TJA: Sakineler ve Sêvêlerin mücadelelerini büyüteceğiz

TJA, Paris ve Silopi katliamlarına karşı özgürlük direnişini her alanda büyüteceklerini, 5 ve 9 Ocak tarihlerini siyasi kadın katliamlarına karşı mücadele haftası olarak ele alacaklarını açıkladı.

Tevgera Jinên Azad (TJA), 5 ve 9 Ocak’ta Kürt kadın devrimcilerin katledilmesinin yıldönümü vesilesiyle yazılı bir açıklama yaparak “özgürlük duruşları için onlara karşı büyük minnettarlığımız bulunmaktadır” ifadeleri kullandı. 

TJA açıklamasında şunlara yer verildi:

“Kadın mücadele tarihimizin ilk öncüsü olan Sakine Cansız Yoldaşın ve Fidan Doğan, Leyla Şaylemez yoldaşların katledişlerinin 4’üncü yıldönümünü, KJA yönetim üyesi Sêvê Demir, Fatma Uyar ve Pakize Nayır yoldaşların Silopi’ de devlet güçleri tarafından vahşice katledilişlerinin 1’inci yıldönümünü karşılamaktayız. Bir acının büyüklüğü ve derinliğinin nedeni, temsil ettiği toplumsal anlamın değeri ile orantılıdır. Devrimci yaşam mücadelesinin tamamı aynı zamanda kadın özgürlük kavgası olan Sakine Cansız yoldaş, Kürdistan toplumunun ve kadınlarının direniş, onur, özgürlük, başarı, kavga, aşk, güzellik, ahlak ve vicdan değerlerinin kişilik kazanmış yegâne örneklerinden biridir. Bir devrimci kendi duygu, akıl, ruh dünyasını toplumsal bir kişilik gücüne dönüştürebiliyor ve sosyal, kültürel, politik gerçekler olarak toplumsal değişim dinamiği oluyorsa bir çağın özgürlük ruhunu temsil ediyor demektir. Önderliğimiz bu nedenle ‘Sakine’nin hayatı örnektir. Kadının özgürleşmesi Sakine’nin mücadelesidir’ değerlendirmesinde bulunmuştur.”

‘CANSIZ, ÖZGÜRLÜĞÜN VE DİRENİŞİN RUHU’

TJA açılamasında “Yaşamı yeni bir kadın çağı ve kadın uygarlığı demek olan Sakine Cansız’ın, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in Paris’ te katledilmeleri hegemonik uygarlığın bir karşı devrim saldırısı olmaktadır. İlk sömürge ulus olan kadın ulusunun her özgürleşme düzeyi aynı zamanda sömürgeci sistemin iflasıdır. Sömürge sisteminin devamlılığı için kadın köleliğinin başarılması, devam ettirilmesi ve güncelleştirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle özgürlüğü, özgür ruhu yaşayan, yaşatan ve sosyal değerlere kavuşturan kadınları katletmek sömürgeciliğin bir varoluş gerçeği olmaktadır. Kapitalist modernitenin başkenti olan Paris’te Türk devlet güçlerinin bu katliamı gerçekleştirmiş olmasının hakikati budur. Bu anlamda Paris katliamı sanığı Ömer Güney’ in mahkemesine günler kala ölmesi doğal bir ölüm olmaktan ziyade katliam tanık ve sanıklarının ortadan kaldırılması ve olayın tamamen karartılması gerçeği ile alakalıdır. Ancak şu bilinmelidir ki, biz kadınlar katil ve katliamcılarımızı tanıyor ve onların hakikatlerinin derin bilincine sahibiz. Bu nedenle, onlarla hesaplaşmamızı, yargılanmalarını ve mahkûm edilmelerini özgürlük kazanacak felsefesi ile mücadele konusu edeceğiz.

‘BÜYÜK YÜREKLERİ VE CESARETLERİYLE SÖMÜRGECİLİĞİ İFLAS ETTİRDİLER’

Sakine Cansız direnişçiliği ve özgürlük ruhu ile tanışmış ve mücadelede yetkinleşmiş Sêvê Demir, Fatma Uyar ve Pakize Nayır yoldaşlarımızın Paris katliam haftasında devlet güçleri tarafından vahşice katledilmeleri tesadüf olmayıp, özellikle planlanmış ve hayata geçirilmiştir. Kürt halkının ve Kürt kadınlarının sömürgeciliğin dayattığı köleliğe karşı özgürlük mücadelesini yükselttiği öz yönetim direnişinde öncü rol oynayan bu arkadaşlarımız tarihe eşsiz bir irade, direniş ve özgürlük tutkusu kazandırdılar. Onlar çıplak elleri ama büyük yürekleri ve cesaretleriyle sömürgeciliği iflas ettirdiler. 
Sömürgecilik öz yönetim direnişlerinde yer alan kadınlar, çocuklar ve halk karşısında yenilmiştir ve yaşadığı yenilgi duygusunun öfkesiyle vahşet katliamlar, yıkımlar gerçekleştirerek yenilgisini gizlemeye çalışmıştır. Sömürgeciliği sosyal, kültürel, politik varlık düzeyinden çıkarıp, salt beton duvarların arkasına saklanan düzeye çeken bir direniş şehitleri olan Sêvê Demir, Fatma Uyar ve Pakize Nayır yoldaşlarımız bu anlamda bir kaybı değil büyük mücadelenin, büyük kazanımın ve muazzam bir geleceğin başarısının sahipleridirler. Cesaretleri, umutları ve inançlarıyla özgürlük mücadelemizde başardıkları ve bir mirasa dönüştürdükleri özgürlük duruşları için onlara karşı büyük minnettarlığımız bulunmaktadır. Mücadelelerini nihai sonuca ulaştırmak bizim Kürdistan toplumuna büyük borcumuz olacaktır” ifadelerine yer verdi.

Açıklamanın sonunda tüm kadınlara seslenen Tevgera Jinên Azad (TJA) şu çağrıda bulundu:

“Paris ve Silopi katliamcılarına karşı özgürlük direnişi kazanacak şiarı ile mücadelemizi her ev her sokak her köy ve her kentte örgütlenerek, bilinç mücadelesini derinleştirerek, etkinlik ve eylemlerimizle büyütelim. Bu anlamda 5 ve 9 Ocak tarihlerini siyasi kadın katliamlarına karşı mücadele haftası olarak ele alacağız ve katliamcı sömürgeci sisteme son verinceye kadar, nerede olursak olalım mücadelemizi en amansız biçimde vereceğimizin sözünü bir daha şehitlerimize, kadınlara ve halkımıza veriyoruz. Katiller kaybedecek kadınlar ve halkımız kazanacak.”