Şengal’de son durum

Kerkük oldubittiye getirilerek Heşdî Şabî milislerine teslim edilirken, 16 Ekim gecesinde Şengal ve bazı vilayetlerde daha Heşdî Şabî hareketliliği üst safhaya çıktı. Biz de Şengal’de olayları en yakından takip etmeye çalıştık.

Şengal’de Heşdî Şabî'nin hareketliliği gece yarısından sonra başladı ve ilk önce Herdan köyündeki peşmergeler geri çekildi. Hemen akabinde gece saat 03.00 sularında Şengal merkezdeki peşmerge güçleri de kendi bulundukları alanları terk ederek Heşdî Şabî güçlerine bıraktılar. Şengal merkezden sonra Solak, Verdiye, Kızıl kent, çimento fabrikası ve belli başlı diğer alanlar KDP peşmergelerinin geri çekilmesiyle beraber Heşdî Şabî güçlerine teslim edildi.

Hiçbir çatışma yaşanmadan bunca alan bir anda teslim edildi ve bugüne kadar kurtarıcılık naraları atan KDP, 2014 yılında olduğu gibi, tekrardan tarihi bir ihanete imza attı. 3 Ağustos ihanetinin üzerini örtmek için her türlü yalan ve hileye sarılanlar, bu ihanetin üzerini örtmeyi nasıl planlıyorlar! Gece saatlerinde Heşdî Şabî hareketliliğinden bahsedilmiş olsa da peşmerge noktalarının bu kadar çabuk teslim edileceğini biz de öngörmemiştik. Herhangi bir çatışma yaşanmamıştı. Sabah kalktığımızda yalnızca peşmerge noktalarındaki bayrakların değişmiş olduğunu gördük.

Bu durum Êzidî halkında tekrardan kirli bir planın ve bu temelde bir teslimiyetin yürürlüğe sokulduğu düşüncesine yol açtı. Bu defa ihanet amacına ulaşmadı, planlanan gerçekleşmedi. Êzidîler kendi yurtlarını terk etmediler. Bunda en büyük pay hiç şüphesiz YBŞ ve Kürdistan gerillasının yürüttüğü dört yıllık büyük direniştir. Dört yıllık direnişin açığa çıkardığı, kendi öz gücüne güvenen, özgürlükte ısrarlı, sonuna dek direnişten vazgeçmeyen halk gerçekliği vardır.

Buna karşın medya organlarında kimi spekülatif bilgilerin bilinçli bir şekilde propaganda edildiğini görüyoruz. Kendi gözlemlerimiz Şengal’ in Heşdî Şabî'nin denetiminde değil, yalnızca KDP’nin teslim ettiği bazı noktaların denetimlerine geçtiğini görüyoruz. YBŞ güçleri Şengal merkezden Rojava sınırına, Xanesor’dan Sikiniye-Hayale-Mediban hattına kadar tüm nokta ve mevzilerinde pozisyonunu koruyor, özgürleştirilen alanların savunmasını sürdürüyor.

YBŞ yetkilileri ile yaptığımız görüşmelerde, sonuna dek diyalog ve siyasi yöntemlerle sorunların çözüm çabası içerisinde olunduğu ancak alanlarına ve halka dönük en ufak bir tehdit ve saldırı karşısında sonuna dek direnileceği vurgulanıyordu. Êzidî halkına yeni bir fermanın yaşatılmasının, Êzidî halkının iradesini yok sayan herhangi bir yaklaşımın kimden gelirse gelsin sonuç alamayacağını belirtiyorlardı. Bu yönlü hazırlıkların ve tedbirlerin de alındığını gün boyu gözlemlemekteydik. Alanda sohbet ettiğimiz Êzidî savaşçılar da Êzidî halkının artık eskisi gibi olmadığını, kaçışın bir seçenek olmadığını belirtiyor; ihanetin ve herhangi bir işgal planının artık sonuç alamayacağının altını çiziyorlardı.

Yardım amacıyla YBŞ mevzilerine koşan Êzidî halkı ise bir yandan çocuklarıyla beraber sonuna dek direneceklerini belirtiyor, diğer yandan KDP ihanetine olan tepkilerini dile getiriyorlardı. Aslında olayı duyar duymaz YBŞ mevzilerine koşan ananın ifadeleri durumu en yalın şekilde özetlerken, Êzidî halkının geldiği bilinç düzeyini göstermiş oluyordu: “YBŞ’ye karşı her türlü kirli planı, saldırıyı devreye koyan, tüm gücüyle YBŞ’nin Şengal’den çıkarılması için uğraşan KDP’nin Êzidî halkının özgürlüğü gibi bir derdi olmadı. İşgalciye, tecavüzcüye, alçağa kaşı bu halkı her defasında yüzüstü bıraktı, ihanet etti.”

Bir siyasi geleneğin, ihanet geleneğinin tezahürünü halk böyle yorumluyordu. Êzidî halkı, KDP’nin 2014 yılında kendilerini DAİŞ’in ellerine bırakmasının acısını halen yaşarken, yeni bir ihanetle yüz yüze bırakılmak istendi.

Güney Kürdistan’da son üç günlük süreç yeni bir işgal planının devrede olduğunun bariz bir örneğini teşkil ediyor. Bu plan, Irak merkezi hükûmeti ile bazı işbirlikçi güçlerle birlikte özellikle Kürtlerle diğer halkların iç içe yaşadıkları Kerkük vb. vilayetleri kapsamına almış durumda. Kerkük’te kısa süreli çatışmalardan sonra üstten gönderilmiş olduğu açıkça ortada olan bir emirle bütün peşmerge güçleri kendisini geri çekmiş ve sadece bir grup HPG gerillası, eski peşmergeler ve gönüllü halk kitleleri şehri savunmak için bir savunma hattı oluşturmuşlardı ancak peşmergelerin şehri tamamen Heşdî Şabî milislerine teslim etmesi üzerine, bu güçler de ertesi gün sabah saatlerinde geri çekilmek zorunda kalmışlardı.

Son durumla birlikte her ne kadar çatışmanın ve farklı acıların yaşanmaması konusunda bir çaba söz konusu olsa da gergin atmosfer varlığını sürdürüyor. Tekrardan belirtmek gerekirse, son iki gün içerisinde yaşananlar büyük bir planın devreye sokulduğunu gösteriyor ki, bunun en büyük parçalarından biri de hiç şüphesiz KDP’dir.

Şengal’deki dinamikler bu duruma karşı halkın kazanımlarını savunacaklarını ve kendi bulundukları alanları sonuna kadar savunacaklarını dile getiriyorlar. Mevcut konjonktürel durum Kürdistan coğrafyasında yeni acıların yaşatılması ve Kürt halkının her türlü kazanımlarını gasp etme temelinde yürütülmeye çalışılıyor.