılamayacak, Efrîn halkımız YPG-YPJ’nin öncülüğünde topraklarını bu saldırılara karşı savunacak ve zaferi garantileyecektir. Kobanê direnişinin yolunda Efrîn’in özgür duruşundan asla geri adım atılmayacaktır.

Rojava devrimine Kobanê zaferiyle başladık, Efrîn zaferiyle final yapacağız. Efrîn Star kentimiz olarak kadınların bir kez daha damgasını vuracağı bir direniş kalesi olacaktır. Bu temelde Efrîn’de YPG-YPJ güçlerimizin direnişini selamlıyoruz. Dört parça Kürdistan’da halkımızı Efrîn direnişine yeni bir seferberlik ruhuyla sahip çıkmaya çağırıyoruz. Avrupa ve Rusya’da halkımızın demokratik eylemsellikleriyle dünya halklarında duyarlılığa yükseltmeye ve direnişe sahip çıkmaya çağırıyoruz. Kadınların öncülüğündeki direniş zaferin garantisidir.”