Sana andımız olsun Xatun ana

Geliştirilen bu toplum dışı, kültür ve ahlak dışı olayların baş sorumlusu Erdoğan ve yönetimindeki AKP hükümetidir.

Sevgili Xatun Ana, hepimizin Anasıydı. Doğduğu toprakların ona verdiği etnik ve kültürel kimliği, Türk devleti gibi sömürgeci rejimlerle yönetilen bir ülkede baskı ve zulüm nedeni olmaktaydı. Hem bir kadın, hem bir Kürt hem de bir Aleviydi. Faşist rejimlerin Kürdistan’da uyguladıkları imha ve inkar siyaseti çerçevesinde geliştirdikleri baskı ve zulme her bakımdan maruz kalmış kıymetli bir Anamızdı. 12 Eylül faşist cunta gerçeğinin zulmüne her bakımdan tanık olmuş değerli, direngen bir Şehit Anasıydı. Bu bakımdan tüm Kürdistanlılar, Xatun Anamızın yaşadığı, maruz kaldığı baskı ve zulüm tarihini çok yakından tanımaktadır. Geçmişte yaşananlara tüm Kürdistanlılar her bakımdan aşinadır. Ancak asıl acı olan ve kabul edilmez olan, Sevgili Xatun Ananın cenaze töreninde yapılan çirkin saldırılardır. Yapılanların hiçbir dini inançta karşılığı yoktur. Ölüye saygı, tüm toplumların en aşılmaz ilkesidir. Her toplumsal kültürde, her toplumsal inançta insanların yaptığı vasiyetler eksiksiz yerine getirilir.

Tüm Türkiye kamuoyuna yansıdığı gibi Sevgili Xatun Anamızın Ankara’da toprağa verilmesi, kendi vasiyetiydi. Bu nedensiz değildir. Öylesine yapılmış sıradan bir vasiyet değildir. Türk devlet rejiminin tüm faşist uygulamalarını tanıyan bir Kürt, Alevi ve Şehit Anasının, kendi cenazesinin Ankara gibi bir yerde toprağa verilmesini vasiyet etmesindeki derinliği iyi anlamak gerekir. Türkiye’nin içinde bulunduğu savaş ve çatışma batağından çıkarmaya dönük kendince önemli mesajlar içermektedir. Bir Şehit ve Tutuklu Anasının yüreğinden akan bu yapıcı mesajlar doğru okunamamıştır. Taşıdığı umut dolu güzel duygular, çıkarılan çirkin olaylarla adeta her seferinde olduğu gibi yeniden katledilmiştir. Xatun Anamızın şahsında bir kez daha “Siz Kürtlere ve Alevilere, bu topraklarda yer yok” denmiştir. “Cenazenize bile tahamülümüz yok” denmiştir. Mezarımıza bile tahamülü olmayanların yaşamımıza tahamülünün olmaması anlaşılırdır.   

Geliştirilen bu toplum dışı, kültür ve ahlak dışı olayların baş sorumlusu Erdoğan ve yönetimindeki AKP hükümetidir. Türkiye’yi bu noktaya getirenler onlardır. Toplumu kutuplaştırmanın, birbirine düşmanlaştırmanın en uzmanca yöntemleri, mevcut faşist AKP hükümeti sürecinde uygulanmıştır. Xatun Ananın cenaze töreninde yaşatılan çirkin olaylara ilişkin yaptıkları sözde açıklamalar, geliştirdikleri sözde gözaltılar, koca bir yalandan ibarettir. Kürt halkını, Alevi toplumunu ve tüm Türkiye’yi kandırmaya dönüktür. Böyle olmasa, hükümetin içişlerinden sorumlu malum bakanı, piyon olarak kullandığı Murat Alp ile götürdüğü karakolda kucak kucağa fotoğraflar çektirmezdi herhalde. Böylesi çirkin olaylara öncülük eden bu Murat Alp’ın, Erdoğan’ın oğlu Bilal efendiyle çektirdiği yeni pozlara nasıl bir izah getirecekler acaba? Kürt Halkının ve Alevi Toplumunun bu tür yalan ve kandırmacalara karnı oldukça tok. Şayet mevcut hükümet, birazcık inandırıcı olmak istiyorsa, buna ihtiyacı varsa, o zaman malum içişleri bakanını görevden alır.

Kürtlerin, Alevilerin ve Türkiye halklarının bu hakareti kabul etmemesi, buna karşı çıkması ve ortak tavrını yüksek sesle dillendirmesi gerekir. Çünkü bu ahlak dışı, bu kültür dışı, insanlık dışı saldırı biçimi, tüm Türkiye ve Kürdistan toplumuna yapılmış bir hakarettir. Hükümetin kandıran açıklamalarıyla yetinmeyen, ortak ses, ortak tavır gerektirir. Verdiği fotoğraf karesiyle bu hakaretin örgütleyicisi olduğunu açıkça ortaya koymaktan çekinmeyen malum içişleri bakanının görevden alınması, ortak tavır olabilir. Bu talebin sonuç alması için ortada yeterli düzeyde işlenmiş suç materyali bulunmaktadır.

Sana andımız olsun Sevgili Xatun Ana; Kürdistan’da çocuklar yakında özgür oynayacak, özgür gülecek ve özgür yaşayacaklar. Kürdistan’ın özgür çocukları seni bahar çiçeklerinde koklayacaklar. Seni Aytekin Tuğluk Yoldaşın direngen annesi olarak tanıyacaklar.