AKP'nin 2016 yılında Amed Büyük Şehir Belediyesi'ni gasp etmesinin ardından Heykeltıraş Erdal Tut, KHK ile mesleğinden uzaklaştırıldı. Bunun ardından Tut Amed'in Ofis semtinde 80 metrekarelik bir depoyu heykel ve üretim atölyesine dönüştürerek hem kişisel işlerini yürütüyor hem de bu meslekle ilgilenen insanlara mesleği öğrenme fırsatı veriyor. Heykeltıraş Tut, küçük atölyesinde taşa, toprağa, ağaçlara ve tahta araçlara can veriyor.
Atölye üretim merkezi olduğu için heykeltıraş mesleğine ilgi duyanlar burada heykel sanatını ve heykel yapmayı öğreniyorlar. Bu mesleğin sevgi, huzur ve sabır mesleği olduğunu söyleyen Heykeltıraş Erdal Tut, "Bu işi yapanlar mesleğini sevmeli ve sabırlı olmalıdır. İşe başladığım zaman ilk önce yapacağım şeyi kafamda canlandırıyorum" dedi.
Amed Silvanlı olan Tut, çocukluğunu da Silvan'da geçirmiş. Çocukluğunda el sanatları ile uğraştığını söyleyen Tut, bu yüzden heykel sanatına uzak olmadığını belirtti. Tut, ilk kez üniversite yıllarında heykel ve heykeltıraş mesleği ile tanıştığını kaydetti. Daha sonra bütün dikkatini heykeltıraşlığa verdiğini belirten Tut, devamla şöyle konuştu: "Çocukken Silvan'da çamur ve ağaçlarla oynuyordum. Çocukluğumdan bu yana çok konuşamıyorum ama el sanatımı iyi konuşturuyorum. Ortaokulda resim bölümünü okudum ve ressamlıkla ilgileniyordum. Üniversiteye geçtikten sonra heykelle tanıştım ve heykeltıraş mesleği olduğunu öğrendim."
TOPLUMUN HAFIZASINI CANLI TUTUYOR
Yıllardır ağaç ve taş oymacılığı yapan Tut, "Yapılan araştırmalara ve değerlendirmelere göre tarihten bu yana bu sanat var. Heykel sanatı insanın dünyaya daha güzel ve canlı bakmasını sağlıyor. Sanat toplumun hafızasını da sürekli canlı tutuyor. 20 yıldır taş sanatı ile ilgileniyorum. İlk sanatım taştır. Ama yaklaşık 6 yıldır kil ve ağaç oymacılığı da yapıyorum. Bu meslek sabır, sevgi ve huzur veren bir meslek. Bu işi yapanlar işini severek yapmalı ve sabırlı olmalıdır. Yapacağım eserleri önce zihnimde canlandırıyorum ardından taş ve ağaçlar üzerinden şekil veriyorum. Bütün el ürünlerini büyük bir emekle yapıyorum.
Bu sanat hayatımın bir parçası olmuş durumda. 20 sene önce heykel nedir bilmiyordum ama bu sanatın heykeltıraşlığını yapıyorum. Taşa, toprağa ve ağaca hayat veriyorum. Amed gençleri de bu sanata büyük bir ilgi gösteriyor. Atölyemde de gençlere bu sanatı öğretiyorum. Burası aynı zamanda el sanatları akademisi gibi" şeklinde konuştu.
TAHİR ELÇİ'NİN HEYKELİNİ YAPMAK İSTİYORUM
Kürt halkının birçok kahramanın ve öncüsünün heykellerini yapmak istediğini sözlerine ekleyen Tut, en büyük hayallerinden birinin Tahir Elçi'nin heykelini yapmak ve Amed'in Sur ilçesine dikmek. Tahir Elçi'nin barış sembolü olduğunun altını çizen Tut, mesleği için desteğe ihtiyacı olduğunu söyledi. Belediyelerin el sanatlarına değer vermediğine dikkat çeken Tut, bu yüzden hala Amed'de bir heykeli olmadığını ifade etti.
Heykeltıraşlığa ilişkin yazılı bir tarihin olmadığına dikkat çeken Tut, "Atalarımız da bu sanatı yapmışlar. Bunun örnekleri de Nemrut ve Göbekli Tepe'de var. Bölgede bu kadar değerli ve güzel heykellerin yapılmış olması bütün heykeltıraşları mutlu ediyor" dedi.
KAYYUMLAR İLK ÖNCE KÜRT ÖNCÜLERİNİN HEYKELLERİNİ ORTADAN KALDIRDI
Kürdistan'da belediyelerin kayyumlar tarafından işgal edilmesinin ardından heykel bölümlerin tamamen kapatıldığını hatırlatan Tut, bu şekilde Kürtlerin tarihinin ortadan kaldırılmak istendiğini söyledi. Kayyumların geldikten sonra ilk yaptıkları işlerden bir tanesinin Kürt halkının öncülerinin heykellerini ve yas anıtlarını ortadan kaldırmak olduğunu vurgulayan Tut, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "İlk önce Ehmedê Xanî heykelini ve Roboski anıtını kaldırdılar.
Bu durum içimi çok acıttı. Bütün heykeltıraşların buna tepki vermesi gerekir. Bu yaklaşımla Kürtlerin tarihine ve sanatına saygısızlık yapılıyor. Zaten bu şekilde Kürtlerin anılarını ve hafızasını yok etmek istiyorlar. Kürtleri hafızasız bırakmayı amaçlıyorlar. Heykelleri kaldırabilirler ama zihnimizde yaşananları yok edemezler."