Teslimiyete karşı direnişi seçen: Dicle Ela

Gülüşüyle özgürlüğe olan özlemini yansıtan Dicle Ela (Velide Avras) teslimiyeti kabul etmeyerek son bombasını kendisinde patlatır. Gülnaz Karataş’ın (Berîtan) direnişinde sembolleşen Dicle, kişiliğiyle de çevresindekilerde büyük bir etki bırakır.

Dicle Ela (Velide Avras) Kürdistan’da savaşın en yoğun olduğu 1990 yılında Bitlis’in Tatvan ilçesinde doğar. Ailesi Kürdistan’a olan özlemleri nedeniyle ona Kürtçede vatan anlamına gelen Welat adını verir. Kimliğini çıkarmaya gittiklerinde nüfus dairesi Welat ismini Türkçe karakterli olmadığı gerekçesiyle yazmaz. Aile bu nedenle Welat adını kimlikte Velide diye yazdırır. Kürdistan’da devam eden savaş nedeniyle 1995 yılında İstanbul’un Bağcılar ilçesine taşınan aile, İstanbul’da büyüyen Welat’ı sistemin yoğun yaşandığı okullara göndermez. Welat 12 yaşına geldiğinde okuma yazmayı öğrenmek için yengeleriyle birlikte gece okuluna gitmeye başlar.

2 yıl gece okuluna giden Welat’ın öğretmeni bir gün ailesi ile görüşerek “Welat çok zeki ve başarılı yazık olur ona. Eğer kendisi ve sizde kabul ederseniz onu 7’inci sınıfa yazdıralım. Normal bir şekilde okula devam etsin” der. Welat o süreçte okula gitmeyi kabul eder. Okula 7’nci sınıftan devam eden Welat, 2 yıl okula gittikten sonra gitmeyi reddederek okulu bırakır. Ailesine “Öğretmen yalan söylüyor ben başarılı değilim. Beni kandırdı o yüzden okula gitmeyeceğim” der.  Okulu bıraktıktan sonra bir tekstil atölyesinde çalışmaya başlayan Welat’ın okulu bırakmasındaki en büyük etkenin ise Kürt olmasından kaynaklı yaşadığı dışlanma olduğu öğrenilir. 2012 yılında bir her sabah olduğu gibi işe gitmek için evden çıkan Welat, işe gitmek yerine yüzünü Kürdistan dağlarına döner. PKK’ye katılan Welat burada Dicle Ela kod ismini alır.

 ‘BENİ YERE DEVİRİRSEN SİGARAYI BIRAKIRIM’

Annesi Müzzeyyen Avras, Welat’ın en küçük çocuğu olduğunu söyleyerek Welat’ı şöyle anlatıyor: “Welat evin en küçüğü olduğu için çok severdik. Kıymetlimizdi. Çok şakacıydı evin içinde sürekli şakalar yapardık. Etrafındaki herkesi güldürürdü. O evde olmayınca sanki evde kimse yoktu. Evin neşesiydi. Bana hep derdi ‘sen benim arkadaşımsın. Biz seninle arkadaşız.’ Arkadaşıymışım gibi davranırdı. Sigara kullanıyordu. Bir gün geldi bana dedi ‘Hadi seninle güreş tutalım. Gel hadi eğer beni yenersen söz sigarayı bırakacağım’ bende onunla güreştim ve onu yendim. Onu yere sermemle birlikte bir kahkaha attı ‘söz verdim sigarayı artık içmeyeceğim’ dedi. Ondan sonra bir daha sigara içtiğini görmedim.”

Kızının Kürdistan’ı çok sevdiğini hep Kürdistan hayaliyle yaşadığını dile getiren anne Müzeyyen, “Bir gün sabah uyandırdım. Her zamanki gibi işe diye gitti. Bir daha gelmedi. Bir gün Şengal’de İŞİD’e karşı savaşırken bir televizyonda gördük. O kadar güçlü duruyordu ki onunla bir kez daha gurur duyduk” dedi.

5 yıldır PKK saflarında olan Welat 2013 yılında DAİŞ’in Ezidî halkına saldırısına karşı Şengal’de savaştı. Welat 26 Ekim günü Amed’in Pasur’a (Kulp) bağlı Dorşin alanında Berfin Taşlı (Sarina Amed) ve Mustafa Güneş (Hebun Amed) isimli arkadaşlarıyla birlikte Türk askerleri ile çatışmaya girdi. Dicle Ela, Sarina Amed ve Hebun Amed son mermilerine kadar savaşmış, askerlerin eline sağ geçmemek için bombalarını kendilerinde patlamaları sonucu şehit düştüler. Berîtan’ın teslimiyete karşı son mermisine kadar savaşmasının ardından bir uçurumun kenarında özgürlüğe zılgıtıyla gitmesi gibi Welat ve yoldaşları da aynı direnişle sonsuzluğa zılgıtlarla gitti.