‘Para olmadan alternatif bir eğitim modeli mümkün’
Alternatif eğitimin mümkün olduğunu gösteren Zeytinburnu Kültür Evi, çocukları yarıştırmadan onlara, parasız eğitimin kapısını açıyor.
Alternatif eğitimin mümkün olduğunu gösteren Zeytinburnu Kültür Evi, çocukları yarıştırmadan onlara, parasız eğitimin kapısını açıyor.
Bir grup genç tarafından Geçtiğimiz yıl Mayıs ayında kurulan Zeytinburnu Kültür Evi, matematikten santranca, gitardan İngilizce dersine kadar tüm branşlarda çocuklara alternatif eğitimin kapılarını açıyor. Bir proje kapsamında kurulan kültür evi, çocukların sadece ücretli alabildikleri bütün dersleri ücretsiz olarak sunuyor. Kolektif olarak kendisini sürdüren kültür evinin tüm eğitmenleri de gönüllü. Eğitmenler, atanamamış öğretmenlerden ve üniversite öğrencilerinden oluşuyor.
Kuruculardan Ufuk Osmanoğlu ve gitar atölyesi eğitmeni Tugay Arslan ile konuştuk.
'PARASIZ EĞİTİM VERİLEBİLİR'
Osmanoğlu, Zeytinburnu Kültür Evi’ni var eden nedenleri anlatırken, kurumun bir proje olduğunu kaydetti. “Türkiye gibi bir ülkede yaşıyoruz ve yaşadığımız hiçbir şey güncel yaşamdan bağımsız değil” diyen Osmanoğlu, toplum nezdinde bir çürümenin ve yozlaşmanın olduğunu, buna karşı kendilerinin de alternatif yaşamı var etmek istediklerini kaydetti. Osmanoğlu, “Bir perspektifimiz var. Parasız da bir şeyler yapılabiliyor. Bilginin özel değil, kamusal alanda olması, bilginin paylaşılması gerekliliği üzerinde bir perspektifimiz var. Eğitmenlerde verilebilecek bir bilgi var, öğrencilerde de bu bilgiye ihtiyaç var. Bu eğitmen ve öğrenci bilgi akışını bir kanalda sağlayacak teknik anlamda bir mekana ihtiyacımız vardı ve bizler de bu mekanı var etmiş olduk” dedi.
'ÇOCUKLAR OKULA GİDER GİBİ DEĞİL, BİLGİ İÇİN GELİYORLAR'
Atölyeler ve hedefleri hakkında bilgi veren Osmanoğlu, şunları aktardı:
“Atölyeleri salt çocuklar için de yapmıyoruz. Burada toplumsal cinsiyet rollerine dair, çocuk-ebeveyn ilişkisi üzerine paneller düzenledik. Bu anlamda sürekli destek aldığımız uzman arkadaşlarımız var. Yakında da kadın sağlığı paneli düzenlemeyi düşünüyoruz. Okullar kapanmadan yapacağız bunu. Temel amacımız, hiçbir şey veremesek bile bir öz güven aşılamayı hedefliyoruz. Utanarak gelen çocukların artık utanmadan, sıkılmadan kendilerini ifade ettiklerini gözlemledik. Hemen yan tarafımızda bir Kur’an dersi veriliyor çocuklara. Buradaki haraketliliği gören ama Kur’an dersine giden çocuklardan dört tanesi dersi bırakıp buraya geldiler. Çocuklara kendilerine uygun düşmeyecek misyonlar biçiyoruz aileler olarak. Aynı zamanda onların birey olduklarını unutuyoruz.
Sadece çocuklar için değil çocuk ve yetişkin olarak farklı yaptığımız etkinliklerimiz var. İlk etapta İngilizce, matematik ve satranç dersleri verdik. Çocuklar okula gider gibi gelip gitmesinler diye onlara spor, kültür sanat faaliyetleri dersleri veriyoruz. Gitar, erbane, yan flüt atölyemiz var. Bağlama atölyesi yapacaktık, on beş kaydımız var hocamız yok.”
Çocuklardan herhangi bir ücret almadıklarını belirten Osmanoğlu, genel ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını söyledi. Osmanoğlu, tüm imkansızlıklara rağmen bir meclis kurduklarını ve meclisin aidatları ile kira ve diğer giderlerini ödediklerini aktardı. En büyük sorunlarının ise eğitmen eksikliği olduğunu sözlerine ekleyen Osmanoğlu, “Sağlıklı bir metot yok, zorlanıyoruz ama zamanla aşacağız bunları. Bizim gönüllü eğitmene ihtiyacımız var. Bizleri tanımayan bir sürü insan var, bizimle en kısa zamanla iletişime geçip buradaki çocukların alternatif bir eğitim sistemi olduğunu görmelerini, bu aileye katılmalarını istiyoruz” şeklinde konuştu.
'ÇOCUKLARI YARIŞTIRMIYORUZ'
Arslan ise haftada bir saat çocuklara gitar dersi verdiğini söylerek, şunları anlattı:
"Çocuklara, sanat bir yarış alanıdır diye empoze edilmek isteniyor. Sanatı bir yarış yeriymiş gibi gösteriyorlar. Bazı şahıslar sanatın bir yarış olduğu noktasından tutup eğitim veriyorlar. Bizim burada yapmaya çalıştığımız şey, ‘yarışmıyoruz, dayanışıyoruz’ demek. Çocuklara arkadaşı yanlış yaptığında gülmemesi gerektiğini aşılamaya çalışıyoruz, destek olması gerektiğini anlatılıyoruz. Sanat yarış değildir ve bu yüzden çocuklar burayı tercih ediyorlar ve etmelidirler. Ben daha da fazla kültür evinin olması gerektiğini düşünüyorum. Biraz daha yakalayabilmeliyiz alternatif eğitimin ucundan. Tüketmemeliyiz ve sürekli üretmemiz gerekiyor. Ben burada kendimi aile gibi görüyorum. Bu samimiyetle verdiğim eğitim bende bambaşka şeyler yaratıyor. İçinde tamamen samimiyet barındıran bir his uyandırıyor. Bu his bile çok şeyi değiştirebilir. Bu hisle gitar atölyesine gelen çocuklarla çok şey yapabiliriz."