ENKS mi, PDK-S mi?-YENİLENDİ

KDP, PDK-S tutmayınca ENKS ismini yeniden kullanmaya başladı.

Bir kavram karmaşası ve kafa karışıklığının olduğu kanısındayım. O yüzden ENKS mi PDK-S mi diye başlık attım. Hâlâ birçok kişi ve kesim ENKS olarak kullanıyor. KDP böyle istediği için bir nevi böyle kullanıyor. Oysa gerçekte KDP’nin kendisi ENKS’yi lağvederek içinde kalan dört partiden KDP-S'yi kurdurdu, başına da Suud Melle’yi getirdi. PDK-S tutmayınca ve bir meşruiyeti olmayınca ENKS ismini yeniden kullanmaya ve kullandırmaya başladı.

Peki ENKS ve PDK-S nedir, ne zaman kuruldu? Bunun kısa tarihçesi bilinse de yeniden bakmakta fayda var. Yine son günlerde yeniden kendisini gündeme taşımaya çalışıyor?

2011 yılında önce Tunus, ardından Mısır ve Libya’da gelişen ayaklanmaların arkasından olaylar Suriye’ye sıçradı.

KDP çok eskiden beri Rojavaya Kurdistan ve Suriye’de kendisini örgütlemişti. Ancak KDP halkın, amaç ve isteklerine tam cevap vermediği için bir de Suriye Baas Rejimi ile çok sıkı ilişkisi nedeniyle hiçbir zaman Rojava halkının içinde istediği örgütleme düzeyini yakalayamamıştır. Çünkü Rojava halkı Baas rejimine fazlasıyla tepkilidir. KDP ise Baas rejimi ile içli dışlı bir nevi dost-ahbap ilişkisi içindeydi. Buna en iyi örnek de, KDP’nin 30 yıl Suriye ve Rojava temsiciliğini yapan Mahmud Gergeri’nin Suriye Baas rejiminin ilk Cezire İstihbarat sorumlusu olan Ebu Casım olarak bilinen Muhammed Mansura ile olan ilişkisidir. Buna rağmen Rojava’da KDP adıyla  hareket eden ancak kitle tabanı olmayan çok sayıda adı parti olan ancak gerçekte parti denilemeyecek birçok parti kuruldu. Bunların hemen hepsi kuruldukları günden bugüne bir tek kongre dahi yapmamıştır. Toplumsal olaylar Suriye’ye sıçrayınca Rojava’da en örgütlü yapı olan PYD taraftarları harekete geçti. İlk önce TEV-DEM adıyla demokratik toplum hareketini ilan etti. Ondan kısa süre sonra da Rojava Halk Meclisi'ni  kurdu. Bu yapılarla Suriye’de ortaya çıkan imkanlardan faydalanarak devrim yapmak için harekete geçti. Bu durumu gören Mesut Barzani, Rojava’da sözde kendisine ki bazıları da YNK’ye bağlıydı, partilerden alelacele bir ortak yapı oluşturmalarını söyledi. Barzani 26 Ekim 2011 tarihinde 13 parti ile adı sivil toplum örgütü olarak geçen yapı ve bazı siyasi kişiliklerin katılımı ile ENKS’yi kurdurdu.

KDP, ENKS İÇİNDEN HİZİP ÇIKARDI

KDP, ENKS’yi kurdurmakla meşgulken Rojava Halk Meclisi ve TEV-DEM, Rojava’da devrimin adımlarını attı. İlk önce Suriye rejim güçleri Kobanê’den çıkarıldı. Ardından Efrîn ve buraları zincirleme olarak Derbesiye, Amude, Derik’i izledi. KDP bu gelişmeleri görünce ENKS’yi oluşturan partileri acilen Hewlêr’de bir konferans yapmak için çağırdı. Bu konferansta o partilere yapmaları gerekenlerin yol haritası anlatılacaktı. Zira o dönemde Türkiye’nin Hewlêr Büyükelçiliği'nde gizli ibareli bazı belgeler ele geçti. Bu belgelerde Rojava Devrimi'nin tanınmaması, devrimi yapan kurum ve kişilerin karalanması, başta PYD olmak üzere siyasi oluşumların özel savaş yöntemleri ve propaganda ile karalanması gibi direktifler vardı.

KDP’nin ENKS’yi oluşturan partileri Hewlêr’e  çağırmasının arkasından bir yıl geçmeden o partiler içinde gerçekleşen bölünmelerle parti sayısı 17’e çıktı. 17 parti Rojava’dan çıkıp Başur’a geçerken sınır üzerinde Mustafa Ose’nin Azadi partisi ikiye bölündü böylelikle Hewlêr'e ulaşana kadar parti sayısı 18’e çıkmış oldu. KDP bu sözde konferansı PYD kabul etmedi ve böyle bir konferansı da tanımadığını söyledi.

O dönemde Kürt Özgürlük Hareketi ile KDP arasında da Rojava’daki partiler arasında ortak hareket etmeleri için bir birliğin oluşması için bazı görüşmeler yapıldı. Görüşmelerden sonra bir araya gelen ENKS ile MGRK yani Rojava Halk Meclisi arasında bir anlaşmaya varıldı. 25 Temmuz 2012 yılında varılan anlaşma ile Kürt Yüksek Konseyi kuruldu. Kürt Yüksek Konseyi'nde(KYK) her iki yapıdan 5’er kişi yer alacaktı. Bir de bağımsız bir kişi yönetimde yer alacaktı. Böylelikle Kürt Yüksek Konseyi yönetim sayısı 11 kişiden oluştu.

KDP, ENKS’nin giderek erimeye doğru gittiğini fark edince ENKS içinde kendisine tam bağlı Mustafa Cuma ve Mustafa Ose’nin Azadi partileri ve Abdulhekim Beşar’ın El Partisi ile Fuat Aliko ve İbrahim Biro’nun Yekiti Partisi’ni “Siyasi Birlik” adıyla bir araya getirdi. Aslında kendisinin kurduğu bu dört parti ile ENKS içinde bir hizip oluşturdu.

Bu birlik Aralık 2012 yılında ENKS adına yayınladığı bir bildiri ile birliğini ilan etti ve ENKS ile MGRK arasındaki anlaşmadan oluşan KYK’nin kararlarını tanımayacağını duyurdu.

KDP’nin amacı Kürt Yüksek Konseyi'ni yıkmaktı. Ancak ENKS içinde yer alan ve Kürt Yüksek Konseyi'nde de yer alıp sözcülük düzeyinde olan Peşveru Partisi'nden Ahmet Süleyman’ın isteği ile KYK bir süre daha devam etti.

ENKS, 2013 Ocak ayında Qamişlo’da bir konrge yapmak istedi. Kongre’de birçok parti ENKS içinde kendisini hizip olarak örgütleyen dört partiden hesap isteyince ortalık karıştı. Ve yeni yönetim seçilemeden kongre dağıldı. Bununla ENKS içindeki çelişkiler zirveye çıkmaya başladı. 2014 yılı başlarında Özerk Yönetim ve kantonlar ilan edilince, 2015 yılına kadar ENKS içinde yer alan birçok parti Özerk Yönetim içinde yer aldı. Böylelikle ENKS içinde ciddi çözülme başlamış oldu. Bunu gören KDP yeniden Rojava yönetimi ile ENKS’yi Duhok’ta bir araya getirerek ENKS ve Rojava üzerine olan oyunlarını sürdürmeye çalıştı. Buna siyasi dönüşüm süreci adı verildi. Ancak Duhok’ta KDP arabuluculuğu ile varılan anlaşmaların hiçbirini ENKS içinde yer alan dört parti kabul etmedi. Bu dört parti KDP’nin sonuna kadar desteklediği ve ENKS içinde hizip olarak örgütlediği partilerdi. Durum böyle olunca bu süreçten de bir sonuç çıkmadı. O dönemde Vifak, Nusrettin İbrahim’in El Partisi, Muhammede Musa’nın Sol Partisi ile Merhum Hemide Heci Derviş’in Peşveru Partisi sürecin sürmesini istediği için KDP tarafından ENKS’den atıldı. Böylece ENKS içinde KDP’nin 2012 yılında hizip olarak örgütlediği dört parti  yani Mustafa Cuma ve Mustafa Ose’nin Azadi partileri ile Hekim Beşar’ın El Partisi ve Fuat Aliko ile İbrahim Biro’nin Yetiki patisi kaldı. KDP aynı yıl bu partileri bir araya getirerek KDP-S partisini kurdu. Başına da Suud Melle’yi getirdi. 

NEDEN KDP LAĞVETTİĞİ ENKS ADINI YENİDEN KULLANMAYA BAŞLADI?

ENKS içindeki partiler, verilen mücadele ve elde edilen kazanımları görünce giderek ENKS’den uzaklaşarak Özerk Yönetim ve TEV-DEM içinde yer almaya başladılar. ENKS’yi başta kuran partilerden 14’ü şu an Özerk Yönetim içinde PYNK partileri olarak yer alıyor. KDP ilk kurdurduğu ENKS’den geriye kalan dört partiden PDK-S’yi kurarak ENKS’yi lağvetti. Ancak zamanla PDK-S’nin meşruiyetinin olmadığını, ENKS adının yerini alamayacağını anlayarak yeniden ENKS adını kullanmaya başladı. ENKS varmış gibi hareket etti ve başkanlığına da kendisince İbrahim Biro’yu getirdi. Gerçekte ise böyle bir yapı kalmamıştır. Ancak KDP sadece adını kullanarak böyle bir yapı varmış gibi gösteriyor. İnsanları ve uluslararası güçleri da buna inandırmak için PDK-S dışında bir iki parti adını daha uydurararak bunlarla ENKS.varmış gibi gösteriyor.

ENKS, İstanbul ve RTE örgütü olan Suriye ulusal koalisyonu içinde yer aldığı için ve bir de KDP sürekli öne çıkardığı için uluslararası alanda bilinen bir isim olmuştur. KDP, ENKS’yi lağvederken sanırım bunu düşünmemişti. O yüzden lağvetmesine rağmen daha sonra bu gerçekliğin farkına vardığı için bu ismi bu yapı ortada kalmamasına rağmen kullanmaya başladı. İnsanları ve uluslararası güçleri şimdi bu şekilde kandırmaya çalışıyor. Kürtlerden bazı yapılar da bu ismi kullanarak aslında bir anlamda KDP’nin oyununa geliyor.  Belki de bu konuya en iyi ışık tutacak olan ilk ENKS’yi oluşturan kişi, sivil toplum örgütü ve partilerdir. Şu an bu çevrelerin büyük bir bölümü Kuzey ve Doğu Suriye sistemi içinde yer almaktadır. Eğer gerçekten bir ENKS varlığından söz edilecekse şu an PYNK ve Özerk yönetim çatısı altında faaliyet yürütenler bir araya geldiğinde belki de bu oluşum gerçek kimliğine kavuşabilir. Şu anki başkanı Mesut Barzani olan ve Barzani hanedanlığının temsil edildiği KDP’dir. Yani KDP resmi ve fiili olarak ENKS adı altında Kuzey ve Doğu Suriye’de hem de Özerk Yönetime karşı örgütlenmek istiyor. Görüşmeleri ve buna aracılık eden güçleri bu örgütlenmeye destek olarak kullanıyor. Bu destek güçlerin başında da faşist AKP/MHP iktidarı ve onun işgal çeteleri geliyor.