Zelal Bilgin, Leyla Güven’i anlattı

DTK’den Zelal Bilgin, Eşbaşkanı Leyla Güven açlık grevine başladığında cezaevinde, 33 gündür de evinde yanında kalanlardan. Bilgin, Güven’in sağlık durumunun yanı sıra iradesini, inancını, kararlılığını ve umudunu anlattı.

Süresiz-dönüşümsüz açlık grevini 112 gündür sürdüren Leyla Güven'in yanında kalanlardan DTK Amed Delegeler Eşsözcüsü Zelal Bilgin, Güven'in halsizlik, dikkat dağınıklığı, kas ve kemik ağrıları yaşadığını aktardı. Bilgin, Güven'in bunlara rağmen moralli olduğunu, kararlılığını kendilerine de yansıttığını söyledi.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle 112 gündür süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemini sürdürüyor. Eyleminin 79 günü rehin tutulduğu Diyarbakır E Tipi Kapalı Hapishanesi'nde geçiren Güven, 25 Ocak’ta tahliye olduktan sonra evinde devam ediyor. Güven yanında kızı, TJA aktivistleri ve DTK Amed Delegeler Eşsözcüsü Zelal Bilgin kalıyor. Bilgin, Leyla Güven’in 7 Kasım'da süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylem kararını duyurduğu zaman da aynı koğuştaydı. Güven'in eyleminin 22. gününde ara karar ile tahliye olan Bilgin, sonraki süreci dışarıdan takip edebildi. Aynı zamanda bir sağlıkçı olan ve Güven'in yanından hiç ayrılmayan Bilgin, Güven'in bir gününü nasıl geçirdiği ve eylemindeki kararlılığını ANF'ye anlattı.

ONU YALNIZ BIRAKMIYORLAR

Bilgin, eyleminin 79. gününde katılmadığı bir mahkemede, sadece iradesini ve direnişini kırmak amacıyla tahliye edilirken eylemini sürdüreceğini açıklayınca TJA'lı kadın arkadaşlarıyla beraber Leyla Güven'in yanında olduklarını belirterek, “24 saat birlikteyiz. Hem sağlığından hem bakımından hem de gelip giden heyetler ve ziyaretçilerle ilgilenmek amacıyla buradayız. Kendisini hiçbir şekilde yalnız bırakmıyoruz” dedi.

KENDİSİ BİZE MORAL VERİYOR

Direnişin bir parçası olmaya, moral ve motivasyonunu yüksek tutmaya çalıştıklarını kaydeden Bilgin, şöyle devam etti: “Kendisinde büyük bir inanç ve irade söz konusu. Bizim moralimizin bozuk veya suratımızın düştüğü zamanlarda kendisi bize moral veriyor. Direnişine olan inancı ve taleplerinin haklılığı üzerinden geliştirmiş olduğu kararlılığını bize de yansıtıyor. Biz etrafında kenetlenip sadece sağlık kontrollerini yapıp, talepleri yerine getirilinceye kadar bedeninde çok fazla hasarlar söz konusu olmadan, direnişi tamamlaması üzerinden bir iradeyle yanında duruyoruz."

GÜVEN'İN GÜNLÜK PROGRAMI

Zelal Bilgin, Güven'in günlük programı hakkında şunları paylaştı: "Sayın Leyla Güven sabahları saat 09.00-09.30 arası güne başlar. Düzenli bir uyku geçirmediği için ilk kalktığında genelde çok yorgun olur. Kemik ağrıları ve çok yoğun kas ağrıları var. Bunlardan kaynaklı da ciddi bir uyuma problemi yaşıyor. Güne ilk başladığında ilk önce kişisel bakımı yapılır. Sonrasında tansiyon takiplerini yaparım. Tansiyonunun durumuna göre tuz ya da şeker oranıyla güne başlarız. Genelde de tansiyonu çok düşük olur. 8/4 veya 7/4 dolaylarındadır. Bu da bizim sürekli güne tuz ile başlamamıza sebep olur. Bunlarla tansiyonunu belli bir düzeye getirdikten sonra güne devam ederiz. Kendisi de haber takiplerini çok düzenli bir şekilde yapar. Televizyon sürekli açık zaten. Sesini duyabildiği kadar duyar. Çok rahatsız olduğunda televizyonun sesini kısar, gazetelerden ve sosyal medya kaynaklarından biz okumaya başlarız.

KAS VE KEMİK AĞRILARI

Bir buçuk-iki saatte bir sıvı alımları devam ediyor. Genel durumuna göre daha sık ama günde en az üç defa tansiyon kontrollerini yapıyoruz. Çünkü sık aralıklarla tansiyonu düşüyor. B vitaminini düzenli bir şekilde alıyor. Eğer o gün planlı bir heyet veya dışarıdan gelen ziyaretçiler söz konusu değilse ara ara yatıp dinlenmeye çalışıyor. Gece saat 12.00-12.30 gibi onun uyuyabileceği saate denk getirecek şekilde istirahat etmesi için uygun ortamı hazırlıyoruz. Uyumaya çalışıyor aslında. Onun için çok direniyor ama 110. günü de geride bıraktığı için yağ dokusu ve karbonhidrat bir bütünen erimiş durumda. Artık dokulardan ve kaslardan kilo kaybetmeye başladı. Bunlardan kaynaklı da gece uyumaya çalışırken çok ciddi kas ve kemik ağrıları yaşamaya başladı.

HALSİZLİK VE DİKKAT DAĞINIKLIĞI

Kulak uğultuları söz konusu oluyor. En ufak bir seste sıçrayarak uyanmaları oluyor. Dolayısıyla kaliteli bir uyku geçiremiyor. Dinlenemeden güne başlıyor ve günün yorgunluğu ile birlikte sürekli dinlenemeyen bir pozisyonda devam ediyor. Bu durumda onda ciddi bir halsizlik ve dikkat dağınıklığına sebep oluyor.”

HEPİMİZİ ŞAŞKINA ÇEVİRİYOR

“Bütün bunların yanında çok moralli ve iradesiyle hepimizi şaşkına çeviren bir noktada kendisi” diyen Bilgen, bu süreci çok fazla zarar görmeden başarıyla sonuçlandıracağına inandıklarını söyledi.

DİRENİŞÇİLERİN SAĞILIĞINI MERAK EDİYOR

Güven'in bu direnişe tek başına başladığını hatırlatan Bilgin, bugün itibariyle zindanlarda 331 tutsağın katılımıyla, yine Hewlêr ve Mexmûr ile Strasbourg başta olmak üzere yurt dışında direnişin daha çok büyümesinin sağlandığını belirtti. Güven, kendinden ziyade onların sağlık durumlarını çok merak ettiği için hep bir haber takibi halinde olduğunu aktaran Bilgin, şunları ifade etti: “Çünkü sorumluluğu çok ağır. Şu anda omuzlarında büyük bir yük var. Bir direnişe öncülük etti. Sonrasında bu direniş zindanlarda ve diğer ülkelerde devam etmeye başladı. Sağlık durumu kötüye giden arkadaşların tedirginliğini yaşıyor. Tek isteği hiç kimse zarar görmeden hukuk kuralları çerçevesinde hükümetin kendi anayasasını harekete geçirerek tecridi ortadan kaldırmasıdır. Hiç kimse zarar görmeden, daha fazla can yanmadan, mevcut savaş politikaları ortadan yok olacak şekilde tecrit kırılarak zafere ulaşmak zorunda."

HEYETLERİN ENGELLENMESİNİ İSTEMİYOR

Leyla Güven'in süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eyleminin 79. gününde hapishaneden tahliye olmasından sonra eve gelen heyetler ve ziyaretçilerden çok güç aldığını dile getiren Bilgin, şunları vurguladı: "Sayın Güven tahliye olduktan sonra çeşitli kurumlardan farklı heyetler ziyaretine geldi. Haliyle bu onun çok fazla enerji sarf etmesine sebep oldu. Bu gelen heyetlerle birlikte sesini kimlerin duyduğunu ve nereye kadar gittiği noktasında haberler almaya başladı. Bu haberleri gelen heyetlerden bizzat aldı. Vücudu artık bütün enfeksiyonlara açık olduğu için çok kaygılıyız bu noktada. Mümkün oldukça kendisini korumaya çalışıyoruz. Bizim bütün engellemelerimize rağmen dışarıdan heyetler Sayın Güven'in ısrarıyla gelmeye devam ediyor.

GELEN HEYETLERDEN GÜÇ ALIYOR

Çünkü gelen bütün heyetlerden çok ciddi moral alıyor. Ortaya koyduğu talebin ne kadar haklı, meşru ve karşılığının olduğunu görebiliyor olmanın verdiği mutluluğu yaşıyor. O yüzden de gelen her heyetten çok büyük bir güç ve moral alıyor. Almış olduğu bu gücü ve morali sırf enfeksiyon kapacak diye engelleyemiyoruz. Çünkü Karadeniz'den, İç Anadolu'dan, farklı inanç, kimlik ve ideolojilerden onlarca heyet geliyor. Gerek Avrupa'dan gerekse Türkiye sahasından. Gelen her heyet de talebinin ne kadar haklı ve meşru olduğunu, bu mücadelede onun yanında olduklarını kendisine beyan ediyor."

DERDİNİ PAYLAŞTIKÇA MUTLU OLUYOR

Güven'in hapishaneden ilk çıktığı dönemlerde 'Amed’deki zindan direnişinin ruhuyla direniyordum. Beni o ruhtan ayırdılar' dediğini aktaran Bilgin, "Bu yüzden ilk başlarda çok üzülüyordu ama şu anda gelen heyetlerle birlikte farklı kesimlere sesini duyurabildiğini ve dayanışma ile birlikte mutlak bir şekilde başarıya ulaşabileceğinin inancını taşıyor. Tabi yoruluyor ve daha fazla enerji kaybediyor. Sarf etmiş olduğu bu enerji de daha hızlı kilo vermesine sebep oluyor ama kendisi bunu bir şekilde tolere edebiliyor. Leyla Güven son bir yılını cezaevinde geçirdi. Cezaevine girmeden önce de takip edenler ve tanıyanlar çok iyi bilirler ki, toplumun her hücresine nüfus edebilen ve dokunabilen bir siyasetçidir. Dolayısıyla paylaştıkça, konuştukça ve derdini anlattıkça daha çok mutlu oluyor. Bu da onun iradesini daha çok güçlendiriyor" şeklinde konuştu.

HİÇBİR HUKUK EMARESİ YOK

Avrupa'dan heyetlerin Güven'in direnişi ve talebine ilişkin çeşitli girişimlerinin söz konusu olduğunu ifade eden DTK Amed Delegeler Eşsözcüsü Zelal Bilgin, şunları söyledi: "Tabi şu anda mevcut hükümet tarafından ne kadar dikkate alınıyor bilemiyoruz. Bugün hukuksuzluğun had safhada olduğu ve hukukun işletileceğine dair hiçbir emarenin olmadığını görüyoruz. Buraya gelen heyetler, ülkelerine döndükleri zaman Leyla Güven'in nasıl direndiğini ve taleplerinin ne kadar haklı talepler olduğunu herkese anlatacaklarını söylüyorlar. 'Senin Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi sadece bir şahısın üzerinde uygulanan tecrit olarak görmediğini, bunun başta Türkiye olmak üzere Ortadoğu'daki savaşı da bitirebilecek bir talep olduğunu herkese anlatacağız' diyorlar.

GÜVEN, BÖYLE OKUNMASINI İSTİYOR

Sayın Leyla Güven de kendini ifade ederken, onun direnişinin bu şekilde okunması gerektiğini söylüyor. 'Çünkü bitmeyen her savaş daha fazla gözyaşı ve kan demektir. Ben de bu gözyaşı ve kanın dökülmesine artık tahammül edemiyorum' diyor. Gelen heyetler de bu ifadeler üzerinden, söz konusu direnişi sadece Leyla Güven'in omuzlarına bırakmayacaklarını, döndüklerinde bir ağ öreceklerini ve herkesi bu meseleyle ilgili kılacaklarını söylüyor. Mümkün olsa Leyla Güven'in yerine açlık grevine girecek olan yoldaşlarımız geliyorlar ziyarete. Bu da bizi daha çok kenetliyor birbirimize."