Suriye Kadın Meclisi, Türk devletinin ihlallerini açıkladı

Suriye Kadın Meclisi, Türk devletinin işgalci saldırılarındaki ihlalleri açıkladı, uluslararası topluma çağrıda bulundu.

Suriye Kadın Meclisi, işgalci Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’deki işgalci saldırı ve ihlallerine ilişkin açıklama yaptı.
Suriye Kadın Meclisi Koordinasyonu üyeleri Corcêt Yeqûb, Bûseyne Remedan, Necla Temo, Jiyan Hesen ve birçok basın kuruluşunun katıldığı toplantıda, açıklamayı Suriye Kadın Meclisi Koordinasyon Üyesi Ebir Hesaf okudu.
Açıklamada şöyle denildi:
“İşgalci Türk devletinin güvenli bölge ve Suriyeli mültecileri yerleştirme bahanesiyle çete gruplarıyla birlikte 9 Ekim’de Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerine yönelik saldırılarının ardından Suriye krizi yeni bir sürece girdi. Türk devleti bu şekilde kendisine komşu olan ülkenin bağımsızlığını ihlal ediyor ve bütün uluslararası kanunları kulakardı ediyor.
İşgalci Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerine yönelik saldırıları bölge halkına büyük zarar verdi."

TÜRK DEVLETİNİN İHLALLERİ

Açıklamada, Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik bazı ihlalleri de şöyle açıklandı:
1-Türkiye 9 Ekim 2019’dan Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerine saldırmış, bu saldırılarla Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin 1974 yılının 3314 sayılı kararını ihlal etmiştir.
2- Bu saldırılarla Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğü ihlal edilmiştir
3- Türk devleti Serêkaniyê ve Girê Spî’de bütün kültürel mirasları yıkıp ve bütün kurum ve kuruluşlara kendi bayraklarını asarak 1954 yılı Lahey anlaşmasını ihlal etmiştir.
4-Türk devleti ulusal güvenliği bahane etmiştir ancak Türkiye BM Sözleşmesinin 51’inci maddesine ihlal ediyor. Çünkü Türkiye’ye yönelik herhangi bir tehdit henüz belgelenmemiştir.
5- Kürtler, Ermeniler, Asuriler, Süryanilere yönelik katliamlar gerçekleştirildi. Bu da 1948 yılındaki Birleşmiş Milletler kararlarına aykırıdır.
6-Kuzey ve Doğu Suriye halklarından 300 bin kişinin zorla yerinden edilmesi ve topraklarından edilenlerin dönmesinin engellenmesi ile birlikte bölgenin demografik yapısının değiştirilmesi Roma sisteminin 107’inci maddesini ihlal etmektedir. Yine 1949 sayılı Cenevre kararlarının 49’uncu maddesine de aykırıdır.
7-Kürtlere ait evlerin ve özel mülkiyet alanlarının tahrip edilmesi, Serekaniye ve Gire Spi’nin talan edilmesi de Roma sisteminin 8’inci maddesini ihlal etmektedir.
8- Toplu katliamlara ve bir grubun başka bir gruba baskı yapmasına ilişkin hazırlanan 1948 yılındaki Roma sisteminin 6’ıncı maddesine göre de ihlal söz konusudur. Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye başlattığı işgal saldırılarında 8 çocuk yaşamını yitirdi, 69 çocuk yaralandı. Yine Heyva Sor a Kurd verilerine göre de Serekaniye ve Gire Spi’de 70 bine yakın çocuk yerinden edildi.
9-Türk devletinin işgal saldırılarında 21 kadın yaşamını yitirirken 154 kadın da yaralandı. Bu da 1949 yılında imzalanan Cenevre protokolünün 76’ıncı maddesinin ihlal ettiği anlamına gelmektedir.
10- Suriye Gelecek Partisi Genel Sekreteri Hevrin Xelef’in 12 Kasım’da öldürülmesi, cenazesinin tahrip edilmesi ve katledildiğinin belgelenmesi de Cenevre Protokolünün 7’inci maddesi ile Roma sisteminin 7’inci maddesinin A bendenin ihlalini gösteriyor.
11-Suriye Milli Ordusu’na bağlı grupların 23 Kasım 2019 tarihinde şehit düşen savaşçı Amara’nın cenazesini tahrip etmesi ve bunun görüntülerinin çekilip paylaşılması da Cenevre Protokolünün 8’inci maddesine göre savaş suçudur.
12-Heyva Sor a Kurd çalışanları olan Hemşireler Mediya Bozan ve Havin Xelîl İbrahim ile ambulans sürücüsü Mihemed Bozan Seydi’nin kaçırılarak katledilmesi de Cenevre Protokolünün 7’inci maddesini ihlal edildiğini göstermektedir.
13- Silahlı grupların bazı üyeleri, Çiçek adlı, yaralı bir şekilde esir düşen bir savaşçının görüntülerini yayınlamış ve bir savaş esirine insanlık dışı uygulamalarda bulunmuştur. Bu, 1949 tarihli 4. Cenevre Sözleşmesinin 13, 14, 15 ve 16 maddelerine göre savaş suçudur. Bununla birlikte savaş suçlarına ilişkin hazırlanan Roma sözleşmesinin 7. ve 8. maddelerinin ihlalidir.
14- Türk devletinin uçakları 13 Ekim 2019 günü Serêkaniyê kenti ve kente gelen sivillerin konvoyunu yasaklı, kimyasal silahlarla hedef almıştır, olayda 18 kişi şehit düşmüş, çok sayıda kişi de yaralanmıştır. Uluslararası Af Örgütü’ne beyaz fosfor kullanılmış ve saldırıda yaralanan Mihemed adlı çocuk Fransa’daki bir hastanede tedavi görmeye devam etmektedir. Bu da uluslararası sözleşmelere göre savaş suçudur.
15- Türk devletinin Eluk su istasyonunu hedef alması sonucu 500 binden fazla yurttaş susuz kalmıştır. Bununla birlikte elektrik hatları ve istasyonları hedef alınmış, insani bir krize kapı aralanmıştır. Bu fiil 1977 tarihli kamu malları protokolüne aykırıdır.
16- 2 Kasım günü Free Burma Rangers ekipleri hedef alınmış, ekip üyesi Zao Seng yaşamını yitirmiş, diğer ekip üyeleri de yaralanmıştır. Bununla birlikte Cadus örgütüne ait bir ambulans hedef alınmış, Serêkaniyê hastanesi 9 Ekim’de saldırıların hedefi olmuştur. Bu da Cenevre protokolünün 8’inci ve 13’üncü maddelerine aykırıdır.
17- Yaralılar, şehitler ve bombardımandan kaçan siviller için güvenlik koridoru açılmamıştır. Bu da Cenevre’nin 14, 15, 16, 17 ve 18’inci maddelerine aykırıdır.
18- Türk devleti Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerinde koruma altında bulunan tarihi mekanları ve höyükleri bombalamıştır. Bu fiil BM Güvenlik Konseyi’nin 2347 numaralı kararına aykıdır.
19- 13 Ekim 2019 günü aralarında gazetecilerin de bulunduğu sivil konvoyu Serêkaniyê’de hedef alınmış, saldırıda yaralananlar olmuş ve ANHA muhabiri Seed Ehmed şehit düşmüştür. 12 Kasım günü Ronahî TV muhabiri Dilyar Cizirî, saldırılara ilişkin haber takibi yaparken yaralanmıştır. Aynı gün Jin TV muhabiri Zozan Remedan Berkel de yaralanmıştır. Bu fiil 1977 tarihli Cenevre protokülünün 79’uncu maddesine aykırıdır.
20-Serêkaniyê’deki kiliseler ve Girê Spî’deki Ermeni kilisesi hedef alınmış ve talan edilmiştir. Bu da Roma savaş suçları mekanizmasına göre suç teşkil etmektedir."

ULUSLARARASI TOPLUMA ÇAĞRI

Suriye Kadın Meclisi, söz konusu ihlaller ve Kuzey ve Doğu Suriye halkına karşı işlenen savaş suçlarına ilişkin uluslararası topluma şu talep ve çağrılarda bulundu:
"1- Ateşkes anlaşmasındaki maddelerin gereklilikleri yerine getirilmeli, Kuzey ve Doğu Suriye’de tüm güçler çekilmelidir.
2- Sivillerin korunması için Kuzey ve Doğu Suriye’nin hava sahası uçuşa yasak bölge ilan edilmelidir.
3- Türk devletinin bölge demografisini değiştirme projesinin gerçekleşmemesi için Serêkaniyê ve Girê Spî’den zorla göç ettirilen siviller, uluslararası güvenceyle yerlerine geri dönmelidir.
4-BM ve uluslararası güçleri Kuzey ve Doğu Suriye’ye gönderilmeli ve Türk devletinin saldırıları durdurulmalıdır.
5- BM garantörlüğünde soruşturma komisyonu oluşturulmalı ve Türk devletinin ordusu ve bağlı gruplarının Kuzey ve Doğu Suriye’deki ihlalleri soruşturulmalıdır.
6- Siyasetçi Hevrîn Xelef ve Amara katledilmesi, cenazelerine yapılan işkenceler ve savaşçı Çiçek’e yapılan işkenceler için dava açılmalıdır.
7- NATO’ya, Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları ve bu saldırılarda NATO silahlarını kullanmasından tutum alma çağrısı yapılmalıdır.
8- Erdoğan ve onun emirlerini yerine getiren kendisine bağlı grupları, yasaklı silah kullanmak ve belirtilen fiillere bağlı olarak işlediği suçlardan dolayı uluslararası ceza mahkemelerinde yargılanmalıdır. Bununla birlikte Erdoğan açık bir şekilde, Kürtleri hedef alarak ‘Onları toprağın altına gömeceğim’ demiştir. Bu kin ve nefret dolu açıklama, Kürt halkına yönelik savaş suçlarının niyetini açıkça ortaya koymaktadır."

DİRENEN VE DESTEKLEYENLER SELAMLANDI

Suriye Kadın Meclisi'nin açıklaması şu ifadelerle son buldu:
En nihayetinde, Kuzey ve Doğu Suriyeli kadınlar olarak Kürdistan ve dünya özgürlük hareketi ve örgütlerinde yer alan bütün kadınları selamlıyoruz. Özgürlük, barış ve insan hakları için Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarına karşı duran, Kürt halkının korunması çağrısında bulunan herkesi selamlıyoruz. Rojavalı kadın ve çocukları Türk devletinin vahşi ölüm makinelerinden korumak için destek veren herkese teşekkürlerimizi iletiyor ve selamlıyoruz."