'Dilop' dergisi okurla buluşuyor

Dilop Dergisi Amed Temsilcisi Reşo Ronahî, dergilerinin gündelik ajitatif, arabesk dilden uzak, Kürt kimliğini ve tarihini temel alan bir içeriğe sahip olacağını belirtti.

Kültür ve sanat üzerindeki baskıların her geçen gün arttığı bir dönemde Kürtçe-Türkçe yayımlanacak olan ‘Dilop' dergisinin ilk sayısı önümüzdeki günlerde okurlarıyla buluşacak. Seksen sayfadan oluşan Dilop, iki ayda bir kültür, sanat, edebiyat ve tarih dergisi olarak çıkacak. Dergi, ağırlıklı olarak Kürtçenin Zazaki ve Kurmancî lehçelerinde yayımlanacak.

Dilop’un Amed Temsilcisi Reşo Ronahî, derginin içeriğine, neden böyle bir dergiye ihtiyaç duyulduğuna ve genel olarak dergicilik üzerine bilgileri paylaştı.

DERGİNİN SABİT SAYFALARI OLACAK

Ronahî, her sayıda bir dosya konularının ve sabit sayfalarının olacağını belirterek, şunları söyledi: “Örneğin arkeoloji sayfamız olacak. ‘Teyr û Tûr’ diye adlandırdığımız ve her sayıda Kürdistan’a özgü bir bitki veya kuş türünün halk arasındaki hikâyesine yer vereceğiz. Yine ‘Best û Helbest’ adında sabit sayfamız var. Bu sayfada da bugüne kadar Kürt şiirine büyük emekler vermiş bir Kürt şairinin kısa bir şiirini şu an yaşayan bir başka iki şaire veriyoruz ve o şairlerden bu şiire bir şiir yazmalarını istiyoruz. Bu üç şiiri aynı sayfada okuyucularla paylaşıyoruz. Böylesine farklı bir denemeye giriştik. Bir başka sabit sayfamız da çeviri sayfası olacak. Olabildiğince İngilizce ve İspanyolcadan çevirilere yer vereceğiz. Son olarak müzik ve karikatür sayfalarımız olacak."

'AJİTATİF DİL' ELEŞTİRİSİ

Neden böyle bir dergi çıkardıklarına ilişkin de konuşan Ronahî, “Kürt toplumu olarak kültür ve sanatımızda ne yazık ki çok fazla ajitatif bir dil kullanıyoruz” eleştirisini yaparak, bu alanların kaba bir siyasetle anlatılmaması gerektiğini savundu. Kültür ve sanatı sadece siyasetle icra etmek istemediklerini belirten Ronahî, şunları kaydetti: “Doğrudan kültür ve sanat alanıyla ilgili bilgi vermek istiyoruz. Tabii bütün bunlar tamamen siyasetten uzak da değil. Mesela ilk sayımızda Rojava’ya dair de bir yazımız var. Ama gündelik siyasetin diliyle hazırlamadık yazıyı. Biz genelde Kürdistan’ın tarihi ve hikâyesiyle ilgili bir şeyler göstermek istiyoruz. Kürdün tarihinde, edebiyatında ve sanatında ne var, biz bunu açığa çıkarmak istiyoruz. Ayrıca insanlar bizim dergimizin ilerleyen sayılarında Sûr’a dair de, Ermeni soykırımına dair de bir şeyler görecekler."

‘TARİHİMİZİN ARKA PLANINI AKTARMALIYIZ’

Sosyal medyanın ve bireysel paylaşımların edebiyat alanı üzerindeki olumsuz etkilerine de değinen Rohanî, şöyle devam etti: “Artık insanlar yazdıkları şiirleri veya öyküleri bir dergiye göndermektense sosyal medya hesaplarında paylaşıyorlar. Beğeni sayısına göre anlık bir haz alarak kendilerini böyle tatmin ediyorlar. Bir toplumun kültürünü, sanatını, edebiyatını ve tarihini göstereceksek, bizim bunu hikâyelerle yapmamız gerekiyor. Bunların arka planında ne olduğunu aktarmamız lazım. Tüm bunların toplamında dergicilik artık zor bir durum almış oluyor. Günlük ve yüzeysel bilgilerle hayatını idame ettiren insanlar topluluğuna doğru gidiyoruz ve bu çok tehlikeli bir durum. Bu dergicilik ve dergi yayımlamayı da zorlaştıran bir şey olmuş oluyor. Tam da bu durumun karşısında durarak çalışma ortaya koymak gerekiyor. ‘Halkın edebiyatını ve kültürünü yansıtabiliriz’ diyebilmeliyiz. Bunu da okuyucuya ulaştırmak ve ondan geri dönüş beklemek lazım."

‘İNSANLAR YAZMAK İSTİYORLAR AMA… ‘

Kürtçe yayın yapan dergilerin yok denecek kadar az olduğunu söyleyen Ronahî, şunları ekledi: “Hal böyleyken bütün bu direngenliğe ve mücadeleye ilişkin insanların duygu ve düşüncelerini yazacak mecraları da oluşturmak gerekiyor. Bu mecralardan biri de dergidir. Bir imtinanın olduğu doğrudur ama söz söylemek isteyenler de var. Sokakta basın açıklaması yapamadığın, yürüyüş düzenleyemediğin ve kendini ifade edemediğin bir ortamdan bahsediyoruz. Biz de dergiyi bunlar için iyi bir araç olarak görüyoruz. Birçok Kürt entelektüel bu konularda bir şeyler söylemek istiyorlar ama yazabilecekleri bir yer yok. Ya Türkçe yazmak zorunda kalıyorlar ya da yazmıyorlar. Biz çıkaracağımız dergiyle biraz da bu sorunu giderecek bir platform oluşturmak istiyoruz”.

‘KÜRTLER AYNI ZAMANDA ÜRETİYOR'

Kültür ve sanatta gündelik arabesk dilden kurtulmak gerektiğinin altını çizen Dilop Dergisi Amed Temsilcisi Reşo Ronahî, son olarak şöyle dedi:

“Kendimizi ve kimliğimizi var edeceksek tarihimizi, edebiyatımızı ortaya koymamız lazım. Bunların ne olduğunu bilince çıkarmamız gerekiyor. Örneğin Şêrko Bêkes’in şiirini, Mihemed Şêxo’nun müziğini tartışmamız lazım. Kürdistan’ın değerlerini tartışmamız gerekiyor. Herkese ve her yere Kürtlerin sadece politik mücadele yürüten bir toplum olmadığını, değerleriyle var olan bir toplum olduğunu göstermemiz gerekiyor. Rojava gerçekliği ortada. Rojava’da insanlar sabahtan akşama kadar ellerinde silahlarla gezmiyorlar. Aynı zamanda sanat, sinema, şiir üretiyor oranın halkı. Dolayısıyla totalde düşündüğümüzde toplumsal gerçekliğimizi ortaya koyan işler yapmamız gerekiyor, diye düşünüyorum. Dergimizin amacı da biraz böyledir. İsteğimiz ve duygumuz okuyucuların, yazarların, entelektüellerin kaba bir dergiyi satın alma dayanışması değil de okuyup eleştiri getirebilecekleri bir dayanışma istiyoruz."