Arjovi Yayınevi tarafından basımı yapılan 834 sayfalık derlemenin önsözünde Asuri-Süryani-Keldani halkının Mezopotamya'da Sümer, Akad, Babil, Asur, Kalde ve Aram gibi medeniyetlerin günümüzdeki temsilcisi olduğu belirtildikten sonra Süryaniler hakkında şu bilgilere yer veriliyor:
“Bu halkın ayrı kiliseleri olmasına karşın, modern Aramice denen ortak bir dile sahiptir. Batı ve Doğu Süryanicesi hâlâ yaşamakta. Bir zamanlar Aramice bütün Ortadoğu'nun lingua Francası, yani ortak anlaşma diliydi. Hazreti İsa'nın konuştuğu dil Aramice idi. Ve bu dil bir zamanlar Hindistan'dan Uygur diyarına, Çin'e kadar konuşulur oldu. Doğu kilisesini uzak diyarlara taşıdı. Moğol İmparatorluğu, Batı ile onlar aracılığıyla bağ kurup diplomasi yürüttü. Yunan klasiklerini Arapçaya onlar taşıdı ve Arap rönesansına yol açtı.”
ANF'ye açıklamalarda bulunan Küçükaslan, insanlığın kültür mirası olarak korunması gereken Asuri-Süryani-Keldanilerin 1915'te Ermenlilerle birlikte soykırımdan geçirildiğini, soykırımından kurtulmayı başaranların yakınlarının Türkiye başta olmak üzere bölgedeki sömürgeci ülkelerin baskı ve saldırıları sonucu topraklarını terk etmek zorunda kaldıklarını söyledi.
Kitabında Süryanilerin Sümerlerden günümüze gelişini kronolojik olarak tarihsel ve toplumsal bağlamda anlatmaya çalıştığını belirten Küçükaslan “Ben bu kitapla halkımıza kapsamlı tarihsel bir belge bırakmayı, kendi tarihsel durumunu ve ayrıca birlikte yaşadığımız Kürt, Türk, Arap, Fars, Ermeni, Rum halkları ve Êzidî, Alevi gibi inanç grupları hakkında bilgi sahibi olmasını amaçladım” dedi.
Asuri-Süryani halkının kurtuluşunun halkların birliği ve eşitliğini savunan güçlerle birlikte mücadele etmesinden geçtiğine vurgu yapan Küçükaslan, Türk devletinin kuruluşu hakkında da şu değerlendirmelerde bulundu.
“Kitabımda Türk devletinin 1915'in soykırımının üzerinde inşa edildiğini, ırkçı, faşist ve şovenist Türk devletinin ilanıyla birlikte nasıl bir sahte kurtuluş savaşı masalı uydurulduğunu, Türk egemen ırkına bağlı nasıl Kemalist bir sol yaratıldığını ele aldım.”