Temelli: Dersim’de bir savaş platosu kurulmuş
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Dersim’de gerçekleştirilen Munzur Kültür ve Doğa Festivali’nin kapanış etkinliklerine katıldı.
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Dersim’de gerçekleştirilen Munzur Kültür ve Doğa Festivali’nin kapanış etkinliklerine katıldı.
Munzur Kültür ve Doğa Festivali kapsamında Dersim'in doğasının tahrip edilmesine karşı bir yürüyüş yapıldı.
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli de Türkçe, "Dersim’de doğanın talanına geçit vermeyeceğiz", Kirmanckî "Toprağına sahip çık" yazılı büyük bir pankartın ardında yürüdü.
HDP milletvekillerinin de yer aldığı yürüyüş Seyit Rıza Meydanı'nda başladı. Eylemciler Gelo Çeto'ya kadar yürüdü.
Eylemde bir konuşma yapan Temelli, festivalin bir “direniş” olduğunu belirtti:
“Bu festival bir direniştir. Bu festival kültürümüze, doğamıza saldıranlara, kültürümüzü ve doğamızı yok sayanlara karşı bir direniştir. O direnişi var edenlere selam olsun, onları da saygı ile anıyorum.”
Asimilasyoncu, inkarcı zihniyete karşı mücadeleye devam edeceklerini vurgulayan Temelli, şöyle konuştu: “Onlar yok etmeye devam ettikçe aslında tükeniyorlar. Çünkü varız, çünkü adımızla, kültürümüzle varız. Evet biz Kürdüz, Aleviyiz, biz Sünniyiz, biz Türküz, kimliklerimizle varız. Bizim adımız Dersim, bizim adımız Kürdistan, böyle varız böyle var olmaya devam edeceğiz. Onlara inat omuz omuza, yan yana gelerek kimlik siyaseti yaparak değil kimliklerimizle siyaset yaparak barış ve demokrasi mücadelesini yükselterek, bu ülkede bir arada yaşayarak Demokratik Cumhuriyeti mutlaka var edeceğiz.”
SAVAŞ PLATOSU
Temelli sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün savaş ve şiddet politikalarından beslenenler, doğayı talan etmeye, emeği sömürmeye devam ediyorlar. Belki de bunun en bariz örneği Dersim’dir. Bugün bu ülkenin rejimi nedir, bugün bu ülke hangi koşullarda yaşıyor diye bakmak isteyen, görmek isteyen gelsin Dersim’i görsün. Her yerde gözetleme kuleleri, karakollar, kontrol noktaları, her yerde bir kuşatma hali. Sanırsınız bir savaş platosu kurulmuş ve bir senaryo devreye sokulmaya çalışılıyor. Ama bu senaryoyu mutlaka ama mutlaka bozmalıyız. Hakikatle yüzleşmeden, bu ülkede toplumsal barışı var etmek mümkün değil. Hakikatle yüzleşerek, bugün de bütün değerlerimize sahip çıkarak bu savaş ve şiddet politikalarını mutlaka geriletmeliyiz. Mutlaka faşizmi yıkmalı, Türkiye’yi demokratikleştirmeliyiz.”
SADECE DERSİM’DE 10 BİN MAYIN VAR
“Enerji ihtiyacı olduğu için baraj yapmıyorlar. Sularımızı ve doğamızı gasp ederek kendi müteahhitleri zengin olsun, kendi cepleri dolsun diye doğamızı talan ediyorlar. HES’lere o yüzden hayır diyoruz. Baraj anlayışına bu zihniyete hayır diyoruz. Yayla yasağı getiriyorlar, tarımı öldürüyorlar, ormanlarımızı yakıyorlar, topyekun bir saldırı ve imha politikası yürütüyorlar. Tüm bunlara karşı çıkma, doğamıza ve kültürümüze sahip çıkma zamanıdır. Bu ülkede binlerce, onbinlerce mayın var. Sırf Dersim’de 10 bin mayın var. Etrafa saçılmış bu savaş politikaları sonucunda yüzbinlerle ölçülemeyen mühimmat var.”
İKİ CAN KAYBETTİK
“Tıpkı Ceylan gibi yine burada 2 çocuğumuz kaybettik. Nupelda ve Ayaz’ı kaybettik. Bugüne kadar binlerce çocuğumuzu bu kirli savaşta kaybettik. Sorumluları yok, sorumluları yargılanmıyor ve suç yanlarına kalıyor. O yüzden diyoruz ki çocuklarımıza sahip çıkacağız, çocuklarımızın geleceğinin bu savaşta yok edilmesine mutlaka engel olacağız. Dolayısıyla bu kültür festivalinin bu iki çocuğumuza adanmış olması çok anlamlıdır. Bu isimleri unutmayalım. Unutulmasına izin vermeyelim. Bunların hesabını mutlaka soralım.”
“Bugün Kürt halkının, Alevi toplumunun haklarını yok sayarak, ayrımcılığı dayatarak, insanları birbirine düşman ederek ayakta durmaya çalışıyorlar. Bu böyle gitmez diyoruz, biz bir arada yaşama irademizi çok net ortaya koyduk ve eşit yurttaşlık temelinde bir anayasayı gelin hep birlikte yapalım diyoruz. Bu mücadeleyi mutlaka kazanacağız, faşizme karşı mücadeleyi yükseltirken, hepimiz yan yana gelerek demokratik müzakerenin yolunu da açacağız. Bir arada yaşama irademizin hayat bulabilmesi için demokratik müzakere toplumsal uzlaşma talebinde, eşit yurttaşlık haklarının var olduğu bir anayasayı yapacağız; bunu yapmak için yan yana gelmeliyiz.”