Sert bir yüzleşme…
Fransa’da 2016’da kilisede ortaya çıkan pedofili skandalını anlattığı “Yüzleşme” ile İstanbul Film Festivali’nde yer alan François Ozon, kariyerinin en sert filmlerinden biriyle seyirci karşısına çıkıyor.
Fransa’da 2016’da kilisede ortaya çıkan pedofili skandalını anlattığı “Yüzleşme” ile İstanbul Film Festivali’nde yer alan François Ozon, kariyerinin en sert filmlerinden biriyle seyirci karşısına çıkıyor.
Fransız yönetmen François Ozon’un geçtiğimiz aylarda Berlin Film Festivali’nde yarışan filmi İngilizcesiyle “By the Grace of God” (Tanrı’nı Yardımıyla) İstanbul Film Festivali’nde gösterilen adıyla “Yüzleşme”; çocukken bir papazın cinsel tacizine uğramış bir grup erkeğin, yaklaşık 25- 30 yıl sonra verdikleri mücadeleyi anlatıyor.
Ozon’un sinemasına aşina olanların yönetmenin küçük burjuva ailelerin ahlak yapılarını, değer yargıları ya da evlerinin içini gözetlemeyi, bunları didiklemeyi sevdiğini bilir. Ozon bu defa bir Fransız ailesinin evine değil, daha büyük bir çatının altına giriyor yani kiliseye. Gerçek bir hikâyeden yola çıkan Yüzleşme, 2016’da Fransa’da Lyon Kilisesi’ne bağlı bir papazın 1989 ile 1991 yılları arasında pedofili ile suçlanarak gözaltına alınmasıyla ortaya çıkan skandalı anlatıyor. Yönetmen bu yüzden filmde doğrudan olayı yaşayan karakterleri perdeye taşıyor.
SİSTEMATİK BİR YOK SAYMA
Film kendisi de Katolik olan ve bu değerlere göre yaşayan Alexandre’ın tacize uğradığını, Lyon Kardinali Philippe Barbarin’e bildirmesiyle başlıyor. 5 çocuk babası Alexandre yaşadığı bu sürekli tacizlerin etkisinden yıllarca kurtulamadığını ve bu papazın başkalarına da zarar vermemesi gerektiği için kiliseye başvuruyor. Kilisenin psikoloğu olan bir kadınla bu konuşmaları yapan Alexandre, papazla yüzleştiriliyor. Papaz suçunu görevli karşısında kabul ediyor. Alexandre’ın daha sonra bu yüzleşmeden tatmin olmaması ve Barbarin’e bu konuda baskı yapması üzerine ortaya korkunç bir gerçek çıkıyor. Çocuk izci kampında görevli olan bu papazın görevden alınmadığı gibi hala küçük çocuklarla çalıştığı gerçeği. Daha da kötüsü o dönemki Kardinal’in de olaydan haberdar olduğu gibi Barbarin’in de her şeyin farkında olması bardağı taşıran son damla oluyor. Bunun üzerine Alexandre’ın bir mektup aracılığıyla polise suç duyurusunda bulunması ve polisin mağdurlar üzerinde yürüttüğü çalışmayla sayını artması üzerine olay, başta yerel daha sonra ulusal basın ve Vatikan’a kadar ulaşıyor.
ÜÇ KARAKTER ÜZERİNDEN
François Ozon filmi, pedofil papazın tacizine ve istismarına maruz kalan 3 kişi üzerinden şekillendiriyor. Katolik bir bankacı olan Alexandre, ateist olduğunu ısrarla vurgulayan François ve Gilles. 137 dakikalık film olayların ortaya çıkmasından sonra özelikle François’nın diğer mağdurlara ulaşarak “La Parole Libérée” derneğinin kurma çalışmalarını anlatıyor.
Yüzleşme, Ozon’un sineması içerisinde geriye dönüp bakıldığında farklı bir yere konumlandırılabilir. Ama yine de kendi sinemasının belli başlı öğelerini bu filmde kullanmıyor dersek eksik olur. Zira Ozon aile içi çatışmalara, karakterleri anlatırken filmin tamamına hâkim olmayan ama kendisini hissettirir şekilde yer veriyor. Çoğu çocuğun kendilerine yapılan cinsel tacizi ailelerine bildirmesi ya da bunu bir şekilde anlatmaya çalıştıklarını karakterler kendi yüzleşmelerini yaşarken öğreniyoruz. Ama çoğunun ailesi, bu durumda sessiz kalmayı tercih ediyor ya da çocuklarının söylediğini Kilise ile bağdaştırmadığı için bir şekilde görmezden geliyor. Ozon, kilisenin bu taciz ve tecavüzleri “sistematik” bir şekilde gizlediğini ve örtbas ettiğini anlatırken ortadaki tek ikiyüzlünün bu kurum olmadığını, ailelerin bu tarafını ortaya koyarak yapıyor. Çocuklarına 25 yıl sonra bu mücadelelerinde destek veren kimi anne babaların bile geçmişte sustuğu gerçeği ise zaten sert olan filmi daha da katılaştırıyor.
Yüzleşme gerçek bir olayı anlattığı için yer yer belgesel havasında seyrediyor; ama karakterlerin yaşadığı süreci ele alırken Ozon yönetmenliğini hissettiren dokunuşlar yapıyor.
SAKLAYANLAR DA CEZA ALDI
Filmin sonunda Kardinal Philippe Barbarin’in 7 Mart’ta yargılanacağı notu çıkıyor. Euronews’in haberine göre 7 Mart’ta görülen davada Fransız mahkemesi, Lyon kardinali Philippe Barbarin’ı çocuklara yönelik cinsel tacizi bildirmemek suçundan 6 ay tecilli hapis cezasına mahkûm etti. Yine aynı habere göre Lyon kardinali Philippe Barbarin, bu kararla, Fransa’da Katolik kilisesi içinde bu suçtan mahkûm olan en yüksek seviyedeki din adamı oldu. Ozon’un filminin de ana karakterlerinden olan ve duruşmaya müdahil olarak katılan La Parole Libérée derneğinin kurucusu Francois Devaux, mahkûmiyet kararını, çocukların korunması adına bir zafer olarak niteledi. Barbarin karar üzerine Papa’ya istifasını sunsa da yine Euronews’in haberine göre şunlar yaşandı: “Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Francis, adı cinsel taciz skandallarına karışan Fransız Kardinal Philippe Barbarin'in kendisine sunduğu istifasını reddetti. Kardinal Barbarin, Lyon Katolik Kilisesi tarafından yapılan açıklamada ‘Pazartesi sabahı görevimden çekilme talebimi 'Kutsal Baba'ya sundum. Masumiyet karinesine başvurarak istifamı kabul etmek istemedi’ ifadelerini kullandı.”
Google’da pedofili ve kilise kelimelerini arattığınızda karşınıza onlarca sonuç çıkıyor. Özellikle bugün hükümetin tekelindeki Sabah, AA, Akit ve ahaber’in olayla ilgili bir sürü haberini bulabilirsiniz. Buralarda bulamayacağınız şey ise; Türkiye’de de özellikle Ensar Vakfı ile ortaya çıkan ve dini kurumlarda sistematik olarak taciz ile tecavüzlerin sakladığı ve bunu saklayanların asla Barbarin’e olduğu gibi ceza almadıkları olacaktır.