Kürt sanatçılardan Berlin ve Essen’de eylem

‘Dem dema azadiyê’ hamlesi kapsamında bir grup Kürt sanatçı Almanya’nın Essen ve Berlin şehirlerinde eylemler gerçekleştirdi.

Avrupa’daki Kürt sanatçı kolektifleri tarafından “Dem dema azadiyê” hamlesi kapsamında başlatılan eylemler dizisi Almanya’nın Essen ve Berlin şehirlerinde gerçekleştirilen eylemlerle sürdü.

Her iki şehirde bir araya gelen Kürt sanatçılar gerçekleştirdikleri eylemlerle tüm Kürt halkına hamleye katılma çağrısında bulundu ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde yürütülen tecride son verilmesi istendi.

Eylemlerde okunan bildiride şu ifadelere yer verildi:

“Bir ulusu ulus yapan en temel değer, özgürlük mücadelesidir. Demokrasi, özgürlük, eşitlik, adalet her koşulda tüm insanlar için savunulması gerekir. Bu sayılan değerler tüm halkların olduğu gibi Kürt halkının da talebidir. Ancak TC devleti ile birlikte egemen güçler Kürt halkının bu taleplerine kulak tıkamakta ve saygı göstermemektedir. Hatta Kürt halkına ve Ortadoğu’da bulunan tüm halklara karşı savaş ve yok etme dayatılmaktadır” denilen açıklamada şunlar belirtildi: “Kürt halkının Önderi Abdullah Öcalan’a karşıda bizzat bu soykırım dayatılmaktadır. Abdullah Öcalan demokratik konfederalizmi, cinsiyet özgürlüğünü, ekolojik toplum yasalarını ısrarla savunan, etnik gruplar ve dinler arası sorunların demokrasi ile aşılacağına dair tezler ortaya koyan bir önderdir. Hatta onun bu düşünceleri Suriye’nin Kuzey Doğu bölgesinde yani Rojava’da yaratılan yeni yaşama, ilham kaynağı olmuştur. Rojava’da en temel düşman olan IŞİD barbarları bu felsefe ile engellenmiştir. Ancak hem Ortadoğu da hem de Türkiye’de IŞİD mantalitesi Kürt halkına ve onun önderine uygulanmaya devam edilmektedir. Bu saldırının başını da Türkiye AKP-MHP hükümeti yaparken, en büyük desteği de halkların ortak yaşamına karşıt olan ulus-devlet mantığındaki hegemonik güçlerde destek vermektedir.

ADALETSİZLİK VE ÇİRKİNLİKLERE ÖFKE DUYUYORUZ

Kürt sanatçıları olarak diyoruz ki, sanatta görünen dünya sadece tek boyutlu karanlık bir dünya değildir. Sanat dünyaya ikinci bir hayat verir. Tüm kötülüklere karşı iyi ve güzel olabilecek bir hayatı sanat ancak yaratabilir.

Sanatçılar olarak, bu adaletsiz ve çirkinliklere öfke duyuyoruz. Bu öfkemizi ise güzelliklerin savunucusu olarak dile getirmek istiyoruz. Mutsuzluklar karşısında mutluluk, adaletsizlikler karşısında adalet, hukuksuzluklar karşısında hukuku var etme görevimiz olduğuna inanıyoruz.

Şu anda hem Kürt halkına hem de onun liderine olan trajik ve yok sayan yaklaşıma karşı korkusuzca yüzleşme cesareti gösteriyoruz. Tıpkı Goya’nın tablolarına bakıldığında, en karanlık olanda bile sadece bir dönem olduğuna, gelip geçeceğine dair berrak bir umut vardır. Çünkü o sanatçı, gerçekler ile yüzleşme cesaretini tablolarında umuda dönüştürmüştür. Bizler de halk olarak yaşadığımız bu zor sürecin gerçekliğini görüyor ve hissediyoruz. Ama her şeye rağmen ışığın gelecek kuşaklara aktarma amacı ile yola çıkan sanatın gücüne inanan sanatçılar olarak çağrı yapıyoruz.

1999 yılından beridir Abdullah Öcalan 22 yıldır Türkiye’de bir adada tek başına ve bir hücrede tutulmaktadır. CPT’nin dahi işkence yapılıyor boyutunda sunduğu belge ve değerlendirmelerine rağmen bu işkenceye son verilmemektedir.

Dünyada yaşanan savaşların Kafkasya’dan Afrika’ya Avrupa’ya kadar yarattığı tahribat ve ortaya çıkardığı tahribat bilançosu çok fazladır. Bu savaşın durması, hak ihlallerinin ortadan kaldırılması ve özgür eşit bir şekilde yaşamak istiyorsak avukatsız halk olan Kürtlerin ve önderinin özgürlüğe kavuşması gerekmektedir.

Çağrımız duyarlılıktır. Çağrımız insan haklarının savunulmasıdır. Çağrımız eşitliktir. Çağrımız adalettir. Çağrımız IŞİD terörist zihniyetini tüm dünyadan defetmektir. Bunun için diyoruz ki, tecride, işkenceye, İmralı koşullarına son, Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt halkına statü.”