Kandîl halkı: Bölge yönetimi kayıplarımızı gizliyor

Türk devletinin Güney Kürdistan’a yönelik saldırıları karsında sessizliğini sürdüren Hewlêr yönetimine tepki gösteren Kandîl halkı, kayıpların bölge yönetimine bağlı Adli Tıp Kurumu tarafından gizlendiğini bildirdi.

Sürekli Türk devletinin savaş uçaklarının hedefinde olan Kandîl bölgesine doğru yola çıkıyoruz. Önce Zergelê köyüne vardık. Türk devleti 1 Ağustos 2015 günü bu köyde savaş uçaklarıyla bir katliam gerçekleştirmiş; 8 Kürt sivil şehit düşmüş, 17 kişi de yaralanmıştı. Saldırının üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen hâlâ bombalamanın izlerini köyde görmek mümkün. Katliamda yakınlarını kaybedenler ANF’nin Sorani servisine hem yaşadıklarını hem de Hewlêr yönetiminden taleplerini dile getirdi.

'BOMBALAMALAR SÜRÜYOR'

Borîskan köyünden olan Mihemed Salih Resûl, bu mağdurların başında geliyor. Zergelê katliamında yaşamını yitirenlerden 5’i ve yaralananlardan 12’si Resûl’un ailesinden. Şehit ve yaralıları saldırının gerçekleştiği yerlerden kaldırdıktan sonra da Türk devletine ait savaş uçaklarının bombardımanının sürdürdüğünü hatırlatan Resûl, “Şu anda bombalamalar hemen her gün sürüyor, bu durum hayatımızı çok zorlaştırıyor” diye konuştu.

‘ADLİ TIP ÖLÜM RAPORLARINI DEĞİŞTİRİYOR’

Mihemed Salih Resûl, Türk devletinin saldırılarında hayatını kaybedenlerin bölgedeki Güney Kürdistan yönetimine ait kuruluşlarca nasıl gizlendiğine dair de çarpıcı bilgiler verdi. Soran Adli Kurumu’na bağlı doktorların Türk devletinin kurbanlarının sayısını gizlemek için sahte ölüm raporları hazırladığına dikkat çeken Resûl, bu konuda şunları söyledi:
“Şehit düşenler için Adli Tıp’ın verdiği raporlarda ölüm nedeni olarak trafik kazası ya da bilinmeyen bir patlama sonucu şeklinde yazılıyor. Güney Kürdistan Bölge Yönetimi planlı biçimde gerçekleri gizlemeye çalışıyor, bu durum kabul edilemez. Kortek’de 5 yurttaşımız Türk devletinin saldırılarıyla şehit düştü. Maalesef olaya ilişkin ne bir soruşturma açıldı, ne de kimse bir hesap sordu. Bu yüzden saldırılar devam etti. Bizler burada korku içinde yaşıyoruz. Bahçe ve ekili arazilerimize gidemediğimiz gibi uçakların korkusundan hayvanlarımızı meralara da bırakamıyoruz.”
Zergelê’deki yolculuğumuzda Türk devletinin saldırısında yaralanan Mihemed Emîn Xidir isimli bir yurttaşla da karşılaştık. Xidir, saldırıda bir oğlunu, iki kuzenini ve annesini kaybetmiş. Türk devletine ait savaş uçaklarının Zergele’nin yanı sıra Kandilê’deki Balayan, Kortek, Suredê, Beredê, Aşbûlke ve Bolê köylerini de hedef aldığını hatırlatan Xidir, “Türk devletinin amacı sadece PKK’ye değil, aynı zamanda bölgedeki sivil halka da saldırmaktır” diye konuştu.

‘GİRİŞİMLERİMİZ SONUÇSUZ KALIYOR’

Güney Kürdistan yönetiminin saldırılar karşısında sergilediği duyarsızlığa dikkat çeken Xidir, devamla şöyle konuştu:
“Saldırıların son bulması için şimdiye kadar birçok kez girişimlerde bulunduk, hükümet yetkililikleriyle görüştük. Fakat hiçbir sonuç alamadık. Çok zor bir durumdayız, saldırılar yüzünden tarlalarımızı ekemiyoruz. Bahçelerimizin büyük bir kısmı da bombardımanlarda yanmış durumda."
Günüy Kürdistan Bölge Yönetimi’nin temsilcilerinin sürekli Türk devlet yetkilileriyle bir araya geldiğini hatırlatan Mihemed Emîn Xidir, “Ben şehit bir peşmerge babası olarak bölge yönetiminin tavrını kınıyorum. Hewlêr’de bir Türk vatandaşı öldürülmesi olayı günlerce konuşuldu, Türk devletiyle kriz yaşandı. Fakat Binarê Qendîlê’de Türk devletinin katlettiği onlarca Kürt görmezden geliniyor, kimse bu şehitleri konuşmuyor. Hewlêr hükümetine soruyum; dökülen kanımız kan değil mi?” diye konuştu.

‘HAYATI BİZE ZEHİR ETTİLER’

Bokrîskan köyünden Eyşê Nebî Xidir da ailesinden birçok kişiyi Türk devletinin saldırılarında kaybetmiş. Bombardımanlardan dolayı hayatın kendilerine zehir olduğuna dikkat çeken Xidir, “Gece gündüz savaş uçakları üzerimizde dolayışıyor, hiçbir şey yapamıyoruz, sürekli korku içindeyiz. Geceleyin çocuklarımız korkudan ve uçakların seslerinden uyayamıyor” dedi.
Türk devletinin 2008 yılından bu yana Kandil'e bölgesini bombaladığını hatırlatan Eyşê Nebî Xidir, şöyle konuştu: “Saldırılarda şimdiye kadar 9 akrabamı kaybettim. Evimize de bomba yağdırdılar, evimi kullanılmaz hale geldi. Ancak 1 ay sonra evlerimize gidip kaybettiğimiz insanların parçalarını toplayabildik. Tüm bu saldırılara ilişkin hiçbir yetkili gelip ne bir incelemede bulundu, ne de bir soruşturma başlattı. Üselik burayı gelip bizi ziyaret etme gereki bile duymadılar.”