YJA Star Komutanı Alkan: Gençler yönlerini dağlara vermeli

YJA Star Komutanı Feride Alkan, Botan alanındaki hamlelerinin 15 Ağustos etkisi yaratacağını belirtti. Türk devletinin çaresiz kalarak daha kirli saldırdığını söyleyen Alkan, "Zafere yakınız" dedi, Kürt gençlerini dağlara çağırdı.

YJA Star Komutanı Feride Alkan, 2019 yılında Botan alanında başlatılan Komutan Medya Mawa ve Komutan Rızgar Gever Hamlesi'ni ve Türk ordusunun saldırılarını değerlendirdi.

'HAMLEMİZ 15 AĞUSTOS ETKİSİNİ YARATACAK'

Alkan, hamleye ilişkin şunları söyledi:
"2019 yılında Botan gerillaları olarak başlattığımız bu hamle, tüm Botan alanında devam etmektedir. Şırnak, Siirt, Mardin’de devam ediyor. Şimdiye kadar halkımızın ve örgütümüzün beklentilerini belki karşılayacak derecede değildir ama çok etkili eylemler oldu, etkili adımlar atıldı. Bununla amaç, hem Kürdistan’daki sömürgeciliğe darbe vurmak hem de halkımız üzerinde gelişen işkence politikalarına darbe vurmaktı. Gittikçe büyüyecek ve daha da ilerleyecek bir hamledir. 15 Ağustos ruhuyla büyük komutanımız Mahsum Korkmaz’ın yarattığı etkiyi de yaratacaktır. Etkili eylemler oldu. Düşman özel savaş politikası uyguluyor.  İşte halk arasında birçok şey yaymaya çalışıyor. 'Gerilla kalmadı, katılımlar artık durma noktasında, dağlarda sınırlandılar, artık şehre gelemezler' deyip halka özel savaşla psikolojik etkide bulunmaya çalışıyor."

'GERİLLA HER YERDE VURUYOR'

Türk devletinin "gerillaya buraya giremez" dediği yerlerde, hatta arama noktalarında bile eylemler yaptıklarına dikkat çeken Alkan, "Van alanında gerilla vurdu, Botan Garısa alanında gizli birlikler vuruldu, Pervari Osyan tarafından etkili eylemler oldu, Cudi Silopi'de şehrin girişinden arkadaşlar arama noktasını vurdular. Düşmanın politikaları da bu eylemlerle birlikte boşa çıkarıldı. Ancak imkânlardan kaynaklı yeterince basına verilemedi. Ancak gerilla nerede ne zaman isterse vurabilir. Düşmanın, 'dağlarla sınırlı kaldı' dediği tespit de boşa çıkarıldı. Bunun adı yalancılıktır. Sabotaj eylemiyle, sızma ve pusu tarzıyla da eylemler yapıldı. Gerilla taktiğinde de yenilenme ihtiyacı duyduk. Geniş bir alanda inisiyatiflidir gerilla" diye konuştu.

'DÜŞMAN BİTİYOR, BU NEDENLE DAHA KİRLİ SALDIRIYOR'

"Düşman çok kirli bir savaş yürütüyor" diyen Alkan, şöyle devam etti:
"Düşmanın bu kadar acımasızlığında yatan sebeplerden biri de gittikçe kendini bitireceği gerçeğidir. Özel savaşı yoğun yürütüyor. Yalanlarla, medyayla algı oluşturmaya çalışıyor, psikolojik savaş yürütüyor. Kürdistan'da yoğun bir savaş yürütülüyor. Bütün tekniğiyle yönelmeye çalışıyor. Geçen sene Kato Jirka’ya girmeye çalıştı ama orada tıkandı. Kayıplar verdi ve darbe alınca da geri çekilmeye başladı. Bu kirli savaşın nasıl yürütüldüğünü halkımızın bilmesi gerekiyor. Yani bu savaş Yemen savaşından, Suriye savaşından daha da beter bir savaş.  Daha ağır bir savaş. F- 16, F- 35’lerin Kürdistan'da geçmediği bir gün yok neredeyse, kimyasal kullanılıyor Kürdistan’da, düşman dağlarda yaptığı operasyonlarda kimyasal kullanıyor. En ağır silahlar kullanılıyor. Ve dünya bu duruma karşı gözlerini, kulaklarını kapatmış durumdadır. Gerilla söz konusu olduğunda ahlak ortadan kalkıyor, bütün kirli yöntemlere başvuruyor Türk devleti. Hiçbir savaş kanununda, savaş ahlakında böyle bir şey yoktur.

'GERİLLA SAVAŞLA BİTİRİLEMEZ'

Türk devleti, geçen sene 'Herekol’a girdik' diye propaganda yaptı. Herekol’da ilerleyemedi. Ne zaman ilerlemek istese özgürlük gerillaları hemen vurdu. Birkaç yer tutmuşlar, ışıklandırma yapmışlar, basında da bas bas bağırıyorlar; 'biz Herekol’a girdik' diyorlar. Herekol’a geldiler, doğru ama çıkamadılar, darbe yediler ve geri çekilmek zorunda kaldılar. Savaşla gerillanın inisiyatifini kıramaz devlet. Bunu halktan da gerilladan da daha çok bilen devlettir.  Savaşla, savaşmakla gerillayı zayıflatamaz, aksine daha da güçlendirir. Şehadet bizi büyüten bir durumdur. Gerilla zaten kendini bu halka feda eden bir güçtür. Gerillayı ölümle korkutmak, ölümle siyaset yürütmek boş bir çabadır."

'HALKIMIZ ÖZEL SAVAŞ POLİTİKALARINA İNANMAMALI'

Alkan, ajanlaştırma uygulamalarına değinerek, şunları ifade etti:
"İstihbaratla bunu yapmaya çalışıyor. Halkımızın bu konuda daha duyarlı olması gerekiyor. Bir iki kuruşla bu halkın çocuklarını, evlatlarını şehit düşürmeye değer mi? Halk ajanlaştırılmayı kabul etmiyor, etmeyince de sürgün ediyor, iş vermiyor, zindana atıyor. Botan alanında zindanlar dolmuş. Mardin’de, Siirt’te her yerde zindanlar halkla dolmuş. Halkın içerisine zorla ajan yerleştiriyor. Halkımızın bu konuda duyarlı olması gerekiyor, böylelerini deşifre etmesi gerekiyor, kabul etmemesi gerekiyor. Gerilla bu halkın umududur. Bu halkın geleceğidir. Gerilla, halkın iradesidir. Bunu herkes çok iyi biliyor. Bu yönelimler bundan kaynaklı çok yoğun. Gerillanın olduğu yerde düşman rahat yaşayamaz, rahat sömüremez, rahat uyuyamaz. Savaşın da bir ilkesi, ölçüsü vardır, savaşında yöntemi, tarzı vardır. Ama Türk devletinde ne ahlak ne savaşın kuralları vardır. Gerilla gittikçe büyüdü. Evet, sayımızı azalttık birimlerde ama hareketlilik tarzı içindir. Birlikte hareket eden sayıyı azalttık ama arazi gruplarının sayısını arttırdık. Halkımızın özel savaş politikalarına inanmaması gerekir. Halkın içerisinde güvensizlik yayıyor. Halkın bunu normalde görmemesi gerekir. Mücadelesini yükseltmelidir her daim."

'GERİLLA KENDİNİ YENİLİYOR'

"Teknoloji çok ilerledi.  Savaşın araçları daha da kirlendi ve değişti. Gerilla da şimdiki savaş tarzlarına göre kendini yeniliyor" diyen Alkan, şunları dile getirdi:
"Keşif uçaklarına karşı, teknik takibe karşı hem karadan hem de havadan takip eden cihazlara karşı ve foto kapanlara karşı gerilla kendini yeniliyor. Araziyi de ona göre kullanır, savaşta ona göre inisiyatif kullanır.  Bu kadar yoğun saldırının altında yatan sebeplerden biri de 2015- 2016 yılında şehirlerde gelişen direnişlerdir. Bu direnişlerde faşizm büyük bir darbe aldı, parçalandı. Türk devletinin Kürdistan’a karşı nefreti daha da arttı. Nusaybin'i uçaklarla bombaladı, Cizre’de taş taş üstünde kalmadı, Şırnak, Kerboran’da halkı yerlerinden sürgün ettiler. Devlet, halka 'Ya gideceksiniz ya da ajan olursunuz' diyor. Onursuzluğu kabul etmeyen Botan halkını zindanlara atmakla cezalandırıyor. Cizre Direnişinin en büyük direnişçilerinden biri olan Mehmet Tunç, 'diz çökmeyeceğiz' dedi. Botan ne teslim oldu ne de diz çöktü. Onun için yüz kere de olsa kendimizi yine de bu halka feda ederdik."

'ZAFERE YAKINIZ, GENÇLER DAĞLARA YÖNELMELİ'

YJA Star Komutanı Feride Alkan, son olarak şu mesajları verdi:
"Katılımlar yoğundur. Şehadetlerimiz var ama katılımlar da var. Şehit olan hiçbir gerillanın silahı yerde kalmıyor. Bu bir halkın davasıdır, yaşamın davasıdır.  Bu öyle bir mücadeledir ki her yere, herkese yayılmış. Savaşın en yoğunlaştığı dönemler devrime en yakın olduğumuz dönemlerdir, zafere en yoğun olduğumuz dönemlerdir. Mücadele ne kadar yükselirse, zafere o kadar daha yakın oluruz. Kürt gençlerin bu anlamda yaklaşmaları gerekir; zafere inanmaları ve yönlerini dağlara dönmeleri gerekir."