Silivri 9 No’lu Kapalı Cezaevi’nde kadın siyasi tutsaklara yapılan akıl almaz işkencelere ilişkin ANF’ye konuşan Halkın Hukuk Bürosu üyesi avukat Ebru Timtik, kitapların sınırlanmasını protesto eden müvekkili Sevcan Adıgül’ün kadın gardiyanlar tarafından göğüs uçlarından sıvı akıncaya kadar sıkıldığını, bedenine dikiş iğneleri batırıldığını aktardı.

‘KADINLIK ONURU AŞAĞILANDI’

OHAL kararnamelerle birlikte cezaevlerinde kitapların sayısının sınırlandırmasına karşı havalandırmadan hücresine kendi rızasıyla girmek istemeyen Sevcan Adıgüzel’in, kadın gardiyanlar tarafından akıl almaz işkencelere tabii tutulduğu ortaya çıktı. Avukat Ebru Timtik, tutuklu olmasına rağmen tek kişilik hücrede tutulan müvekkili Adıgüzel’in gardiyanlar tarafından burnundan kan gelene kadar kafasının duvarlara vurulduğunu, göğüs uçlarının sıvı akıncaya kadar sıkıldığını, hücre içinde bulunan dikiş iğnelerinin vücuduna batırıldığını aktardı. İşkenceci gardiyanları başka gardiyanların durdurduğunu belirten Timtik, müvekkiline hem işkence yapıldığını hem de kadınlık onurunun aşağılandığını söyledi.

Yine aynı sebeple Kübra Sünnetçi isimli müvekkillerinin de gardiyanların işkencesine maruz kaldığına dikkat çeken Timtik, darp edilen Sünnetçi’nin kolları arkaya doğru ters çevrilerek kelepçelendiğini, bu halde kollarının büküldüğünü belirti. Daha birkaç gün önce Tekirdağ F Tipi cezaevinde ziyaret ettikleri müvekkilleri Ali Osman Köse’nin de feci şekilde darp edildiğini öğrendiklerini belirten Timtik, 59 yaşındaki Köse’nin sayım sırasında bir eli cebinde olduğu gerekçesiyle yerlerde sürükleyen gardiyanların, kendisini bayıltana kadar göğüs bölgesine aralıksız bir biçimde vurulduklarını anlattı.

‘İŞKENCE YOK’ DİYEN ADALET BAKANI GÖREVE ÇAĞIRILDI

Sevan Adıgüzel’e yapılan işkencenin bardağı taşıran son damla olduğunu vurgulayan Timtik, cezaevlerine işkence yok diyen Adalet Bakanlığını göreve çağırdı. F Tipi cezaevlerindeki tecrittin birebir bir işkence olduğunu hatırlatan Timtik, bu böyleyken kitapları sınırlandırmanın, tutsakları darp edip aşağılanmanın kabul edilemez olduğunu kaydetti.

Siyasi tutsaklar için kitapların ekmek, su gibi bir ihtiyaç olduğunu altını çizen Timtik, “Tutsakların kitaplarına sınır koymak onları aç bırakmakla eş değerdir” diye konuştu. Bu işkencelere karşı tutsakların dilekçe vermek, kapıları dövmek, oturma eylemi yapmaktan başka bir tepki gösterme olanaklarının olmadığını da hatırlatan Timtik, “Cezaevlerinde işkence var” diyerek işkencenin tespit edilmesi için Adalet Bakanlığı’nın Silivri cezaevine bağımsız bir heyet göndermesini istedi.