PKK, Kınacı’yı şahadetinin 24’üncü yılında andı

PKK Yürütme Komitesi, Zilan-Zeynep Kınacı'yı şahadetinin yirmi dördüncü yıl dönümünde anarken, her zamankinden daha güçlü bir şekilde faşizme karşı direnişte birleşme çağrısı yaptı.

Yazılı bir açıklama yapan PKK Yürütme Komitesi, 30 Haziran 1996’da Dersim’de düzenlediği fedai eylem ile şehit düşen Zeynep Kınacı’yı (Zilan) andı.

PKK açıklamasında şunları belirtti:

“Zamanın ve fırsatların en anlamlı bir direnişle, fedailikle bütünleştirilmesi ve öz çıkarlar temelinde dönüştürülmesi, ancak büyük devrimcilerin harcı olan eylemlerle gerçekleştirilebilmiştir. Amaç yüce ve somut ise, eylem, örgüt ve davranış küçük, hafif, sakat olamaz. Amacın büyüklüğü her zaman eylemin de büyüklüğünü belirlemiştir. İnsanlık savaşımımızda, insanlık değeri olan her biri abideleştirilmesi gereken şehitlerimiz, böyle bir evreyi gerçekleştiren büyük kahramanlar olarak, tarihimiz ve belleklerimizde yer edecek, ölümsüz değerlerimiz olarak kalacaklardır. Bu bağlamda; Fedai gerçekliğinin öncü militanı Zilan-Zeynep Kınacı yoldaşı, şahadetinin yirmi dördüncü yıldönümünde anarken, O’nun şahsında fedaice direnerek şehadete ulaşan tüm özgürlük şehitlerine bağlılığımızı yeniden belirtiyor ve anıları önünde eğiliyoruz. Yine tarihimizin ak yüzlü ve abidelerinden olan Şêx Said Efendi ve yoldaşlarının 29 Haziran 1925 yılında faşist sömürgeci güçlerce idam sehpalarında katledilişlerinin seksen beşinci yıl dönümünde sömürgeciliği lanetliyor, Şêx Said Efendilere bağlılığımızı her zaman olduğu gibi Zilanca vereceğimizin sözünü ise yeniliyoruz.

Zilan-Zeynep Kınacı yoldaşımız, 30 Haziran 1996 yılında gerçekleştirdiği eylemi ile ideolojik donanımın temsili, duygunun, düşüncenin bireyi aşarak, toplumun örgütlü dili haline gelebileceğini dosta ve düşmana en yalın bir şekilde göstermiş olduğu gibi; özgür yaşam uğruna, her türlü geriliğin reddine dayalı düşmana karşı müthiş bir kin ve öfkenin pratik sahaya bir çizgi olarak yansıması olmuştur. Bu çizgi, ideolojik-felsefik olduğu kadar duygunun en üst düzeyde temsilidir. Onunla yürüyenler, eylemde, yaşamda, örgütlülükte, tarz ve tempoda militanca yaklaşımların sahibi olmaya çalışanlar Zilanca zafer kişiliğini temsil edenlerdir.

ŞEHİT GERÇEĞİ KADAR KESKİN VE YALIN BAŞKA BİR GERÇEKLİK YOKTUR

Yaşamı sevenler böyle büyük eylemlerin sahibi olurlarken, yaşamdan vazgeçenler asla eylemci, örgütçü olamazlar. Bir halkın acılarını yüreğinin derinliklerinde yaşayanlar ancak böyle büyük bir eylemin sahibi olabilirler. Bir halkın özgürce her türlü baskı ve kölelikten uzak yaşamasını isteyenler, o halka en büyük sevgi bağlarıyla bağlı olanlar ‘Yaşamı Uğruna Ölecek Kadar Sevenler’dir.

Faşist soykırımcı sömürgeci devlet ve rejimi her cephede halkımızın elde ettiği değerlere hiçbir insanlık ahlak ve değerlerini tanımadan saldırdığı ve ülkemizi yeniden daha faşizan bir zihniyet yapısıyla işgal etmeye çalıştığı bugünlerde sömürgeciliği durdurmanın tek çözüm yolu; Zilan kimliği ile düşmanın yüreğinde ortaya Zilanca konulacak eylem ile mümkündür.

Şartlar ve imkansızlıklar ne kadar çok olursa olsunlar, işgalciler ise ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar- yeter ki Özgürlük Mücadelesine gönül veren insanların inanç ve kararlılıkları tam olsun, -o zaman sömürgecilere ve sömürgeciliğe karşı her zaman başarılı bir eylem koyma mekânı ve zamanı vardır. Bunun bedeli, bedenini parça parça ederek bir halkın kölelik zincirlerini parçalayarak şahadete ulaşmak olsa da bu böyledir.

Bunun için diyoruz ki, şehit gerçeği kadar kesin, yalın olan başka bir gerçek yoktur. Şehitler yaşamın yeniliğini, kendi bedenlerindeki ateşi, küllerinden yaratmayı söz olarak hepimize verdiler, veriyorlar.

‘Yaşam iddiam çok büyük. Anlamlı bir yaşamın ve büyük bir eylemin sahibi olmak istiyorum. Yaşamı ve insanları çok sevdiğim için bu eylemi gerçekleştirmek istiyorum’ diye haykıran bir yürek aynen Tecridi Kıralım, Faşizmi Yıkalım Kürdistan’ı Özgürleştirelim hamlesinin Büyük Açlık Grevi ve Ölüm Orucu direnişçilerin ortaya koydukları eylem gibi, yaşamın her anında, her salisesinde dağların doruklarında bir halkın onurlu duruşu için bir milim bile geri adım atmayarak canlarını ortaya koyan Kürdistan gerillası asla unutulamaz, ortaya koydukları eylemlerine gölge düşürülemez.

KÜRT HALKI ÖZGÜRLÜĞÜNE BÜYÜK BEDELLER VEREREK İLERLİYOR

Kürdistan halkı olarak tarihi bir eşikten geçiyoruz. Üzerinde yaşadığımız coğrafyada kaos yaşanıyor. Bu kaosta demokratik ve özgür bir Kürdistan ortaya çıkarmak her zamankinden daha fazla mümkündür. Bu gerçekliği bilen sömürgeci soykırımcı faşist güçler, Kürt halkının kanıyla canıyla ortaya çıkardığı tüm değerlere zamanının Dehaqları gibi saldırmaktadırlar. Tarihin çarkını demokratik, toplumcu ve ortakçı yaşamaya gönül vermiş Kürdistan halkı ile birlikte Demokratik Ulus zihniyetiyle yaşamak isteyen halkların lehine çevirmek için, yapılması gerekli olan Zilanca düşünerek, Zilanca duygularla harekete geçerek, Zilanların bizlere emanet ettiği, yaşam ve eylem duruşuyla bize emrettiği fedaice yürüyüş tarzına her zamankinden çok, bugün ihtiyaç vardır. Kürt halkı özgürlüğüne doğru büyük bedeller vererek ilerlerken, bu yürüyüşün önünü almak isteyen sömürgeci, iktidarcı ve onlara koltuğu değneği olan işbirlikçi güç odakları halkımıza karşı karşıtlıklarını tüm cephelere yaymaktadırlar.

Tarihin bu eşiğinde alnımızın akıyla halk olarak çıkmak istiyorsak, ‘Bütün insanlığa sesleniyorum, Kürdistan halkına omuz verin, destek olun, Emperyalizmin dumura uğrattığı beyinlerinizin ve yüreğinizin pasını silin ve bir halkın özgürlük çığlıklarına kulak verin’ diyen Zilanların sesine kulak vererek tüm gücümüzle özgürlük mücadelesinin etrafında beyin ve yüreklerimizi şahlandırarak kenetlenmenin zamanıdır.

Yeniden, Zilan-Zeynep Kınacı yoldaşımızı şahadetinin yirmi dördüncü yıl dönümünde anarken, her zamankinden daha güçlü bir şekilde faşizme karşı direnişte; tüm halkımızı işbirlikçiliğe karşı Ulusal Birlik mücadelesinde birleşmeye, dostları, sosyalistleri, demokratları, sistem karşıtlarını ise Demokrasi İttifakında birleşerek tecridi kırmaya, faşizmi yıkmaya, Kürdistan’ı özgürleştirerek Türkiye’yi demokratikleştirme mücadelesinde ortak bir cephede direnişle zafere gidileceğinin bilinciyle direnişe çağırıyoruz.”