Kürt filmleri İstanbul’da buluşuyor
Mezopotamya Sinema Kolektifi tarafından düzenlenecek İstanbul Kürt Film Festivali ile dört parça Kürdistan ve dünyanın çeşitli yerlerinden Kürt filmleri İstanbul’da ilk kez buluşacak.
Mezopotamya Sinema Kolektifi tarafından düzenlenecek İstanbul Kürt Film Festivali ile dört parça Kürdistan ve dünyanın çeşitli yerlerinden Kürt filmleri İstanbul’da ilk kez buluşacak.
Bu yıl ilk kez düzenlenecek olan İstanbul Kürt Film Festivali 6- 10 Mart 2019 tarihleri arasında Mezopotamya Sinema Kolektifi tarafından organize ediliyor. Festivalin filmleri, Kolektif’in İstanbul Elmadağ’da bulunan salonunda gösterilecek. Toplam 34 uzun, kısa metraj film ve belgeselin izlenebileceği festivalin ayrıntılarını ve hazırlıklarını Mezopotamya Sinema Kolektifi’nden organizasyonda yer alan yönetmen Veysi Altay ile konuştuk.
İLK FESTİVAL HEYECANI
Festivalin İstanbul’da bir ilk olması açısından önemli olduğunu belirten Veysi Altay, şimdiye kadar çeşitli nedenlerden dolayı gerçekleşmeyen bir festivali yapacak olmanın heyecanını yaşadıklarını belirterek, şunları söyledi: “Şimdiye kadar Avrupa’da ya da Kürdistan’ın diğer parçalarında çekilmiş Kürt filmleri İstanbul’da seyirciyle buluşamıyordu. Gerek Türkiye’deki festivallerin durumu gerekse de bazı yönetmenlerin politik tavırlarından dolayı buradaki festivallere film göndermemelerinin yanı sıra İstanbul’da kendilerine salon bulamamaları gibi birçok sorundan kaynaklıydı. Öncelikle bu filmleri İstanbul seyircisiyle buluşturmayı amaçlıyoruz.”
HEM İZLENECEK HEM DE TARTIŞILACAK
Festival kapsamının geniş olacağını kaydeden Altay, dört parça Kürdistan, Avrupa ya da dünyanın birçok yerinde Kürtlerle ilgili çekilmiş; yine Kürt yönetmenler tarafından yapılmış ya da oyuncuları Kürt olan filmleri, festivalde izleyici ile buluşturacaklarını ifade etti. Uzun, kısa metraj film ve belgesellerle birlikte toplam 34 yapımın festivalde olacağını söyleyen Yönetmen Altay, “Ayrıca Kürt sineması üzerine paneller de yapılacak. Kürt sineması bu festivalde hem izleniyor hem de tartışılıyor olacak. Kürt sinemasının geçmişini, bulunduğu noktayı, geleceğini, sömürgecisiyle ilişkisini, dilini ve de tarzını tartışmak önemli. Amacımız en başta Kürt sinemasını üretimine katkı sağlamak. Film dağıtımı endüstrisi ve kapitalist ilişkiler içerisinde kendine yer bulamayan Kürt sinemasını, demokratik bir kolektif içeresinde halka ulaştırmak. Doğrudan ya da dolaylı sansüre uğramış, gösterilmemiş bir sürü Kürt filmi var, bunları seyirci ile buluşturmak önceliğimiz” dedi.
KÜRT SİNEMASIYLA BULUŞTURACAĞIZ
İstanbul’un Kürtlerin sayıca en çok yaşadığı şehirlerden olduğuna ama Kürtlerin doğrudan kendi filmlerine ulaşamadığına dikkat çeken Veysi Altay, şöyle devam etti: “Kürt sineması, bazı festivallerde ortamın yumuşak yolduğu ya da barış sürecinde kısmen kendine yer buldu. Genel anlamıyla bakıldığında ise tam olarak yer bulduğunu söylemek mümkün değil. Kürtler özellikle sinemayı daha politik olarak ele aldı. Devletin bireylere, topluma ya da insanlığa karşı işlemiş olduğu suçlar, gerek uzun, gerekse de kısa metrajlarda. Dolayısıyla ne devlet ne de onun bakış açısını taşıyan festivaller bundan pek hoşlanmıyor. Onların kendilerine yakın gördüğü bazı Kürt filmleri festivallerde yer almış olabilir ama gerçekten politik tavrı olan filmlerse gösterilmedi. İşte o açıdan bu filmlerin de seyirciyle buluşabileceği bir festival gerçekleştireceğiz. Bu tarz festivaller daha önce Amed, Van, Batman’da ya da Avrupa’da Kürt film günleri, festivalleri vs. olarak yapılıyordu. Bunu da onların devamı gibi düşünmek lazım.”
GELECEĞİNİ SEYİRCİ BELİRLEYECEK
Bunun bir başlangıç olduğunu ifade eden yönetmen Veysi Altay “Belki eksikliklerimiz olacak, programımız birçok insana yeterli gelmeyecektir ama bu ilk adımın önemli olduğunu düşünüyoruz. Umarım hem Kürtler hem de Kürt sinemasını merak eden diğer halklardan birçok insan ve sinemasever bu festivali takip eder ve fikrini söyler. Seyircilerimizi bu festivale sahip çıkmasını bekliyoruz. Eleştirileriyle hem filmleri ve yönetmenleri hem de bizleri besleyen seyirciye ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.
DÖRT PARÇADAN FİLMLER OLACAK
Festivalin ilk olması nedeniyle başvurudan çok kendi izledikleri ya da onlara önerilen, önemli ve sürece uygun buldukları filmleri seçtiklerini ifade eden Altay, “Hem Mart’a kadar vaktimiz yoktu hem de ilk yıl olması açısından böyle başladık. Tabii ki sonraki yıllarda başvuru alacağız ve gelen filmler bir ön jüri tarafında değerlendirilecek” dedi.
Ulaştıkları birçok yönetmenin kendileriyle dayanışma içerisinde olduğunu ve filmlerini gönderdiğini; 24 ya da 25 yönetmenin festivalle katılacağını söyleyen Veysi Altay, katılacak bazı filmleri şu şekilde sıraladı:
* Ender Özkahraman’ın uzun metraj filmi “Bir Yareke Zor” (Zor Bir Karar) kendisi de burada olacak.
* “Di Navberê De” (Arada) filminin yönetmeni Ali Kemal Çınar, Diyarbakır’dan katılacak.
* Sur ile ilgili “Kavil” (Yıkıntılar Arasında) adlı animasyon yapan Özcan Alper,
* Rojhslat bölgesinden Jîna bê jiyan (life without life) filminin yönetmeni Kaveh Moeinfar bizlerle olacak.
* Seçkimizde Sahim Omar Kalifa’nın Zagros filmi var, uluslararası alanda da birçok ödüle layık görüldü.
* Cumartesi Anneleri ve kayıpların hikâyesini anlatan “Bîr” (Kuyu) filmi,
* Hüseyin Tabak’ın “Çirkin Kral Efsanesi”,
* Haşim Aydemir’in “14 Temmuz” filmi,
* Hussein Hasan’ın “Reşeba”,
* Ali Güler’in “Şeva Xîzê” (Kumun Gecesi)
* “Her ev bir okul” ile de Ardîn Diren festivalde yer alacak.
* Ayrıca Rojava Film Komünü’nün çektiği filmler de seyirci ile buluşacak.