Dil olarak Kürtçe zafer kazandı

Dilbilimci Prof. Necmiye Alpay, Türkiye’de Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana tüm baskı ve asimilasyon politikalarına rağmen Kürt dilinin büyük bir zafer elde ettiğini söyledi.

Kürtçenin bundan sonra kolay kolay gerilemeyeceğini, çünkü Kürtlerin bütün baskılara rağmen dillerine sahip çıkıp üretim yaptıklarını belirten dilbilimci Necmiye Alpay, "Hiç kimse Kürtçeyi öldüremedi, bunun adını koymak lazım ve dil olarak Kürtçe bir zafer kazandı. Bundan sonra gitgide zenginleşecektir. Türkiye’nin yaptığı baskı bu anlamda boş bir çaba” dedi.

21 Şubat Dünya Anadil Günü vesilesiyle ANF’ye konuşan Necmiye Alpay, Türkiye’de dil ve kültürlerin tekçi zihniyetin hedefinde olduğunu hatırlattı. Tekçi politikaların öfkeyi artırmaktan başka bir işe yaramayacağını kaydeden Alpay, parkların ismini değiştirerek, belediyelere kayyım atayarak, dernekleri kapatarak hiçbir yere varılamayacağını söyledi. Dillerin kolay kolay silinemeyeceğini vurgulayan Alpay, Kürtlerin yıllardır verdiği kültür ve dil mücadelesini örnek göstererek, Türkiye’de Kürt dilinin büyük bir zafer elde ettiğinin altını çizdi.

ANADİL RUHUNUZU BESLER

Anadilin önemini, “Anadil bütün ruhunuzu besler” diye özetleyen Alpay, insanların ana rahmine düştüğü günden itibaren anadillerinin sesleriyle, vurgularıyla, duygularıyla büyüdüğünü ifade etti. Alpay, bu anlamda anadilin, içinde düşüncelerin, bilgilerin, sanatın hep birlikte yoğrulduğu bir ortam olduğunu söyledi. Türkiye’de buna ne yazık ki önem verilmediğini belirten Alpay, iktidarın anadillere saygı göstermek ve kültürleri yaşatmak için olanak sağlamak yerine baskı yaptığını ve gitgide saldırganlaşan bir politika izlediğini vurguladı. Bu saldırgan politikalar çerçevesinde 6 dilde belediyecilik yapan Sur Belediyesi’ne kayyım atanmasını örnek gösteren Alpay, “Sur Belediyesi’ni dümdüz ettiler ve yerine kayyım getirerek orayı herhangi bir AKP belediyesine döndürdüler. İktidarın anadil kavramını tamamen silmeye çalışan politikası var şu anda” dedi.

‘TEKÇİ DAYATMANIN ETKİSİ OLMAYACAK’

Bu gerçeği görmek için dayatılan tekçi politikalara bakmanın yeterli olduğuna işaret eden Alpay, iktidarın tekçi politikasının Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana 5’inci tek olan dilcilik anlayışıyla hiçbir farkı olmadığını söyledi. Bu tekçi dayatmanın dün olduğu gibi bugün de etkisinin olmayacağını, insanlardaki öfkeyi artırmaktan başka bir işe yaramayacağını kaydeden Alpay, parkların isimlerini değiştirerek, dernekleri kapatarak, şarkıları yasaklayarak hiçbir yere varılamayacağını ifade etti. Tekçi zihniyete karşı halkların kültür ve dillerini yaşatmak için mücadele etmeye devam edeceğinin altını çizen Alpay, dillerin silinemeyeceğini, bunun bir boş bir çaba olduğunu dile getirdi.

KALICI BARIŞ İÇİN ANADİLE SAYGI

Aynı zamanda Barış Vakfı üyesi olan Alpay, kalıcı barış için anadile saygının hayati önem taşıdığının altını çizdi. Herkesin anadilinin dikkate alınması, onun yaşatılması için gereken desteği görmesi ve gereken kaynakların ayrılmasının şart olduğunu dile getiren Alpay, anadilleri ve kültürleri ezme yönteminin ise tam tersi sonuçlar yaratacağını belirtti. Alpay, “Kürt Dil ve Edebiyat Bölümleri eskiden hayal gibiydi, şimdi ise verilen büyük mücadele sonucunda bir değil üç tane var” dedi. Her fırsatta TRT Şeş'i (Kurdî) açmakla övünen iktidarın aslında her baskıcı rejim gibi dili bir politika malzemesine dönüştürdüğünü belirten Alpay, “TRT Şeş’i açtılar ama Kürt dilinin ve kültürünün içeriğini boşalttılar. İçeriğini boşaltıp kendi yandaşları gibi bir içerik sağlamaya çalışıyorlar. Bunu da uzman kişiler, gerçek kültür sahipleri yerine memurları çalıştırarak sağlamaya uğraşıyorlar” diye konuştu.

‘DİLLERİ YASAKLAMAK BİR UTANÇTIR’

Anadillerin desteklendiği oranda yaşayabileceğini hatırlatan Alpay, bu anlamda kültürleri bastırmanın, dilleri yasaklamanın, asimile etmenin bir utanç olduğunun altını çizdi. Anadilleri bastırmanın kişinin kendisini değersiz hissetmesine neden olduğuna dikkat çeken Alpay, eğitimdeki en büyük sorunun da bu olduğunu anımsattı. Asimilasyonda kapitalizmin büyük bir rol oynadığına dikkat çeken Alpay, “İlla silah zoruyla olmasa da insanlar kendi dillerini, kültürlerini terk edebiliyor. Mesela bugün Türkler de kendi dilleri yerine İngilizceyi tercih etmeye başladılar. Bu anlamda gönüllü asimile olanlar da var” şeklinde konuştu.

‘KÜRT DİLİNİ KİMSE ÖLDÜREMEDİ’

Dillerin birçok yerde baskı yoluyla yok edildiğini belirten Alpay, egemen diller dışındaki diller yaşama iradesi gösterdiğinde ise devletlerin baskı politikasını devreye soktuğunu söyledi. Alpay, emperyal toplumların başka dilleri ezmeye çalıştığını; baskı altında tutulan dillerin ne dilbilgisini, ne kendi sözlüğünü, ne kendi kütüphanesini oluşturabildiğini ifade etti. Alpay, bir dilin yaşaması için yeni gelen kuşakların onu konuşması ve konuşmakla kalmayıp türküsünü, şarkısını söylemesi, yazıya dökmesi, kitabını, tiyatrosunu hepsini üretmesi gerektiğini kaydetti. Türkiye’de Kürtçenin bu tehdidi boşa çıkardığını vurgulayan Alpay, “Kürtçe bundan sonra kolay kolay gerileyemez. Çünkü çok miktarda kitabı, sanat ve düşünce eseri oldu. Eskiden de vardı ve onlar yazıya geçirildi. Kaldı ki Kürtler sadece Türkiye’den ibaret değil; büyük bir topluluk ve dillerine, kültürlerine her yerde sahip çıktılar. Hiç kimse Kürtçeyi öldüremedi, bunun adını koymak lazım ve dil olarak Kürtçe bir zafer kazandı. Bundan sonra gitgide zenginleşecektir. Türkiye’nin yaptığı baskı bu anlamda boş bir çaba” dedi.