Hatay motifleri ile birleşen mozaik sanatı...
Narin Tunç, Harbiye Şelalelerinde, tarihi 5 bin yıl öncesine dayanan mozaik sanatını Hatay’a özgü motiflerle birleştirdi. Tunç, “Bu sanatı Hatay’a özgü dokunuşlar ile yaşatmaya devam ediyorum” diyor.
Narin Tunç, Harbiye Şelalelerinde, tarihi 5 bin yıl öncesine dayanan mozaik sanatını Hatay’a özgü motiflerle birleştirdi. Tunç, “Bu sanatı Hatay’a özgü dokunuşlar ile yaşatmaya devam ediyorum” diyor.
Araştırmalara göre tarihi M.Ö. 3 bin yılında Sümerlere dayanan, Roma, Bizans ve Antik Yunan gibi birçok medeniyetin yaptığı eserlerle günümüze kadar ulaşan mozaik sanatı Hatay’ın Defne ilçesinde, Harbiye Şelalelerinde yaşıyor.
Ev emekçisi iken kursuna giderek öğrendiği mozaik sanatını daha sonra meslek haline getirerek günümüzde devam ettiren Narin Tunç, işlemeleriyle, figürleriyle, usta işçiliği ile eski eserleri aratmıyor.
Hobi olarak bu sanata başlayan Tunç, yaptığı mozaikler ilgi görünce talep doğrultusunda özel çalışmalara başlamış.
Mozaik sanatının 5 bin yıllık bir geçmişe sahip olduğunu belirten Tunç, şimdilerde Harbiye Şelalelerinde açtığı tezgâhta hem yaptığı mozaik ürünleri satıyor, hem de yapıyor.
Özellikle defne ağacının işlendiği mozaik tabloların çok tercih edildiğini ifade eden Tunç, “Mozaik yapımında kullanılan bu taşlar çok özel taşlar” diyor.
“Özelliği; binlerce yıl rengini ve kalitesini koruması ile bilinir” diye ekleyen Tunç, şöyle devam ediyor: “Hiçbir şekilde renklendirmek için boya kullanılmaz. Kendi doğal renklerine sadece cila çekiyoruz. Çoğu zaman özgün çalışsam da, sipariş üzerine de istenilen motifleri çıkarıyorum. Hazır olarak altığım mozaik taşlarını tutkal yardımı ile çerçeveye diziyorum. Daha sonra defne ağacı, kırlangıç ya da herhangi bir kuş, el ve yüz gibi desenler ile çerçevenin için dolduruyorum. Birkaç saat güneş altında kuruyan mozaiklere son işlem olarak cilasını döküyorum. Cilanın önemi, taşların renklerini ortaya çıkarmada belli oluyor. Tüm bu işlemlerin ardından mozaiklerimiz satışa ya da sergilenmeye hazır hale geliyor.”
15 yıldır bu sanatı meslek haline getiren Tunç, kadınlara da çağrıda bulunuyor: “Ben bu iş ile ilgilenmeden önce ev emekçisi bir kadındım. Yaşımdan ve toplum içindeki konumumdan dolayı da açıkçası bu işi yapabileceğimi sanmıyordum. Bir hobi olarak başladığım bu iş şu an mesleğim haline geldi. Hem geçimimi sağlıyorum bundan, hem de sevdiğim işi yaparken ne yorgunluk ne de bir şikâyet durumu olmuyor. Yeter ki isteyelim. Biz kadınların yapamayacağı hiçbir şey yok.”