Rojava Devrimi kadınlara ilham oldu
Xalide Engizek, kadın öncülüğündeki Rojava Devrimi’nin, büyük bir umutsuzluk ve moralsizlik yaşayan dünya kadınlara ilham olduğunu söyledi.
Xalide Engizek, kadın öncülüğündeki Rojava Devrimi’nin, büyük bir umutsuzluk ve moralsizlik yaşayan dünya kadınlara ilham olduğunu söyledi.
Rojava Devrimi’nin yaşayan öncülerinden Xalide Engizek, devrim öncesi, kazanımları, sonrasındaki gelişmeleri ve direniş ruhunu anlattı.
Rojava Devrimi, 8. yılına giriyor. Devrimin toplum içinde filizlenmesinin öncülüğünü yapan kadınlardan biri olan Xalide Engizek, Rojava Devrimi’nin hangi zemin ve konjonktürde ortaya çıkıp geliştiğine işaret etti.
Ulus devlet formunun, zamanını doldurmuş bir yapı olarak özellikle de Ortadoğu’da ciddi sorunların kaynağı haline geldiğini hatırlatan Engizek, “Kaotik süreçler, beraberinde özgürlük anlarını ortaya çıkarır; anda özgür yaratım ve yeni oluşumlar varlık bulur. Böylece devrimsel gelişmeler baş gösterir. Devrimsel süreçlerde değişip-dönüşmek ve yeniden yaratım vardır” dedi.
ÜÇÜNCÜ ÇİZGİ ESAS ALINDI
Suriye halkının, 25 Mart 2011’de Dera kentinde ayaklandığını ve domino taşları gibi kısa sürede Suriye’nin geneline yayıldığını hatırlatan Engizek, şöyle devam etti: “Rojava’da yükselen ses, sunulan proje ve gösterilen tavır Suriye’de yaşanan devrimsel süreci yakından etkiledi. Ortadoğu’da ve dünyada iki çizgi birbiriyle savaşır durumdaydı. İki çizgi de yaşanan sorunlara kalıcı çözüm projelerine sahip değillerdi. Demokratik toplum projesi, hem Ortadoğu’da hem de Rojava’da kendisine üçüncü çizgiyi esas alıp buna göre bir politika öngördü. Sınırlarına dokunulmadan Suriye’de ortak vatan ilkesine göre Rojava bölgesi özgürleştirilecek ve demokratik ulus temelinde halkların kardeşliğine dayanan yaşam tarzı ve kadınların özgürlüğünü esas alan bir anayasa oluşturulacaktı. Halk kendi toplumsal sistemini örgütleyip inşa ederken, hiç kimseye saldırmayacak ve meşru savunma temelinde öz savunmasını geliştirecekti.”
KADINLAR ÖNCÜLÜK EDECEKTİ
Üçüncü çizginin temel ilkelerinden birinin halkın örgütlendirilmesi; bir diğerinin de toplumsal çelişki ve çatışmaları demokratik temelde uzlaştırarak Kürt sorunu konusunda diğer hareket ve partilerle mutabık hareket etmesi olduğunu kaydeden Engizek, “Değişim/dönüşüme kolaylık sağlayacak ortak politikalar belirlemek ve Suriye’nin demokratik muhalefetiyle sürekli bir diyalog içinde olmayı öngörmekteydi. Rojava Devrimi kadın öncülüğünde gelişecek ve toplumsal inşa sürecine kadınlar öncülük edecekti. Kadın sorununun çözümü devrimden sonraya ertelenmeyecekti. Cins, sınıf, ekonomi, işsizlik gibi sorunlar devrimden sonraya bırakılmayacaktı ve anda çözülmeye çalışılacaktı. Devrimin önemli perspektiflerinden biri de halkın kendisini yönetmesi ve meşru savunma temelinde örgütlenmesiydi. Halk hem demokratik devrimini gerçekleştirecek hem de meşru savunma temelinde devrim değerlerini öz savunma temelinde koruyacak ve savunacak düzeyde inançlıydı” şeklinde konuştu.
DEVRİME KISA SÜREDE SALDIRILAR
Engizek, direnişin adım adım özgürlüğe evrildiğini belirterek, şöyle devam etti: “7 Temmuz’dan 19 Temmuz’a kadar Kobanê’de başta olmak üzere rejime bağlı güçler kuşatıldıktan sonra teslim alındı. 19 Temmuz 2012’de Rojava Devrimi Kobanê’de başlayarak, 20 Temmuz’da Efrîn’de, 22 Temmuz’da Dêrik’te, daha sonra da Amudê, Dirbesiyê, Til Temir ve Rojava’nın geneline yayıldı. 19 Temmuz 2013’te kendisini Özgür Suriye Ordusu olarak adlandıran gruplar, Suriye rejimine saldırmaktan vazgeçip Rojava Devrimi’ne saldırmaya başladı. Bu çetelerle 2013’ten 2014’e kadar savaşıldı. Özgür Suriye Ordusu içinde yer alan grupların Türk işgalci devletiyle ilişkileri vardı, Türk faşist iktidarı tarafından yönlendiriliyor ve Rojava’ya saldırtılıyorlardı. Sözde Suriye’nin muhalif güçleri olarak kendini adlandıran hemen hemen her grup, Kürtlerin yaşadığı bölgelere saldırmak istedi.
HEMEN ARDINDAN DAİŞ ÇETESİ SALINDI
DAİŞ çetesi, Musul’un ardından Kobanê’ye saldırdı. Kürt Özgürlük Hareketi’ne Kobanê’de başlatılan “Demokratik halk devrimini Kobanê’de boğmak ve bitirmek istiyoruz” mesajı vermek istediler. Kobanê’den başlayarak çetelere karşı büyük bir mücadele verildi. Kürt, Arap, Ermeni, Asuri ve Süryani halkları birleşerek insanlığın başına bela olan faşist güruha karşı büyük bir savaş yürüttü ve savaşı kazandı. Suriye’nin yüzde 40’ı kurtarıldı. TC faşizmi buna tahammül edemediği ve Kürtlerin statü kazanmasını istemediği çin bizzat Efrîn’e saldırdı.
KADIN HAREKETLERİNE İLHAM OLDU
YPJ, dünya kadınlarına ilham ve model olurken diplomasi yolunu da açtı. Kadın hareketlerinde yaşanan umutsuzluk, sanki tüm yollar denenmiş ve çözüm kalmamış gibi yaşanan moralsizliğe karşı Rojava Devrim moral olup mücadeleye teşvik etti. Dünyanın farklı coğrafyalarından bir çok enternasyonel kadın, gelip katılarak şehit düştü. Heval Avşin, Afrikalı kökenli bir arkadaşımızdı. Heval Legerin, Arjantinliydi. Türkiyeli devrimci kadınları da burada hatırlamak gerekli. Rojava Devrimi, Ortadoğu Devrimi olması umuduyla tüm dünya kadınlarına kutlu olsun.”