Türk devletinin desteklediği insanlık düşmanı DAİŞ çetelerinin 13 Eylül 2014 yılında Kobanê'ye yönelik başlattığı soykırım saldırılarına karşı YPG ve YPJ savaşçılarının efsanevi direnişini anlatan "Kobanê Direniş Güncesi" kitabı yayınlandı.
DAİŞ’e karşı 13 Eylül 2014'de başlayan ve 26 Ocak 2015'de zaferle sonuçlanan Kobanê direnişinin güncesi kitabını, direnişin komutanlarından Sefkan Kobanê kaleme alındı.
Weşanên Meyman tarafından hazırlanan kitapta, Türk devletinin desteklediği DAİŞ çetelerine karşı 136 gün süren amansız direnişin detayları ve direnişe öncülük eden kahraman savaşçıların mücadelesi anlatılıyor.
TANIKLARIN DİLİNDEN DİRENİŞ
Dokuz bölümden oluşan kitapta, çetelerin işgal saldırılarına başladığı 13 Eylül 2014 tarihinden, AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın "Kobane düştü düşecek" diye çetelere destek verdiği tarihe kadar geçen süre içinde YPG-YPJ savaşçılarının ölümü hiçe sayan tarihi direnişinin detayları yer alıyor.
Soykırım saldırılarına karşı Kobanê cephesinin örgütlenmesi, Kobanê savaşçılarının destansı direnişi, KCK'nin, Kobanê Kantonu yönetiminin ve YPG-YPJ'nin seferberlik çağrıları üzerine Kürt ve devrimci gençlerin Kürdistan'ın dört bir yanından akın akın Kobanê'ye giderek direnişe katılmaları tanıkların anlatımlarıyla ifade ediliyor.
STALİNGRAD VE İSPANYA’NIN DEVAMI
Kobanê Direnişinin Güncesi kitabı, aynı zamanda insanlığın umutlarını yeşerten Hitler faşizmine karşı 1942 yılındaki Stalingrad direniş kültürünün, 1936 İspanyasında Franco faşizmine karşı dünya devrimcilerinin dayanışma ruhunun Kobanê özgülünde nasıl yeniden canlandırıldığını ve tüm dünyayı nasıl sardığını anlatan önemli bir eser.
‘ORTAK BİR RUHUN ESERİ’
Kitabın yazarı Sefkan Kobanê, tüm dünyada yankı uyandıran efsanevi direnişe dair kitabın önsözünde şu ifadelere yer veriyor:
"Kobanê destanını yaratan insanlığın özgürlüğe duyduğu inançtır. Zulüm, barbarlık ve insanlık dışı yöntemlere karşı tek yürek olan, nerede yaşarsa yaşasın Kobanê ile nefes alıp veren ortak bir ruhun eseridir bu destan. Apocu ruhla savaşan kahramanların yaşamına dair tanıklıklara geniş yer vermeye çalıştım. Ancak yine de yoldaşlarımızın yürekte açtığı boşluğa benzeyen o eksikliği dolduramadığımı biliyorum."