'Rojava'da Devrim' kitabı İranlılarla buluştu

Tatort Kürdistan Kampanyası'nın 2015 yılında Almanca olarak yayımladığı ”Rojava'da Devrim” kitabı Farsça baskısıyla İsveç'te yaşayan İranlılarla buluştu. 

'Rojava'da Devrim'in yazarı Ercan Ayboğa, Rojava Komiteleri'nden Thomas Pettersson ve İran PEN ve İran Yazarlar Birliği'nin eski Başkanı Yazar Bahram Rahmani, Rojava Devrimi'ne dönük güncel risklere dikkat çekti.

İsveç'in başkenti Stockholm ile Uppsala kentinde düzenlenen tanıtım toplantılarında konuşmalar yapan kitabın yazarlarından Doğa Mühendisi ve Aktivisti Ercan Ayboğa, 2014 yılında Etnolog Anja Flach ve Tarihçi Michael Knapp ile Cizirê'de kapsamlı araştırmalar yaptıktan, sivil toplum örgütleri, YPG/YPJ temsilci ve aktivistleri, sokaktaki insanlarla görüştükten sonra kitabı yazdıklarını söyledi.

Kitapta Suriye'de 2011 yılında gerçekleşen ayaklanmadan sonra 19 Temmuz 2012'de başlayan Kobanê Direnişi ve Rojava Devrimi'nin gelişim sürecini ele aldıklarını söyleyen Ayboğa, yerel demokrasi anlayışı, cinsler arasındaki eşitlik, değişik inanç ve etnik kökenden halkların bir arada yer aldığı ekolojik bir toplumu inşa sürecinin tüm dünya halklarının ilgi ve sempatisini topladığını belirtti.

Rojava'daki demokratik ve eşitlikçi sistemin Ortadoğu'daki sorunların çözümü için bir model oluşturduğunu söyleyen Ayboğa, Rojava Devrimi'ne yönelik en büyük tehdidin bölge ülkeleri ve özellikle de Türkiye'den geldiğine dikkat çekti.

'ROJAVA DEVRİMİ ÖNYARGILARI BÜYÜK ÖLÇÜDE KIRDI'

Etkinliğin ardından sorularımızı yanıtlayan Ayboğa, Rojava Devrimi'ni konu alan kitap yazma düşüncesinin 2011 yılında Suriye'de savaşın başlamasından sonra Kürtlerin üçüncü bir yol izleyerek Rojava'yı özgürleştirmelerinden sonra oluştuğunu söyledi.

Olanları medyadan izlediklerini ancak çıkan haberlerin kendilerini tatmin etmediği için Rojava'ya gidip incelemelerde bulunmaya karar verdiklerini, amaçlarının orada yaşananları dünya halklarına tarafsız ve somut bir biçimde duyurmak olduğunu belirtti.

Rojava Devrimi'nin uluslararası güçler ve Esad rejiminin Suriye'de yaşayan halklar arasında yaydığı önyargıları büyük ölçüde kırdığı, kadınların devrime katılımlarını sağladığı ve belirli bir dimamizmi ortaya çıkardığı değerlendirmesini yaptı.

'KADINLARIN KATILIMI OLMASAYDI DEVRİM AYAKTA KALAMAZDI'

Kadınların Rojava Devrimi'nde ve toplumun inşasında yaşamın her alanında çok önemli görevler üstlendiklerine dikkat çeken Ayboğa, ”Kadınların katılımı olmasaydı bu devrim ayakta kalamazdı” dedi.

Ayboğa, Rojava Devrimi'ne yönelik tehlikelerin neler olduğu sorusuna ise şu yanıtı verdi.

”En büyük tehlike uluslararası güçler ve bölge ülkelerinin saldırganlığı ve düşmanlığı. Rojava çok zor bir coğrafyada yer alıyor. Etrafı devrimi boğmak isteyen gerici, muhafazakar ve faşit güçlerle sarılı. Türkiye'deki rejimin faşizme evrilmesi Rojava'yı çok zorluyor. Şu anda Rojava Devrimi'nin en büyük düşmanı Türk devleti. Rojava'ya yönelik doğrudan bir tehdit oluşturuyor. Tüm bunlara karşı direnebilmek için Ortadoğu halklarının daha fazla dayanışması gerekir. ”

9 DİLE ÇEVRİLDİ

Rojava'da yaşananları dünya kamuoyuna duyurmak için yazdıkları kitabın umduğundan daha fazla bir etki yarattığını söyleyen Ayboğa, ”Kitap 9 dile çevrildi. 3-4 dile daha çevrilecek. 2 ay içinde Türkçe baskısı yayımlanacak. Amacımız devrimi belgelemek. Genel siyasi tartışmalar yürütmekten ziyade Rojava'da neler olduğunu aktarmak istedik. Rojava devrimini anlatan başka kitaplar da var ama bizimkisi en kapsamlısı” şeklinde konuştu.

Kitaba yoğun ilgi gösterildiğini, Almancada 4, İngilizcede 3.üncü baskısının yapıldığını söyleyen Ayboğa, ”Rojava gerçek bir devrimdir. Kimse bundan kuşku duymamalı. Ekonomik, kültürel ve toplumsal yaşamda büyük dönüşümler gerçekleştirildi” dedikten sonra tüm Kürdistanlılar, devrimci-demokratik kamuoyu ve insan ve çevre hakları savunucularına dayanışmayı güçlendirmeleri çağrısı yaptı.

RAHMENİ: TÜRKİYE VE İRAN DEVRİMİ BOĞMAK İSTİYOR

İran PEN ve İran Yazarlar Birliği'nin eski Başkanı Yazar Bahram Rahmani de, Rojava'nın Ortadoğu halkarı üzerinde büyük bir etki yarattığı için bölge ülkeleri ve özellikle de Türkiye tarafından bir tehdit olarak görüldüğünü söyledi.

Rahmani, Rojava'daki halkların birliğinin en fazla Türk devletini kaygılandırdığını söylerken, ”Bundan dolayı Türk devleti Cerablus ve Efrîn'i işgal etti. Rojava'daki demokratik modelin Kuzey Kürdistan'da yaşayan Kürtleri etkilemesinden korkan Türk devleti devrimi yok etmeyi amaçlıyor” dedi.

Rojava'daki devrimin Doğu Kürdistan'da yaşayan Kürtler tarafından sevinçle karşılandığını ve desteklendiğini gören İran rejiminin de korkuya kapıldığını ve Kürtlere yönelik saldırı ve idamları yoğunlaştırdığını belirterek, ”Rojava'nın Doğu Kürdistan halkı için örnek alınmasından korkuyorlar” dedi.

PETTERSSON: DAYANIŞMAMIZ HER KOŞULDA SÜRECEK

Rojava Komiteleri'nden Thomas Pettersson, Türkiye'nin Suriye'de etkisini kaybedeceğini ve  Suriye'de sadece iki büyük gücün Esad rejimi ile Rojava'nın kalacağı öngörüsünde bulundu.

Esad rejiminin İdlib'in ardından Rojava'ya yönelme tehlikesinin olduğunu dile getiren Pettersson, ”Sorun Rojava Devrim'nin böylesi bir yönelime karşı hazır olmasıdır. Devrimin yaşayabilmesi için verilecek tavizlerin sınırlarının belirlenmesidir” şeklinde konuştu.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi, Türk devleti ve İran rejiminin Rojava Devrimi'nin düşmanları olduğunu, Rusya'nın da kendi çıkarlarını gözettiğini söyleyen Pettersson, Şam rejimi ile sorunların diyalogla çözülmesinin önem kazandığı değerlendirmesini yaptı.

Pettersson, gelişmeler hangi yönde olursa olsun İsveç'teki devrimci-demokratik güçlerin Rojava Devrimi ile dayanışmayı sürdüreceğine vurgu yaptı.