Stockholm'de kadınlar Jineolojiyi tartıştı

İsveç SARA Kadın Birliği (SARA), “Jineoloji-Bilimin Yeniden İnşası” başlığıyla İsveç’in başkenti Stockholm’da Jineoloji Konferansı yaptı.

Stockholm İşçi Eğitim Merkezinde (ABF) yapılan konferans, dünya devrim şehitlerinin anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.

'Kadın Bilimi’ olarak nitelendirilen Jineolojiye ilişkin görüş alışverişinde bulunmak ve kadın hareketlerinin gündemine koymak amacıyla Stockholm da düzenlenen ”Jineoloji Konferansı”nın açılış konuşmasını yapan İsveç SARA Kadın Birliği sözcüsü Ferah Bozcalı, Jineolojinin yüzyıllardır süren kadın mücadelelerini kendine referans aldığını belirtirken, bu konferansın kendileri açısından önemli olduğunu söyledi. Jineolojinin İsveç’de de tartışmaya açılması açısından önemli ve gerekli bir adım olduğunu dile getirdi.

Moderatörlüğünü Kurde Kasırga ve Maria Andersson'un yaptığı konferansda “Sosyal bilimlerin gelişimini doğru okumak”, “Jineolojinin kavram, kuram ve kurumlarının dayanacağı bilgi yapılanmaları. Kadın hakikatine ulaşmak mümkün mü?” ve “Özsavunma deneyimlerinin jineoloji ekseninde analizi” başlıkları altında yapıldı.

'BİLİM DEVLETİN HAKİMİYETİNDEN ÇIKMADIKÇA ÖZGÜRLEŞEMEZ'

“Sosyal bilimlerin gelişimini doğru okumak” başlığı altında sunum yapan Avrupa Kürt Kadın Hareketi Aktivisti Zeynep Coşkun, mevcut bilimin cinsiyetçi ve eril bir karaktere sahip olduğunu bunun için, toplumsal sorunlara çözüm bulamadığını belirtirken, “Eril olan bilime kendi çıkarları doğrultusunda kadının adlandırılması noktasında sınırsız imkan sunulmuştur. Böylece kadın sistem tarafından ‘ikinci cins, pasif, duygusal, ehlileşmiş, eksik erkek’ olarak tanımlanmış ve sistemin propagandası sayesinde de bu durum topluma kabullendirilmiştir” dedi. İnsanlık tarihinin bu zihniyete karşı mücadele tarihi olduğunu belirten Coşkun, kadın mücadelesinin de bu tarihin temelini oluşturduğunu kaydederken, bilimin devletin hakimiyet alanından çıkmadığı müddetçe özgürleşemeyeceğine dikkat çekildi.

'JİNEOLOJİ KENDİ KURAMINI OLUŞTURACAK'

“Jineolojinin kavram, kuram ve kurumlarının dayanacağı bilgi yapılanmaları. Kadın hakikatine ulaşmak mümkün mü?” başlıklı sunumu da Jineoloji Avrupa Komitesinden Haskar Kirmizigül yaptı. Her üç başlığın da odaklandığı esas konunun toplumsallık olduğuna vurgu yapan Kırmızıgül, jineolojinin sosyal bilimler de dahil mitoloji, din ve felsefeyi eleştirel bakarak kendi kuramını oluşturacağını ifade etti.

Kürt kadınlarının çarptığı toplumsal çelişkiler ve sorunları çözmek için kendi kuramlarını oluşturduğunu belirtti. Jineolojinin inşasının ancak toplumla buluştuğu oranda mümkün olduğuna dikkat çeken Kırmızıgül, "kadın hakikatini ortaya çıkarmak için feminist epistemoloji ya da bir kadın dengbejin anlatımları, bir kadın gerillanın günlüğüne yazdıkları ya da Şengal Dağı'nda Ezidi kadınlarla yüz yüze görüşülerek yapılan bir alan araştırması bunların hepsi eş düzeyde yararlanılacak bilgi yapılanmalarıdır" şeklinde konuştu.

'JİNEOLOJİ KADINI DOĞRU TANIMA KAVUŞTURARAK İŞE BAŞLAYACAK'

Kırmızıgül ayrıca “Esas olan toplumsal olgunun doğru tanımlanmasıdır. Jineoloji kadını doğru tanıma kavuşturarak işe başlayacak. Neden? Çünkü Varlık olarak kadın doğası tanımlanmadan toplum doğası aydınlatılamaz. Peki nasıl bir tanım? Kadına yüklenmiş cinsiyetçi yaklaşımların ötesinde bir tanım getirmek önemli. Yani XWEBUN olan kadını tanımlamak gerekiyor. XWEBUN yani kendisinin olan kadın” dedi.

“Öz savunma deneyimlerinin jineoloji ekseninde analizi” başlığı altında sunum yapan “Abdullah Öcalan’a Özgürlük-Kürdistan’a barış” Uluslararası İnisiyatif sözcülerinden Havin Güneşer ise şiddet ile öz savunma arasında ki ayrımın doğru yapılması gerektiğini belirtirken, öz savunmanın tüm canlılarda kendini korumaya yönelik olduğu, insan türünde ise bunun yanı sıra sömürgeleştirme ve emeğe el koyma karşısında da geliştiğini ifade etti.

Güneşer “Ataerkil sistemler en son kapitalist modernite ile beraber topluluğun kendini devam ettirmesi açısından, üretim, üreme ve güvenlik üzerinden kendini inşa ederek kurumlaştırmış ve tekelleştirmiştir. Bu yüzden başta kadınlar olmak üzere toplum öz savunması tüm bu alanları da kapsamak zorundadır” diye konuştu.

ÖCALAN ‘DİRENİN, İSYAN EDİN VE YENİYİ YARATIN’ DEMİŞTİR

Özellikle içinden geçtiğimiz süreçte DAİŞ, AfD, AKP, Trump ya da Brexitcilerin en temel ortak noktalarının kadınlara biçtikleri geri roller olduğu üzerinde duran Güneşer şunları söyledi: “Bunun pratik uygulamasının ise şiddet kullanarak kadını tekrardan eve kapatmaktır. Bunun karşısında ise Sayın Öcalan kapitalist modernitenin aslında en zayıf noktasında olduğunu söylemiş ve ‘direnin, isyan edin ve yeniyi yaratın’ demiştir. İçinden geçtiğimiz yıllar, tüm yüzyılımızı belirleyecek yıllardır ve yüzyılımız kadınların ve halkların yüzyılı olmaya her zamandan daha fazla adaydır.”

KADINLAR HEP BİRLİKTE ‘HEVAL SARA’ ŞARKISINI SÖYLEDİ

Konferans sonunda İsveç Barış için Sanat Girişimi Başkanı Stina Bengs de kısa bir konuşma yaparak, Kürt kadınlarının, dünya kadın mücadelesine çok şey kattığını belirterek, Kürt kadınlarının herkes için ilham kaynağı olduğunu belirtti. İsveçli sanatçı Stina Bengs 2013 de Paris te katledilen 3 Kürt kadın devrimci için hazırladığı “Heval Sara” adlı İsveççe şarkıyı söylediğinde konferans salonunda duygulu anlar yaşandı. Konferans kadınların hep birlikte “Jin, Jiyani, Azadi” sloganını atmalarıyla sona erdi.

Konferansı Kürt kadınların yanı sıra Türk ve İsveçli kadınlar da izledi.

...