PAJK Koordinasyon, “Direnişin öncüleri Tüm PKK VE PAJK’lı özgür tutsaklara ve Leyla Güven arkadaşımıza” başlıklı bir mektup yayımladı.
PAJK Kordinasyonu'nun mektubunda şunlar belirtildi:
“Yaşamın çoraklaştırıldığı, geleceğin tehdit altında olduğu, zulmün kol gezdiği ve özgürlüğün ya yok edildiği ya da yozlaştırıldığı bu dönemde başkaldırmak ve dayatılan bu çirkefliğe, yobazlığa karşı direnmek kadar anlamlı bir şey olamaz. Direniyoruz çünkü dünyamız yok oluşun eşiğinde ve insan ilişkileri büyük bir tükeniş içinde can çekişmekte. Direniyoruz çünkü halklar, inançlar, kadınlar, gençler ve çocuklarımız büyük bir sömürü, soykırım, katliam sistemi altında. Direniyoruz çünkü güzel ve güneşli günlere olan özlemimiz çok büyük ve bu yönlü umudumuz çok diri. Direniyoruz çünkü SON MUHTEŞEM OLACAK ve MUTLAKA KAZANACAĞIZ diyoruz ve bunun umudu hepimizde büyük bir heyecan yaratmakta...
Bütün bu sömürü ve zulüm sistemine, yalanlarla dolu hikayelerine karşın alternatif bir sistem inşasına öncülük eden, özgür insan kimliğinin yaratıcısı ve ısrarı olan Önder APO’nun ağır bir tecrit ve işkence sistemi altında tutuluyor olması direnişimizin odağı ve esas gayesi olmaktadır. Çünkü inanç onda tazeleniyor, anlam orada büyüyor, sevgi onda hayat buluyor ve amaç onda keskinleşiyor. Ondandır ki, umut onda yeşermekte ve gelecek devasa düşüncelerinde şekillenmektedir. İşte bu yüzden tecride karşı olan bu öfke, bu isyan, bu eşsiz direniş tarihi bir direniş olarak boy vermektedir. Süreç yaman bir militanlık, önü alınmaz bir direniş ve eşsiz bir kahramanlık gerektiriyor. Bu biçimi ile sürecin ihtiyaçlarına cevap olan insanlarla anlamlı bir tarih yazılıyor. Bunun adı anın devrimcisi olmak kadar, bunun adı amaçlarına kilitlenen insanın neleri yapabileceğine tüm dünyanın tanık olması demektir.
An, tarih yaratma ve direnerek kendi zamanını yaratma anıdır. An bu kimlikle özgür Kürtlüğün duruşunu herkese kanıtlamanın ve kazanmanın zamanıdır. Faşizmin karanlığına ve kalelerine rağmen, teslimiyet ve tutsaklığı dayattığı mekanlarda direniş ateşi yükselmiştir. Herkes bu ateşin sıcaklığında kavgaya tutuşmaktadır.
İşte Leyla Güven şahsında başlayan açlık grevleri Önderliğin esaretini kabul etmediğimiz, bu biçimde yaşamayacağımız ve Önderlik üzerindeki tecrit kalkana, Önderlik özgürleşene kadar mücadeleyi keskinleştirerek yürüteceğimizi herkese gösterdi. Yani yeni bir mücadele dönemi ve yılının içine girdik. Ve bu mücadele sonuç alacak ve direniş zafere ulaşacaktır.
Büyük amaçlar uğruna eylem içinde olmak ve aylarca bedenini açlığa yatırmak bize 14 Temmuzlardan, Mazlum, Kemal ve Saralardan kalan bir mirastır. Özgürlük mücadelemiz zindan direnişleri ile yaşamı uğruna ölecek kadar sevmenin felsefesini yaratmıştır. Bu uğurda mücadele etmenin onurunu temsil etmiştir. Şimdi sizler bu felsefenin, bu kahramanlık çizgisinin pratikleştiricisi olarak büyük ve onurlu bir eylem içindesiniz. Sürdürdüğünüz eylemler tüm Kürdistan’a, Ortadoğu ve dünyadaki özgürlükçü insanlara ulaşırken zalimlerin ve komplocuların da büyük korku kaynağı olmaktadır.
Kürdistan halkı direnişin halkıdır. Ve bu halkın devrimcileri de direnişle kimlik kazanmıştır. Kürdistan gerçeğinde devrimcilik kendini umut kaynağı haline getirmektir. Kabul edilmeyecek olanı reddetme gücü ve ona karşı her bedeli göze alarak mücadele etme kararlılığıdır. Nerede zulüm varsa orada direnişle güzelleşir insan. Zalimlerin zulmüne boyun eğmeyen ve cellatlarını alt eden militanlık yüzyılımızın özgür insan kimliğidir. Bu direniş mirası bugün PKK ve PAJK militanlığı ile hayat bulmakta, direniş dirilişe ve zafere evrilmektedir.
Önderliğin militanlarına, örgütüne fikirlerini ulaştıracağı, sağlıklı koşullarda çalışabileceği duruma ulaşması, İmralı sisteminin tümden tasfiye edilmesi, bu faşizmin yıkılarak özgürlüğün yaratılması temel amacımızdır. Bu konuda dağlardan şehirlere ve zindanlara kadar herkes bir mücadele içinde ve bu mücadele her şeyin merkezindedir. Sonuç alana kadar da durmayacaktır. Ateşin ve güneşin çocukları olarak Ortadoğu ve dünya tarihine ismini kazıyan Kürdistan direnişçileri Önderliğin özgürlüğünü yaratacaktır. Sizler cellatların en büyük korkusu olan direnişçi duruşunuzla dünyayı etkilediniz, sesinizi herkese ulaştırdınız. Kadın özgürlük mücadelesinin yarattığı mirasla bu meşaleyi devralan Leyla ve sizler onurumuzsunuz. Direnişinizi dağlardaki tüm özgürlük militanları adına selamlıyor, mücadele ruhu ve bilinciyle zafer direnenlerin olacaktır diyoruz.”