Sanatçı panzehir olmalı

Sanatçı Deniz Deman, Kürt halkının hem salgın hem de Türk devlet saldırganlığıyla karşı karşıya olduğunu belirterek, halkın sanatçısının tam da bugünlerde faşizmin panzehri olması gerektiğini söyledi.

Halkıyla bütünleşen sanatçının, tüm süreçleri doğru okuyarak toplumsallık ve örgütlülükle katkı sunabileceğini kaydeden Deniz Deman, “sanatçı sadece sanatını yapmalı” söylemine ters düştüğünü ifade etti.

Salgının yayılmaması için konser, yürüyüş, festival gibi toplumsal etkinliklerin olmadığı ama faşizmin kendi ajandasından şaşmadığı bir dönemde ANF’nin sorularını yanıtlayan Kürt sanatçı Deniz Deman, Türk egemen sisteminin kültür, dil, eğitim ve kurumsal yapısıyla Kürtlerin toplumsal yapısını yok etmeyi hedef aldığını hatırlatarak, “Çünkü bir toplum için dil ve kültürün; varlık, beden ve düşünce dünyasıyla eşdeğer olduğu biliniyor. Tarih boyunca birçok savaş, katliam, istila ve soykırım yaşayan Kürtler, toplumsallığı esas alan yaşam biçimi ve Kürt özgürlük direnişinin yükselmesiyle tekrar ayakları üzerine kalktı” dedi.

SANATÇILAR ÖNEMLİ ROL OYNADI

Yıllarca dili, kültürü ve tarihi inkar edilen ve soykırımla karşı karşıya kalan bir halkın sanatı ve sanatçılarının durumuna dikkat çeken Deniz Deman, Kürdistan özgürlük mücadelesinin gelişimiyle sanat ve sanatçının da yüzünü toplumsallığa çevirdiğini, halkın sorunlarını işlemeye çalıştığını söyledi. Kürdistan’ın yakın mücadele tarihinde sanatçıların önemli roller oynadığını anımsatan Deman, “Halkının içinden geçtiği alt üst oluşları görebilen, toplumsallığı esas alan, devrim süreçlerini doğru okuyan ve halkıyla bütünleşen sanatçılar bütün bu tarihsel süreçlerde önemli rol oynadılar” şeklinde konuştu.

SANATÇILAR ÖNCÜLÜK YAPMALI

Kürt halkı bugün de olağanüstü bir süreçten geçtiğini hem korona salgını hem de değişmeyen Türk devlet saldırganlığıyla karşı karşıya olduğunu belirten Deman, şöyle devam etti: “Halkın sanatçısı iddiasıyla yola çıkanlar tam da bugün faşist iktidarın yaydığı bu zehre panzehir olmalı. Sistemin bu soykırım zihniyetine ve anti demokratik uygulamalarına karşı sanatı ve duruşuyla topluma ilham vermeli ve öncülük yapmalıdır. ‘Sanatçı sadece sanatını yapmalı’ söylemi, sanatçıyı işlevsizleştirme ve sanatı sadece eğlenceden ibaretmiş gibi sunma çabasıdır. Halbuki sanatçının diğer adı da sisteme karşı direnmek, muhalefet etmek, toplumun derdiyle hemhal olmaktır.”

EN GÜÇLÜ DİRENİŞ DAYANIŞMADIR

Salgın gibi kriz dönemlerinde sanatçıların önemli görevler düştüğünü ifade eden Deman, şunları ekledi: “Sanatçı halkının yaşadığı tüm süreçleri doğru okuyarak, halkıyla bütünleşerek, toplumsallıkla ve örgütlülükle katkı sunabilir. Bugün yaşadığımız bu salgın krizinde, vahşi sömürü ve soykırım sistemine en güçlü direniş toplumun tüm kesimleri ve sanatçıların örgütlü dayanışmasıyla aşılır.”