KJAR mücadeleyi her zamankinden daha fazla büyütmeye çağırdı

Doğu Kürdistan Kadınlar Topluluğu (KJAR), Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik 9 Ekim komplosunun yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada “mücadeleyi her zamankinden daha fazla geliştirmeye” çağırdı.

KJAR Koordinasyonu yaptığı yazılı açıklamada “Önderliğimize yönelik 9 Ekim tarihin de gerçekleştirilen uluslararası komplonun 23. yıl dönümünde, insanlık tarihinin görmüş olduğu en büyük komplosu ve kirli oyunlar temelinde gerçekleştirilen bu komployu kınıyoruz. Önder APO, 21. yüzyılı kara bir kışa ve karanlık bir döneme dönüştürmeyi hedefleyen dünya hegemonik güçlerinin, ortadoğu'da halklar, kadınlar ve ezilen insanlık üzerinde kurduğu köleliği kırdığı ve hesaplarını bertaraf ettiği için hedef haline getirilmiştir” dedi.

Açıklamada devamla şunlar belirtildi:

“Bugün nedeniyle Önderliğimize olan derin bağlılığımızı bir kez daha belirtiyoruz. KJAR olarak aldığımız hamle kararımız ile ‘Li Dijî Sêdarê û Qirkirina Jinê, Dema Parastina Jina Azad e’ bilinciyle kadına ve Kürt halkına dayatılan soykırım savaşı ve köleci yaşam biçimlerini parçalayarak Önder Apo’nun özgürlüğü için başlatılan “Dem Dema Azadiyê ye” hamlesine böyle katılarak, Önderliğimizin özgürlüğünü fiziki olarak sağlamaktır.

Uluslararası komployla mücadelede, Önder APO etrafında ateşten bir çember oluşturarak, komplocu güçlerin planlamalarını yürütemez hale getiren güneşimizi karartamazsınız şehitlerini Rojbin'leri, Berwar'ları, Tayhan'ları, Rotinda ve Kurde'leri, bir kez daha anıyor, yarattıkları militan ve fedai çizgiyi büyütme iddiamızı belirtiyoruz.

Önder Apo’nun Önderliğinde tüm insanlığa yaşam kaynağı ve umut çizgisi demokratik modernitenin giderek yaygınlaşmaktadır. Bu mücadele duruşuyla, özgür bir yaşam geliştirilmektedir. Bugün tüm dünyaya büyük bir özgür yaşam kaynağı haline gelmiştir. Halklar ve kadınlar için, demokratik modernite paradigması tek kurtuluştur. Önder Apo’nun, bu mücadele duruşu, komplocu güçlerin tüm planlamalarını alt üst ederek, deşifre olmuş ve işlemez kılmıştır.

Bu ağır saldırlar altında, her yerde kadın özgürlük mücadelemiz, komploya zemin olan yetersizliklerini aşarak daha yetkin ve sonuç alıcı bir düzeye ulaşmıştır. 9 Ekim komplosuyla mücadelenin üç ayak üzerinde gerçekleştiği açıktır. Özgür kadın çizgisi, fedai militan çizgisi ve savaşan halk gerçekliği! Önder Apo’nun büyük dehasına ve karşılığı olmayan emek ve çabalarına dayalı olarak gelişen bu mücadele gerçekliği, Kürt halkı üzerindeki inkar ve imha, özel savaş rejimini bozguna uğratarak parçalamıştır. Kültürel soykırım sistemine bağlı olarak geliştirilen imha ve inkar siyasetinin işlemez hale gelmesinde, uluslararası komployla mücadele çerçevesinde açığa çıkan üçüncü büyük doğuş belirleyici olmuştur.

Komplo saldırılarıyla teslim alınarak iradesi kırılmak istenen özgürlük mücadelesi, bu mücadele içerisinde, sistemden tam bir ayrışma yaşamış, kopuşu gerçekleştirmiştir. Kopuş tek yönlü değildir. Zihnen kopuş, yaşam tarzında kopuş sistemsel doğuşu ve kendi özgürlük sistemini oluşturmayı açığa çıkarmıştır. Uluslararası komplonun 23. Yılında açığa çıkan demokratik modernite ile kapitalist sömürü sistemi arasındaki savaşın Kürt halk gerçekliğinde ulaştığı düzeydir. 9 Ekim uluslararası komplosunun 23. Yılını Kürt sorununun çözümünün kendisini yakıcı bir şekilde dayattığı 3.dünya savaşının Ortadoğu’da ve Kürdistan’da giderek derinleştiği bir dönemde karşılıyoruz. Geçen 22. yılda komplocular istediklerini başaramamışlar, Kürt halkının özgürlük iradesinin dört parça Kürdistan'da gelişmesinin ve Ortadoğu'da model olmasının asla durduramayacaklardır. Özgürlük bilinci ve iradesi örgütlü mücadelesini yaygın bir şekilde etkili kılmıştır. İçinden geçtiğimiz olağanüstü ve tarihsel dönem, Önder Apo’nun özgürlüğüne, kadın hamlemiz temelinde odaklanarak, zaferi kesinleştirme zamanıdır.

Çok uzun yıllara dayalı olan mücadele birikimimiz, Kürt halkının öz kültür ve öz iradeye dayalı geliştirmek istediği sistemin önüne geçemeyeceğini anlayan güçler, komplo, imha ve soykırım politikalarını savaşa dayalı olarak güncellemek ve etkili kılmak istemektedirler. 9 Ekim tarihinde olduğu gibi bugün de bu saldırı ve savaş politikalarının merkezinde Türk ulus devleti vardır. Bu coğrafyada yaşayan başta Kürtler ve Türkler olmak üzere tüm halklar üzerinde egemenlik iddia eden bu devlet gerçekliği, AKP-Erdoğan liderliğinde, cumhuriyetin kurulduğu yıllarda olduğu gibi Kürt halkının soykırım rejimi altına alınması temelinde mücadelemizin dağıttığı ulus devlet sistemini kurtarmak istemektedir.

Ölüm kalım savaşı verdikleri nokta hegemonya mücadelesidir. Ortadoğu'nun dağılan dengelerini fırsat bilerek, uluslararası güçleri arkalarına almak, darbe ve komplolara dayalı olarak bu kez milliyetçiliğe dinci-mezhepçi ve cinsiyetçilik politikalarını da eklemleyerek faşizmle, kadın ve Kürt düşmanlığıyla, ayakta kalmak istemektedirler. Bu temelde Kürt halkının özgürlük iradesine dayalı siyasi statüsünü yaratması engellenmek istenmektedir. 22 yıl boyunca İmralı sistemi temelinde Önderliğimize ağır tecrit, psikolojik ve fiziki baskı, zehirleme gibi en ağır özel savaş yöntemleri uygulanmıştır.  Tüm komplocu güçler, İmralı zindan konseptini belirleyen güçler bilmelidir ki, Kürt halkı, aklı ve yüreğiyle bağlı olduğu Önderliğine yapılan bu zulmü ve işkenceleri asla kabul etmeyecek ve unutmayacaktır.

Kürt halkının komploya karşı direnişi Önderlik etrafında kenetlenerek gelişmekte ve bugün şimdi özgürlük kampanyalar ile büyümektedir.  Önderliğimiz üzerindeki bu tehlikeli saldırı, Kuzey Kürdistan, Rojava, Şengal, Rojhılat, Başûr’daki halkımıza yönelik geliştirilen soykırım savaşı ve en son  Süleymaniye’nin Çemçemal ilçesinde halkımıza SİHA’larla saldıran TC, yine gerillaya karşı geliştirilen işgal savaşının, kapsamı temelinde kullanılan kimyasal silahlar ve şehirlere kadar vardırılan savaşın boyutu, uluslararası komplonun bir devamı niteliğinde olduğunu çok  yönlü ve güçlü ortaya koymaktadır.

 23. Yılda komplonun yenilgiye uğratılması, kesinlikle “Önderlik etrafında daha fazla odaklanarak ‘Dem Dema Azadiyê ye’ hamlesini doruğa çıkartarak büyütülmesidir. Dünyanın her yerinde milyonların harekete geçirilmesi ve mücadelenin her yerde radikalleştirilmesi ile mümkündür”. Bu anlamda “Özgürlüğün Önderliği, için” halkımızın, halkların, kadınların, gençlerin, her yerde 24 saat seferberlik halinde radikal eylemlerin geliştirmesi hayati önem taşımaktadır. Rojhılat Kürdistan halkımız, kadınlar ve gençler tıpkı 1999 yılı gibi Önder Apo etrafında kenetlenerek, Rojhılat kadın hamlesini büyüterek cevap vereceğiz. İran ve Rojhılat Kürdistanı’nda yaşayan, halklar ve Kürt kadınları olarak başta Önder APO’ya ilişkin gelişen bu saldırılar karşısında büyük bir öfke yaşamaktadır.

Komployu boşa çıkarma gücünü bu öfkeden aldığı gibi komplocu güçlerden, bugün her parçada geliştirilen kadın hamlesini büyüterek hesap sormaktadır. Rojhılat halkımızda geliştirdiği kadın hamlesini dönemsel ve çeşitlendirerek geliştirdiği kampanyalar ile ‘küçük kız çocuklarının evliliği, kadın kırımıdır’ kampanyası ile mücadelemizi büyüteceğiz. Özgürlük düşmanlarını en çok kahreden gelişme özgür kadın gelişmesidir. Uluslararası komplocu güçlerin Türk faşist rejimi eli ile gerçekleştirmek istedikleri, imha, inkar ve soykırım konseptine karşı her alanda direnişimizi büyüterek cevap olacağız. Bu temelde tüm Rojhılat Kürdistanı’ndaki halkımıza ve İran’daki halklara ve kadınlara diyoruz ki, mücadelemizi her zamanki dönemden daha fazla geliştirmeye çağırıyoruz. Başta Kadınlar ve gençler olmak üzere tüm halkımızı her alanda gelişmekte olan bu toplumsal direnişe katılmasının tarihi bir sorumluluk olduğunu belirtiyoruz. Dört parça Kürdistan’da, Kürt halkına ve kadınlara yönelik geliştirilen saldırıları bugün her yerde görkemli bir tarihi direnişle kırılacağını belirtiyoruz.

9 Ekim uluslararası komplosu böyle durdurulmuştu. Kendi öz gerçekliğinden kaçışın bir kez daha soykırım savaşıyla dayatıldığı bu süreçte Kürt gençliğinin, kadınlarının, halkının onurlu bir gelecek için başka yolu kalmamıştır. Kürt halkı üzerinde yeniden güncellenen inkâr ve imha konsepti aynı zamanda tüm Kürdistan halkına ve halklara, kadınlara karşı ve geleceğine de yönelmiştir. Kahrolsun komplocu güçler ve ihanet.”