Tuncel ve Yüksekdağ, Efrîn direnişini selamladı

HDP ve DBP'nin tutuklu eş başkanları Figen Yüksekdağ ile Sebahat Tuncel, Kadın Konferansına mektup gönderdi. Eş başkanlar, Efrîn direnişini ve Türkiye'de faşizme karşı çıkanları selamladı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) "Kadın yaşamdır, cesaretle yaşamı savunuyoruz" şiarıyla düzenlediği 2’nci Kadın Konferansı Ankara Plaza Otel'de düzenlendi.

Tutuklu Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel'in gönderdiği mektup, divan üyesi Adalet Aydın tarafından okundu.

TUNCEL: EFRÎN VE TÜRKİYE'DE DİRENENLERİ SELAMLIYORUZ

Tuncel'in Kandıra Kadın Kapalı Cezaevi'nden gönderdiği mektubu şöyle:

"Sevgili kadınlar, merhaba. Koşullar ne olursa olsun özgürlük, eşitlik, demokrasi yürüyüşünden asla vazgeçmeyen kadınların her duruşu için mücadele eden, direnen siz mücadele arkadaşlarımızı saygıyla, sevgiyle selamlıyor, başarılar diliyoruz. Türkiye’nin Efrîn’e yönelik işgal saldırılarının devam ettiği, OHAL nedeniyle tüm özgürlüklerin askıya alındığı bir dönemde gerçekleştirdiğiniz konferansın güçlü bir çıkışa vesile olacağına inanıyoruz. Konferansın, yaşanan siyasal, toplumsal, kültürel ve ekonomik sorunlara yönelik çözüm tartışmalarının yapılacağı, kadın örgütlülüğü ve kadınların özgürlük yürüyüşünün tüm toplum için büyük önem taşıdığı bilinciyle, öncülük sorunlarımızın ve sorumluluklarımızın ele alınarak güçlü bir çıkışa vesile olacağına inanıyoruz.

Kadınların en temel gündemlerinden biri her zaman barış olmuştur. Savaşın en büyük mağduriyetini biz kadınlar yaşıyoruz. Ortadoğu haklarının barış içinde özgür bir gelecek kurması kadınların, özgür, güvenli, sağlıklı bir yaşam ortamına kavuşması açısından da önemli. Savaş, şiddet, yoksulluk, yolsuzluk, taciz, tecavüz ve göç demektir. Savaşa karşı durmak bir tercih değil zorunluluktur. Türkiye’nin Efrîn’e yönelik işgal operasyonu Ortadoğu’da savaşın daha da derinleşmesi, daha çok insan kaybına bağlı tahribatlar ve halklar arası kardeşlik duygularını zayıflatmaya neden olacaktır. Suriye’nin en güvenli bölgesi olan, savaştan kaçan yüz binlerce insana ev sahipliği yapan demokratik, eşitlikçi ve kadın özgürlükçü bir sistemi kurmak için mücadele eden, çok kimlikli, çok kültürlü, çok inançlı yapısıyla, bir arada eşit ve özgür yaşamın mekanı olan Efrîn’e yönelik saldırı asla kabul edilemez. Efrîn’e yönelik saldırı sadece Efrîn’e değil tüm Kürdistan haklarına, insanlığa yönelik yapılan bir saldırıdır. Efrîn’in Türkiye’nin güvenliğine tehdit oluşturduğu yollarına sığınarak işgal planını devreye koyanların asıl amacı Kürt halkına yönelik düşmanlıktır. Kobanê’de DAİŞ çetelerine karşı direnen Rojava halkı tüm insanlığın umudu haline gelmiştir. Kobanê’de yanan özgürlük meşalesi şimdi Efrîn’de yanmaktadır. Kandıra Cezaevi'nde olan siyasi tutsaklar olarak Efrînli kadınlar başta olmak üzere tüm Efrîn halkını selamlıyor, Efrîn halkıyla dayanışma içerisinde olduğumuzu ifade etmek istiyoruz.

AKP-MHP faşist iktidarının hem içeride hem de dışarıda yürüttüğü savaş politikalarına dur demek, bu son demokrasi ve özgürlük güçlerinin en temel sorumluluğudur. OHAL rejimi ile toplumun kılcal damarlarına, tüm hücrelerine kadar uzanan zor ve şiddet politikaları; iktidara biat etmeyenlerin insanlıktan, insanlık onurundan taviz vermeyenlerin, gözaltı, tutuklama, siyasal lince tabi tutulduğu, herkese asker yurttaş dayatmasının yapıldığı bir karanlık içinde, karanlığa karşı bir ışık yakmak, faşizme barikat kurmak, özgürlük, demokrasi durağını terk etmemek Türkiye halklarının geleceği açısından çok kıymetli. O nedenle faşizme karşı direnen savaş değil, halkların eşitliği ve kardeşliği diyen cinsiyetçiliğe, milliyetçiliğe, dinciliğe, tekçiliğe, karşı ses çıkaran, bedel ödeyen tüm cesur kadınları, cesur insanları selamlıyoruz.

Sevgili kadınlar, konferansın temel gündemlerinden birisi de kadınlar olarak özgürlük sorunlarımız ve özgürlüğümüzü örgütleme olacaktır doğal olarak. Kadın örgütlülüğü geliştirmek, kadın dayanışmasını çoğaltmak şimdi her zamankinden daha önemli. Kadın katliamlarının sistematik hale getirildiği, çocuk gelinler, çocuk anneler gerçeğinin artık gizlenmez olduğu, kadınların eve kapatıldığı, sokakta, otobüste, kadınların erkek şiddetine maruz kaldığı, kadınlara ve çocuklara yönelik cinsel istismarın açığa çıkan boyutunun bile insanı dehşete düşürdüğü koşulları, bunun nedenleri ve nasıl çözüm bulunacağı tartışmalarını uzun süredir yapıyor kadınlar. Kadın hareketleri, konferansımız, kadınların öz örgütlülüğünü sağlanması ve kadınlar için güvenli bir yaşam için güçlü tartışmalar yaparak, çözüm projeleri açığa çıkarma sorumluluğundadır. Yine işsizlik sorunu, işçinin emekçinin emeğinin karşılığını alamaması ekonomik sorunlar, toplumu patlama noktasına getirmiştir. Yaşanan toplumsal ve ekonomik kriz nedeniyle öfkesini sisteme değil kendine yansıtırken kendini ateşe vererek öfkesini dindirmeye çalışan işçinin, işçinin öfkesini örgütlemek, halka umut olacak politikalar geliştirmek için insanlar için yeni ve güçlü alternatif olma sorumluluğumuz olduğunu altını çizmek istiyorum. Bu konferansın kadınların öncülüğünde toplumun kurtuluşunu örgütleyecek güç ve iradeyi açığa çıkaracağına kuşkumuz yok.

Sevgili kadın yoldaşlar. Kandıra’da bulunan kadın yoldaşlarınız olarak konferansın doğal delegeleri olarak görüyoruz kendimizi o nedenle kısacada olsa gündemlere dair görüşlerimizi ifade ediyoruz. Konferans eksik bileşenle toplanmış olabilir, aramıza zindanın soğuk duvarları girmiş olabilir, ancak duygu ve düşüncemizin ortak olduğunu biliyoruz. Bugün aranızda olması gereken Aysel Tuğluk, Selma Irmak, Çağlar Demirel, Burcu Çelik, Gülser Yıldırım, Gülten Kışanak, Edibe Şahin, Nurhayat Altun, Ayten Yılmaz ve diğer siyasi tutsaklarla birlikte konferansta yapılacak tartışmaları, alınacak kararları, kadın özgürlük yürüyüşünü güçlendireceğine, toplumun özgürlük özlemine cevap olacağına inanıyor büyük heyecan ve coşkuyla karşılıyor, takip ediyoruz. Demokrasi ve özgürlük mücadelemizin mutlaka başarıya ulaşacağını özlemini duyduğumuz hayatı kurmak için mücadelemizi direncimizin coşkusuyla konferans delegasyonunu ve tüm kadınları selamlıyor başarılar diliyoruz."

YÜKSEKDAĞ: EFRÎN'İ VE HALKLARI TESLİM ALAMAZSINIZ

Tutuklu HDP Eş Genel Başkanı ve Van Milletvekili Figen Yüksekdağ’ın mektubu ise şöyle:

"Kandıra Hapishanesi'nden umutla, dirençle, sevgiyle merhaba hepinize" diye başlayan Figen, kongre ve konferansların Efrîn'e dönük saldırıların gerçekleştiği bir zamanda yapılıyor olmasının tarihsel bir sorumluluğa işaret ettiğini belirtti. “Savaşa karşı barış, ölüme karşı yaşam.

Bütün çaba ve mücadelemiz, bölge halklarının demokratik birliği, insanca yaşama mücadelesi içindir. AKP-Saray İktidarı bu birlik ve mücadeleye düşmanlıkta sınır tanımasa da tarih bir kez daha birleşen ve mücadele eden halkların zaferine tanıklık edecektir. Bugün Efrîn halkı da karadan, havadan, dört bir yandan varlığını kuşatan zulme karşı mutlaka kazanacaktır. Çünkü haklılığı sonsuza kadar kuşatamazsınız, bombalayamazsınız. Bugüne kadar bölgedeki hiçbir halka, ülkeye tek çakıl taşı fırlatmamış Efrînliler'den terörist icat edemezsiniz. Yıllardır ambargolara, açlığa, IŞİD -çete saldırılarına rağmen, savaş sürgünlerine ana kucağı gibi açılan, bölgede küçük bir mucize yaratıp, çatışmaların ortasında barış adası gibi parıldayan Efrîn'in bu derin ve güçlü ruhunu yenemezsiniz.

Bugün Efrîn'in zeytin dallarını kırıp barış ve kardeşlik içinde yaşamına kastedenler bilmeli ki, Efrîn zeytin ağaçları cennetidir ve zeytin ağaçları dirençlidir, çok yaşar, çabuk büyür. Bombaların tozu-dumanı, ölümün koyu karanlığı 'bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçe' yaşayan halkları teslim alamaz.

Ben konferansımız vesilesiyle bir kez daha partimizin bütün üye ve taraftarı, seçmeni kadınlara, bu tarihe kalın harflerle kaydolacak süreçte daha ileri sorumluluklar alma, emekle, dirençle kendini esirgemeden çalışmalara güç katma çağrısı yapıyorum. Tutsak kadın siyasetçiler olarak, bütün coşkumuz, direncimiz ve içtenliğimizle yanınızdayız. Kadınların şen kahkahalarının yeri-göğü çınlattığı halkların ve geleneklerin kazandığı günlerde sevinçli kucaklaşacağımızı da biliyoruz. Yolunuz açık, emeğiniz verimli üretkenliğiniz, kararlılığınız daim olsun. Sevgiyle, saygıyla, yoldaşça selamlarım."