Yüksekdağ’ın avukatı: Dava düşürülmelidir

Yüksekdağ’ın duruşmasında söz alan avukat İmrek, dokunulmazlıkların anayasaya aykırı olarak kaldırıldığını ve iddianamedeki fiillerin Anayasa'nın 83'üncü maddesindeki yasama sorumsuzluğu kapsamında olduğunu belirterek, davanın düşürülmesini talep etti.

HDP eski Eş Başkanı Figen Yüksekdağ’ın duruşmasında söz alan avukat Yıldız İmrek, dokunulmazlıkların anayasaya aykırı olarak kaldırıldığını ve iddianamedeki fiillerin Anayasa'nın 83'üncü maddesindeki yasama sorumsuzluğu kapsamında olduğunu belirterek, davanın düşürülmesini talep etti. Mahkeme heyeti talebi reddetti.

Yargıtay kararıyla vekilliği ve parti üyeliği düşürülen HDP'nin tutuklu eski Eş Başkanı Figen Yüksekdağ'ın duruşması avukat kısıtlamasına ilişkin talep ve kararın ardından kimlik tespitiyle devam etti. Mahkeme heyetinin Yüksekdağ'a "Ne iş yaparsınız?" diye sorması duruşma salonunda gülüşmelere neden oldu. Yüksekdağ, "Bu çok zor soru şu an mesleki olarak iş yapmıyorum" yanıtı verdi. Yüksekdağ'ın ifadesi tutanaklara "İşsiz" olarak geçirildi. Mahkeme başkanı iddianamenin tamamını okumayarak, ana hatlarıyla maddeleri okuyacağını belirtti ve suçlamaları yöneltti.

Savunmaya geçilecekken avukat Yıldız İmrek, usul yönünden söz aldı. İmrek, "Bu yargılamanın yapılamayacağını düşünüyorum. O yüzden söz aldım. Yargılandığı konular milletvekili olduğu döneme aittir. Hukuka aykırı milletvekilliği düşürülmüştür. Yargılandığı olayların tamamı milletvekili olduğu döneme ait olduğundan dolayı yasama dokunulmazlığının tartışılması gerekir. Dokunulmazlığın usulüne uygun olarak kaldırılması gerekir. Biz bu yargılamada mahkemenin önündeki dosyada bu kararın çiğnendiğini bir hukuk katliamının göstergesidir" dedi.

İmrek, dokunulmazlığın kaldırılmasıyla Anayasa'nın ihlal edildiğini belirterek, "Anayasaya geçici 20'inci maddenin eklenmesiyle bir değişiklik yapıldı. Bu değişiklik hukuk devleti tanımını katleden bir değişiklik. Anayasanın 2., 13, 36, 38'inci maddeleri ihlal edildi bu değişiklikle. Bu değişiklik anayasa sistemini tarumar etti. O kadar açık bir aykırılıktır ki muhalefet partisinin genel başkanı 'Anayasa'ya aykırı ama evet' diyeceğiz denilerek, siyasi bir iklim sonucu bu yasa getirildi. Bu yasa özellikle dokunulmazlıkların kaldırılması tüm vekilleri kapsadığı gibi görünse de bu değişiklik ile yasama dokunulmazlığı ve yasama sorumsuzluğu ayrımı göz ardı edildi" ifadelerini kullandı.

İmrek, Yüksekdağ'ın yargılandığı hususların tamamının yasama sorumsuzluğu kapsamında olduğunun altını çizdi ve cezai tatbikat ile karşı karşıya kalınmaması gereken bir durum olduğuna dikkat çekti.

İmrek, HDP'nin hedef alınarak dokunulmazlık düzenlemesinin getirildiğini kaydederek, "7 Haziran seçimlerinden büyük bir başarı ile çıkan ve şiddet dolu bir süreçten sonra 1 Kasım seçimlerinden de başarı ile çıktıktan sonra HDP'nin varlığına tahammülsüzlüğünün bir sonucu olarak HDP'lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması için bizzat Cumhurbaşkanı ve dönemin başbakanı tarafından açıkça dile getirilmiştir" dedi.

Değişikliğe dair Meclis'teki oylamanın da usullerine uygun yapılmadığını dile getiren İmrek, şöyle devam etti:

"Dokunulmazlıklarla ilgili sürece bakıldığında HDP'nin binlerce yerel yöneticilerine de yönelen bir baskı süreci vardı. Son olarak bu baskı süreci vekillerin hapsedilmesi ve yargılanmasıyla devam etti. Dokunulmazlık yasası geçtikten sonra aynı gün 11 milletvekili farklı savcılıklarda yürütülen soruşturmalar olmasına rağmen aynı gün gözaltına alındı ve çıkarıldığı mahkemelerce tutuklandı. Bu işlem siyasi bir mekanizmanın olduğunu gösteriyor... Bu değişiklikle sadece bir dönem için milletvekilinin dokunulmazlığı kaldırılıyor. Aynı milletvekili için dokunulmazlık yine devam ediyor. Hakkında fezleke bulunmayan vekiller açısından da bir eşitsizliğe işaret ediyor. Geçici bir madde bile olsa böyle bir değişiklik olamaz ona Anayasa denmez.

Bu süreç boyunca siyasi iktidar tarafından başlatılmış bir süreç söz konusudur. OHAL sürecinin de bozduğu bağımsız ve tarafsız yargının artık söz konusu olmasının beklentilere uygun düşmediği bir süreci yaşıyoruz. Yargıç teminatının olmadığı süreçte yargı yönlendirilerek milletvekilleri burada yargılanmak zorunda kalıyor. Yargı ve yürütme aracılığıyla yasama yetkisinin gaspı söz konusudur. Hele tutuklama asla söz konusu olamaz.

Müvekkilimin iddianamede yer alan 8 fezlekedeki fiillerin tamamı Anayasa'nın 83'uncu maddesi yani yasama sorumsuzluğu kapsamındadır. Adil bir yargılama gereği iddianamenin reddedilmesini beklerdik. Ancak reddedilmedi ve bugünkü tartışmayı yürütüyoruz. Ancak şu anda mahkemenin verebileceği bir karar var. Yasama sorumsuzluğu kapsamında kaldığı Anayasa'nın 83'uncu maddesi gereğince kamu davasının düşürülmesini talep ediyoruz."

Savcı, davanın düşürülmesi yönündeki bu talebinin reddini istedi. Mahkeme heyeti ise, kamu davasının düşmesi yönündeki talebin hukuken Yüksekdağ'ın milletvekilliğinin düşürülmüş olması, fiillerin kürsü dokunulmazlığı kapsamında kalmaması, yasama sorumsuzluğunun ancak kürsü dokunulmazlığı kapsamında olduğu hususları değerlendirerek, kamu davasının düşürülmesi talebinin reddine karar verdi.

Duruşmada Yüksekdağ'ın savunmasına geçildi.