Nivişta Gerîla şarkısının hikayesi
Hüzün, özlem ama her ikisinden daha çok umudun en üstte olduğu ve işlendiği bir şarkı. O yüzden adı Nivişta Gerîla (Gerilla Muskası) konuldu.
Hüzün, özlem ama her ikisinden daha çok umudun en üstte olduğu ve işlendiği bir şarkı. O yüzden adı Nivişta Gerîla (Gerilla Muskası) konuldu.
İki yıla yakın zamandır dinlediğim bir parça. Her dinlediğimde önce bir hüzün dalgası sarar beni. Alıp götürür uzaklara. O hüzün dalgasının arkasından bir umut yükselir ve hayatımın orta yerine yerleşmeye başlar.
Bir şarkıdan söz ediyorum… Her dinlediğimde ayrı bir dünya ve duygulara beni götüren. O yüzden bu parçanın yapımcılarını ve hikayesini hep merak ettim.
Şarkının yapımcılarından Şêro Hindê ve Mehmûd Berazî’yi aramaya başladım. Çünkü birçok insan tarafından hüzün ve umutla dinlenen parçanın hikayesini öğrenmek ve yazmak istiyordum. Sonunda yeniden yolum Rojava’ya düştü ve ilk yaptığım işlerden biri Şêro Hindê’yi bulmak oldu. O anlatırken hem hüzünlendim, hüzünlenirken umutla doldum:
HEPSİNİN HİKAYESİ OLSUN
“Rojavalı iki gencimiz birbirine karşı ilgi duyuyor. Şehirlerini ve isimlerini söylemek istemiyorum. Bir sır olarak kalsın. Böyle olanların hepsinin hikayesi olsun… Ailelerinden haberdar ya da olmadan görüşmeye başlıyorlar. Sevgili oluyorlar zamanla ama ikisinin de kalbi Kürdistan dağlarındaki gerilla mücadelesinde atıyor. Birlikte karar verip gerillaya katılıyorlar.
AYRI YERLERE DÜZENLEME
Gördükleri yeni savaşçı eğitiminden sonra düzenlemeleri ayrı yerlere yapılır. İnsanların onların birbirini sevip sevmediklerini de anlamazlar. Çok olgun bir yaklaşım gösterirler. Birbirlerini sevdikleri kadar yurt sevgilerinin de ağırlığının farkındalar. Yıllarca birbirlerini görmezler. Birbirlerini ülke kavgasının içinde yüreklerine gömerler ve onunla eylemlerde, görevde yer alırlar…
YILLAR SONRA KARŞILAŞIRLAR
Birkaç yıl sonra gece vakti mi artık ya da sıcak bir gün ortası mı dağların bir yerinden bir başka yerine geçerken karşılaşırlar. Kısa süreli ayak üstü bu görüşmeden sonra yollarına devam ederler. Dağların bir yerinden bir başka yerine gidip mücadeleyi sürdürürler, ancak o ayak üstü görüşmede yürekleri bir kez daha ülke ile birlikte birbiri için çarpar.
ROJAVA’YA DÖNERLER AMA…
Rojava Devrimi gerçekleşince kadın gerilla, devrim sahasında görev almak için doğup büyüdüğü topraklara döner. Gelişinden bir süre sonra erkek gerillanın da düzenlemesi doğup büyüdüğü ve gerçekleşen devrimle güzelleşen, korunması, savunulması gereken topraklarına yapılır. Ancak o gelene kadar kadın gerilla, DAİŞ’e karşı bir savaşta şehit düşer. O yüzden bir daha görüşemiyorlar. Bunun üzerine arkadaşı, kaldığı yerleri dolaşıp onun izini sürmeye başlar. Onun savaştığı yerlerde savaşmaya başlar. Şengal, Kobanê ve Gire Spî… Hala bu alanlardan birinde mücadeleye devam ediyor.”
BENZER HİKAYELER ÇOK
Gerillada buna benzer çok sayıda umut, özlem ve sevgi dolu hikayenin olduğunu kaydeden Şêro Hindê, hikayeyi duyduktan sonraki süreci ve parçanın oluşumunu da paylaştı:
“Hikayeyi duyunca bir müzik parçası ya da bir başka çalışma ile duyurmamız gerektiğini düşündük. Kadın arkadaşın sevdiği ve ülkesine bir mesajı olarak bu parçayı düşündük. Sözlerini buna göre oluşturduk. Ülke ve iki insan arasındaki sevginin ne kadar iç içe geçtiği ve birbirini besleyip büyüttüğünü anlatıyor. Sözlerinde gezip dolaştım. Rojava’ya geldim. Dertlerin el değirmeninde kendimi buldum. Buraları devrimin topraklarını mesken edindim burada bir yuva kurdum, diyor. Bu sözler şehit düşen kadın arkadaşın ağzından çıkıyor ve onun mesajı olarak iletiliyor…Oldukça hassas bir konu. Hüzün, özlem ama her ikisinden daha çok umudun en üstte olduğu ve işlendiği bir parça. Öyle düşünüp tasarladık. O yüzden adını Nivişta Gerîla* (Gerilla Muskası) koyduk…”
* Şêro Hindê’nin sözlerini yazdığı, Mehmûd Berazî’nin müziğini yaptığı; Şehrîban Guneş, Xalid Dêrik ve Hacî Mûsa’nın sesleriyle tamamladığı Nivişta Gerîla’nın sözleri ve klibinin linki:
NIVIŞTA GERÎLA
Nav çiya û zinaran
Pey dilê kovî mame
Bûm bi bask (û) firîyam tevlî xeyalan
Deşta dûr pir dûr e
Li Rojava destara derdan e
Hêviya min dîtinek bû
Ji vê refê neqetiyam (û) tevlî wê firîyam
Wek(î) koçeran gerîyam (di) bin baranê de
Henasê(hilmê) min bi vedeng e
Gava min bê deng e
Mêwa giyanê min lal e
Siwar hatin ji zozanan
Girtin serkêşiya dîlanan
Desmala rengîn
Destana mijê û baranê
Dodmaman xwe hilba kirin
Pismaman çok nîvçok kirin
Desmal dane destê xalana
Pûkê û leylanê
Rê kor e û pir sar e
Heyv(hîv) li jora mat maye
Stêrk ji çavan rijyan lê ez mam
Hespê boz dijene
Ber bi jora jor ve
Ji nav ewrên giyanan de dinhêre
Destê min ji te nabe
Lê pir, pir dereng e
Ji te re malekî ji kevrokan ava dikim
Derîyê wê (ji) şilêr be
Banê wê (ji) morîk be
Çira wê pêjna te.