Bu yıl 36’ncısı düzenlenen İstanbul Kitap Fuarı geçtiğimiz hafta sonu başladı. 12 Kasım’da bitecek olan İstanbul Kitap Fuarı, Beylikdüzü’ndeki TÜYAP fuar alanında gerçekleşiyor. Ulaşımın en kolay metrobüsle sağlandığı fuar alanına gitmekse epey uzun ve zahmetli bir iş. Fakat her yıl özellikle hafta içleri okulların öğrencileri toplu halde götürmesi ve fuarın iki hafta sonuna da denk gelmesiyle bir şekilde yoğun geçiyor.
Büyük kitap tekellerinin yanı sıra özellikle fuarlar sayesinde okurlarıyla buluşan Kürt ve muhalif yayınevleri, TÜYAP ya da alternatif etkinlikler sayesinde okuyucuyla bir araya geldiklerini dile getiriyor.
OKURLA YÜZ YÜZE GELME AÇISINDAN ÖNEMLİ
OHAL koşullarında yayıncılık ve ifade özgürlüğü alanında yaşanan baskıcı birçok uygulama, kitap ve dergilerin okuyuculara ulaşmasında engel teşkil ediyor. Kapatılan yayınevleri, yasaklanan kitaplar OHAL’le gelen uygulamalardan sadece bazıları. Aram Yayınları editörü Ulaş Güldiken de bu koşullarda, fuarların okurla yüz yüze gelme ve temas halinde olabilme açısından önemli olduğu düşüncesinde.
Aram Yayınları’nın tüm baskılara rağmen 20 yıldır yayın çizgisinden ödün vermediğini dile getiren Güldiken, kurulduklarından bu yana kitaplarının yarısından fazlasının yasak kategorisinde soruşturma geçirdiğini ve çoğu kez de yasaklandığını ifade etti. Yakın tarihte özellike çözüm süreci döneminde kitaplarla ilgili bir sıkıntı yaşamadıklarını söyleyen Ulaş Güldiken, görece bir serbestlik olduğunundan bahsetti.
ARŞİVDE BİLE OLMAYAN KİTABIMIZ YASAKLANDI
2016’nın başından bu yana ise 100 kitaplarının satış ve dağıtım yasağında olduğunu da sözlerine ekleyen Güldiken, kitapevlerinde, cezaevlerinde, evlerde ve birçok yerde Aram logolu kitapların toplatıldığını kaydetti. Güldiken ayrıca kitapevlerinde, Aram Yayınları söz konusu olduğunda yasağa bile gerek duymadan kitaplarına el konulduğunu ifade etti. Hatta 2001 yılında basılan bir kitapları için Mersin Savcılığından gelen bir tebligat üzerine cevap olarak ‘bu kitap artık arşivde bile yok’ dediklerini de aktardı Ulaş Güldiken.
OKURUMUZ YAYINEVİ KAPANDI SANIYOR
OHAL’den sonra bu durumdan kaynaklı yayınlarını yavaşlattıklarını ifade eden Güldiken okuyucularının çoğunun yayınınevinin kapatıldığını düşündüğünü söyledi. Güldiken ayrıca TÜYAP’ta olmanın hem kendi okuyucularına hem de onun dışındakilere ‘devam ettiklerini’ göstermek açısından da önemli olduğunun altını çizdi. Tüm bunlar çerçevesinde bakıldığında fuarların okuyucu ile buluşmalarına fırsat sunduğunu belirten Güldiken; özellikle fuarlarda çok fazla indirim yaptıklarını asıl amaçlarının kar değil, kitaplarının okunması olduğunu vurguladı.
UZAK AMA OKURLARIMIZI BEKLİYORUZ
OHAL ve bu baskıcı döneme rağmen yayın çizgilerini değiştirmeyeceklerinin altını çizen Güldiken, “iktidar ve baskı mekanizmaları bu tür durumlarda ya bizim istediğimiz gibi koşullara uyum sağla ya da uygulamalarımıza boyun eğ diyor. Ama biz 20 yıldır çizgimizi değiştirmedik. Elbette bu koşullarda insanlara ulaşabilmenin yollarını biz de konuşuyoruz elbette bunu ciddi ve yapısal değişiklikler yaparak değil ama engelleri aşabilecek şekilde çözmeye çalışıyoruz” dedi. TÜYAP’ın uzak olmasının belki de okuyucularının buraya gelmesinde caydırıcı olduğunu düşünen Güldiken, yine de okurlarını 12 Kasım’a kadar beklediklerini ifade etti.
İNSANLARA UMUT VERİYOR
TÜYAP’taki bir diğer muhalif yayınevlerinden biri de Kor Kitap. Çok kısa bir süre önce 30 kitaplık bir yayın listesiyle yayım hayatına başlayan Koy Kitap ilk kez TÜYAP’ta yerini aldı. Bu kadar kısa sürede 30 kitapla çıkmanın elbette risk olduğunu dile getiren Kor Kitap çalışanı Burhan Coşar, TÜYAP’ta güzel bir ilgiyle karşılaştıklarını söyledi. Yayınevleri, gazeteler ve dergilerin kapatıldığı bir dönemde yeni bir yayınevi kurmanın tam da bu boşluğu doldurmak ve ihtiyacı karşılamak için gerekli olduğunun altını çizen Coşar, amaçlarının da buna yönelik olduğunu ifade etti. Çoşar ayrıca “Bu baskı döneminde ve atmosferinde insanların bu tarz yayınların basıldığını ve bunun için çaba harcandığını görmeleri onlara da umut veriyor” diyerek nasıl bir ihtiyacın olduğunu da örneklendirdi.
SEHER BİR TÜR DAYANIŞMAYA DÖNÜŞTÜ
Özellikle HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Edirne Cevaevinden yazdığı “Seher” adlı öykü kitabıyla da gündeme gelen Dipnot Yayınları’ndan Emir Ali Türkmen, TÜYAP’ta da bu kitabı çok alan olduğunun altını çizdi. Türkmen, Seher’in birçok kesimden kişi tarafından alındığını söyleyerek bunun bir şekilde dayanışmaya dönüştüğünün vurguladı. Fakat Türkmen öte yandan ‘Bu toplum değişmeli’ diyen okurun da azaldığı kanısında. Bunun da özellikle OHAL’den sonra yaşadığını söyleyen Emir Ali Türkmen yine de bu değiştirme hissiyatını taşıyan insanların bir şekilde olduğunu, fuar boyunca gelip kitaplara bakan, inceleyen ya da alan birçok kişide bunu gördüklerini ifade etti.