PAJK Zindan Komitesi: Tarihi direniş etrafında kenetlenelim

PAJK Zindan Komitesi, faşizme karşı insanlık onurunu korumaya kendisini adayan tüm demokratik kesimleri gelişen tarihi direniş etrafında kenetlenmeye seslerini yükseltmeye, mücadeleyi büyütmeye çağırdı.

PAJK Zindan Komitesi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecride karşı sürdürülen açlık grevi eylemlerine ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Zindan Komitesi açıklamasında şunlar belirtildi:

“Yaşamı uğruna ölecek kadar sevenlerin yoldaşı olmak insanlık onuruna değerlerine sahip çıkmak, özgürlüğe tutkuca bağlı olmak demektir.

Kırk yıldır faşizme karşı yürüttüğümüz var olma mücadelesi bugün evrensel bir boyut kazanmış, geldiğimiz aşamada mücadelemiz insanlık onurunu koruma mücadelesine dönüşmüştür. Ortadoğu’da gelişen kirli savaşın Suriye’de geldiği son aşamasında ABD, Rusya gibi hegemonik güçlerin arasında yaşanan soğuk savaşın çıkarları gereği diğer ulus devletleri kendi güdümüne alarak savaşı derinleştirme stratejileri savaşın karakterini değiştirmiş savaşı evrensel boyutlara taşırmıştır. Yaşanan savaşta böl parçala yönet politikasını kendine esas alan karanlık güçler halklar, kültürler ve dinler mozaiği olan Ortadoğu’da DAİŞ, El Kaide gibi terör örgütlerini besleyerek din, mezhep, etnisite savaşlarını körükleyip bir yandan terörle mücadele adı altında onlarla savaşıyor gibi görünüp öte yandan hegemonya savaşını derinleştirmiştir.

SALDIRILAR ULUSLARARASI KOMPLONUN DEVAMIDIR

 Halkların bir arada yaşam modeli olan Önderliğimizin geliştirdiği özgür Kürdistan demokratik Ortadoğu projesinin kadın öncülüğünde adım adım Kürdistan ve Ortadoğu da halkların umudu olup hayat bulması kapitalist modernite güçlerini korkutmuştur. Faşizme karşı farklılıkların birlikte özgür yaşam felsefesine karşı, askeri siyasi kültürel yaşamın her alanında amansız bir saldırıya geçmiş, bu saldırıların hedefine bu felsefenin mimari olan Önderliğimizi koyarak en ağır tecrit koşullarını uygulayıp halkların umudunu, iradesini teslim almak istemiştir. Bilinmelidir ki insanlığın yüreğine bir kez özgürlük tohumu ekildi mi bir daha kimse yeşermesini engelleyemez. Önderliğimizin Kürtlerin yüreğine ektiği özgürlük tutkusunun bugün Ortadoğu’da Arap, Süryani Êzidî vb bütün halkların farklı inanç, kültür ve mezheplerin, kadınların, emekçilerin, ezilen bütün kesimlerin yüreğinde yeşermeye başladığını bütün dünya görmektedir. Bu nedenledir ki özgürlük karşıtı güçler uluslararası komplo ile Önderliğimizi ve onun yarattığı değerleri önüne hedef olarak koymuş ve günümüze kadar bu süreci devam ettirmiştir. Faşist TC devletinin Efrîn işgali, Rojava’ya, Maxmur’a, Şengal’e dönük saldırıları yine Kürt özgürlük hareketinin üç yöneticisine dair ABD’nin son dönemde aldığı karar, HDP eşbaşkanları ve vekillerinin tutuklanması, Hareketimize ve halkımıza dönük saldırılar uluslararası güçlerin eliyle yürütülen komplonun devamı niteliğindedir.

TUTSAKLAR SALDIRILARA SESSİZ KALMAYACAĞINI GÖSTERDİ

Yirmi yıldır Önderliğimiz İmralı da bütün insanlık dışı ağır tecrit uygulamalara rağmen bütün komplocu güçlere karşı direnerek tarihsel rolünü oynamaya çalışmaktadır. Ortadoğu’da başlayıp son yaşanan gelişmelerle evrensel bir karaktere evrilen ABD-Rusya öncülüğünde yaşanan kirli savaşın tüm hesaplarını bozabilecek tek güç Önderliğimizdir. Bu nedenledir ki Kürt özgürlük mücadelesini etkisiz kılmak amaçlı Önderliğimiz şahsında bütün Kürt halkına uygulanan tecridin son bulması için 14 Temmuz direniş geleneğini kendine miras alan binlerce PKK-PAJK’lı tutsak bugün zindanlarda “varlık ve mücadele gerekçemiz olan Önderliğe yaklaşım kırmızı çizgimizdir” diyerek Önderliğine, halkına, kimliğine, özgürlüğüne dönük saldırılar karşısında asla sessiz kalmayacağını, bedenini ölüme yatırarak göstermiştir.

LEYLA GÜVEN’İN EYLEMİ TECRİDİN KIRILMASI, FAŞİZMİN YIKILMASI EYLEMİDİR

Kürt kadın mücadelesinin tarihsel dinamiklerinden biri olup bugün Saraların, Hayrilerin, Kemallerin Mazlumların mücadele ve direniş çizgisini izleyen “hiç olmadığım kadar moralliyim çünkü Önderliğim için direniyorum” diyen Leyla Güven’in talebi derinlikli ele alınıp anlaşılması gereken bir talep ve eylemdir. Leyle Güven’in başlattığı eylem Önderliğimizin üzerindeki tecridin kırılması faşizmin yıkılması eylemidir.  Bu eylem “ya Önderliğimiz ile bir yaşam ya da hiç olmayacaktır” diyecek kadar kadının önderliğiyle kurduğu bağın, yaşama ve özgürlüğe olan tutkunun, direnişin anlam derinliğinin Kürtler ve kadınlar için ne denli güçlü olduğunu gösteren tarihi bir eylemdir. 

KARARLI DURUŞUN GÖSTERGESİDİR

 27 Kasım’dan bu yana tüm zindanlarda başlayan ve devam eden süresiz dönüşümlü açlık grevinin bir üst aşaması olan süresiz dönüşümsüz açlık grevine başlayan 30 zindan direnişçinin almış oldukları bu büyük karar, Önderliğimizin direniş ruhunun zindan direnişçilerinde yansımasını bulan özgürlük ruhudur ve anlam derinliği de bundan bağımsız değildir. Yine Kürdistan ve Avrupa’nın birçok ülkesine yayılan açlık grevleri, özgürlük ve demokrasiden yana olan, faşizme karşı boyun eğmeyen tüm halkların ortaya koydukları eylemsellikler Önderliğimiz üzerindeki tecridin hiçbir şekilde kabul edilemez olduğunun kararlı duruşu ve göstergesidir.

ÖNDERLİĞİN ETRAFINDA KENETLENEN DİRENİŞÇİLERİ SELAMLIYORUZ

Bugün tarih ve gelecek okumalarını yeniden yapma günüdür. Egemen sistemler lehine yazılan tarihi ezilen tüm halklar lehine değiştirme ve yeniden yazma, hiçbir dönemde olmadığı kadar mücadelemizi radikalleştirme, tekçi zihniyet ve erkek egemen sistemden hesap sorma günüdür. Bu anlamda Önderliğin etrafında kenetlenen tüm zindan direnişçilerini selamlıyor, faşizme karşı insanlık onurunu korumaya kendisini adayan tüm demokratik kesimleri gelişen bu tarihi direniş etrafında kenetlenmeye seslerini yükseltmeye, mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.”