'Şirin Muhammed ile kızlarını devlet ve erkek egemenliği katletti'

Avrupa'daki kadın kurumları, Rojavalı Şirin Muhammed ve iki kızının katledilmesine sert tepki göstererek, "Şirin Muhammed yaşadığı her türlü şiddete 'dur' dediği, kabul etmediği için iki kızıyla birlikte faşizan bir zihniyetle katledilmiştir" dedi.

PYD Avrupa Kadın Koordinasyonu, Avrupa Kürt Kadın Hareketi, Kürt Kadın Barış Bürosu (CENİ) ve Utamara Kadın Buluşma Merkezi tarafından ortak yazılı açıklama yapıldı.
Açıklamada, Danimarka'da Rojavalı Şirin Muhammed ve iki kızının vahşice katledilmesine değinildi.
Açıklamada, yaklaşık olarak bir yıl önce Rojava’nın Efrîn kantonundan Danimarka’ya gelen Muhammed Ailesi'nden Anne Şirin Muhammed ve iki kızının vahşice katledildiği belirtildi. 

'TÜRKİYE'DEKİ KAMPLARDA DA ŞİDDET UYGULADI'

"Baba Hamit Muhammed, Danimarka’ya gelmeden önce bir süre kaldıkları Türkiye’deki mülteci kamplarında da eşi Şirin Muhammed’e sürekli şiddet uygulamış, sistematik olarak baskı yapmıştır" denilen açıklamada, şu bilgiler verildi: "Danimarka’ya geldikten sonra devam eden yoğun şiddet sonucunda Şirin Muhammed polise başvurmuş, güvenlik ve boşanmak istemiştir. Boşandıktan sonra eski eşi Hamit Muhammed tarafından yaşadıkları evde iki kızıyla birlikte hunharca katledilmiştir. Cesetleri parçalanmış, üç gün sonra cesetleri buzdolabında bulunmuştur. Olaydan sonra yapılan araştırmalar sonucunda Hamit Muhammed’in olaydan bir ay önce İstanbul’a bilet kestiği ve olaydan hemen sonra Türkiye’ye kaçtığı anlaşılmıştır."

'ŞİDDET, DEVLETİN CİNSİYETÇİ POLİTİKALARIYLA BÜTÜNLEŞİYOR'

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

"Açıktır ki, yaşanan bir kırımdır, vahşettir, insanlıktan çıkmanın diğer adıdır. Savaşların yoğun olduğu dönemlerde yaşadıkları mağduriyetlerin yanı sıra ayrıca kendi eşlerinden, erkeklerden, kaldıkları kamplarda devlet şiddetine maruz kalarak savaşın en büyük bedelini yine kadınlar ve çocuklar ödemiştir. Türkiye’de mülteci kamplarında kadınlara ve çocuklara dönük yaşanan şiddet ve istismar olaylarının ayyuka çıktığı bir dönemde, kadına dönük şiddet ve tecavüz olaylarının artış göstermesi bir tesadüf değildir. Kendi eşlerinden şiddet gören kadınlar ayrıca yaşadıkları savaş süreci ve zorunlu göç durumunda da iki kat fazla şiddete maruz kalmışlardır.
Şirin Muhammed ve kızlarının yaşadığı şiddet döngüsü bunun en açık kanıtıdır. Kamplarda derinleşen şiddet döngüsü devletin cinsiyetçi politikalarıyla bütünleşmiş, Hamit Muhammed örneğinde görüldüğü gibi, savaşın tüm yaşanmışlıklarının bedeli kadınlara ve çocuklara katliam kültürü olarak ödettirilmiştir. 
Yaşanan, salt savaşla açıklanamaz. Erkek egemen zihniyet dün olduğu gibi bugün de şiddete karşı duran, direnen, kendi hayatıyla ilgili kararları almaya çalışan kadınlara her türlü şiddeti reva görmüş, öldürmek de dahil, insanlık dışı her uygulamayı kendine hak saymıştır. Şirin Muhammed yaşadığı her türlü şiddete 'dur' dediği, kabul etmediği için iki kızıyla birlikte faşizan bir zihniyetle katledilmiştir.

'DAHA FAZLA MÜCADELEYE ÇAĞIRIYORUZ'

Bizler, gerek erkek egemen zihniyete karşı, gerekse de  savaş ve göç olgularının kadınlar ve çocuklar için yarattığı zorluklar ve sonuçlarına dönük olarak daha fazla mücadele etmeyi en temel sorumluluklarımızdan biri olarak görüyoruz. Kadınlar ve çocuklar için bu dünyayı bir cehennem alanına dönüştüren erkek egemen zihniyete karşı mücadelemizi yükselteceğimizi bir kez daha belirtiyor, tüm kadın kurumlarını şiddete karşı daha fazla mücadele etmeye çağırıyoruz."